*Hayatta bazen anlaşılmayan şeyler olur, ve bir anda her şey değişir.*
Şimdiki Zaman 13.12.2018 Antalya
Tam iki yıl önce bun gün, tam bu saatlerde hayatım değişti. Bir yıl boyunca eğitimimi dondurdum, ve şimdi kaldığım yerden devam etmek için önce ismimi sonrada şehrimi değiştirdim.
Tam iki yıl önce bu gün, tam bu saatlerde ailem benim kullandığım arabada öldüler, ve ben yine mezarların başına gelip onlardan özür diliyorum. Ben kim miyim? Ben Anka. Zümrüdü Anka, benim adım Anka Doğan. Ankalar sezgilerine çok güvenirler ve evet ankalar sezer. Ben de tam olarak bir şeyler seziyorum, ama pek güzel şeyler olduğunu söyleyemem. Şu anda karşımda ki insanların başına kötü şeyler geleceğini seziyorum. Çetin'in, babasının ve beni haksız yere okuldan atan müdürün kabusu olmaya geliyorum.
Şimdi nerede miyim? Yeni hayatımın başlangıcındayım, Karahan Kolejinin önündeyim, ve burasının hayatımı değiştireceğini biliyorum.Okula girdiğim gibi sınıfımı öğrenmek için müdürün yanına çıktım.Müdürümüz Selim Bey eski müdürüm Ahmet Beyden daha genç, ve daha yakışıklı.
Sınıfımı öğrendikten sonra merdivenlere yöneldim, ve en üst kata çıkmaya başladım. 12-A sınıfının önünde durduğumda zil çalalı on dakika olmuştu. Kapıyı çalıp sınıfa girdim, hocadan özür dileyip boş bulduğum bir sıraya oturmak için sınıfa baktım sadece bir yer boştu o da en ön sıraydı *ayy en öndeki sıralardan nefret ederim dememe gerek yok herhalde* Yanına oturduğum kızla tanıştım, ismi Elana. Dersimiz biyoloji, ve evet çok sıkıcı, ama hocamız çok tatlı bir kadın olduğundan ders daha çekilebilir hale geliyor.Ders bittiğinde herkes etrafıma toplanıp ne kadar mükemmel gözüktüğümü söyleyip durdu.Nerem güzelse benim. Bir kişi hariç herkesle tanıştım. Tanışamadığım veya benimle bilerek tanışmayan çocuk baya uzun boyluydu. Kıvırcık saçlara ve kendini her yerde belli eden buz mavisi gözlere sahipti.
İsminin Ayca olduğunu öğrendiğim Aikido hocamız, bizim giyinmemiz için on dakika vermiş olmasına rağmen daha ikinci dakikadan yoklama almaya başladı. Hızla giyindikten sonra soyunma odasından çıkıp, spor salonuna girdim ve son anda yoklamaya yetiştim.*Ne ara listede ismim olmuştu bende bilmiyordum oda ayrı bir konu*.İki ders Aikidodan sonra bacaklarınız elleriniz hatta yüz kaslarınız ağrıyor.
Şimdiki dersimizin edebiyat olduğunu duyup ilk başta üzülmüş olsam bile. Elana bana üzülmemem gerektiğini çünkü hocanın çok tatlı bir kadın olduğunu söyledi.Hocanın adını sorduğumda adının annemin adıyla aynı olacağını beklemediğimden ismi duyduğum ilk an gözümden bir yaş firar etti.Ayten... Ayten Hoca.
Ayten Hoca sınıfa girdikten sonra ilk olarak benimle tanışmak istediğini söyledi.Beni ayağı kaldırıp baştan aşağı bir güzel süzdü. "Herkes senin mükemmel olduğunu söylüyorlardı da inanmıyordum, ama şimdi bir bakıyorum da hakikaten çok güzel ve mükemmel bir kızmışsın." dedi. Ben cevap verecekken arkadan bir ses yükseldi sesin geldiği yöne baktığımda sesin geldiği kişinin benimle bir türlü konuşmayan o çocuk olduğunu gördüm."Hocam kesin, evet mükemmel olduğumu biliyorum diyecektir" deyip sesli bir kahkaha attı. Sınıfta ona gülerken eşlik edince benim sinirlerim yerinden fırladı. Anka dövmem hareketlendi ve bacaklarımdan alevler yükselmeye başladı.Bende altta kalmamak adına hemen lafa atladım.
"Senin gibi mi? Kusura bakma ama hazır cevap olmaya çalışma, çünkü her soruya hazır bir cevabın olamaz.Bir gün karşına biri çıkar öyle bir konuşur ki o konuşmadan sonra, adın ne? Sorusuna bile cevap veremezsin." dedim. Tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki hoca alkışlamaya başladı, ve o anda dersin edebiyat olduğu aklıma geldi. Hocanın dediklerimi beğenmesi sınıftan kimsenin hoşuna gitmese de * tabi şimdi yeni geldin, daha ilk dakikan hocanın gözüne girmek zordur.* bana laf atan çocukta alkışlamaya başladı. Ayağa kalkıp karşıma gelip elini uzattı, "Adım Mete," dedi." Benim adım da Anka" deyip elini sıktım. Elimi tuttuktan sonra hızlı bir şekilde beni kendine çekip sarıldı. Her ne kadar şok olsam da karşılık verdim, ve derin bir nefes aldım.Burnum onun teniyle birleşen kokusunu aldığında anka dövmesinin kanatlarını yandığından geri çekilmek zorunda kaldım.
Hocaya dönüp "Hocam kimse mükemmel değildir. Ve kimse kendini mükemmel sanan biri kadar aptal da değildir." dedim. Hoca tam bir şeyler söylemek için ağzını açmışken Mete hemen lafa atladı."Viktor Hugo" dedi.Hoca bu sözüm üzerine benimle teneffüste konuşmak iste de Mete beni bırakmadığından konuşamadık.
Mete çok yakışıklı olmasına rağmen hiç bir kıza yüz vermiyormuş, ve beğendiği kız sayısı da epey azmış.Bu sebepten dolayı beni alkışlayıp sarıldığından beri bütün kızların gözü benim üzerimde. Şu ana kadar bana o şekilde bakmayan tek kız Elana oldu, onunla da daha ilk dakikadan çok iyi arkadaş olduk. Çok şirin ve tatlı bir kız. Kızıl saçlı, uzun boylu ve modayı çok bağlı bir kız, unutmamamız gereken bir konu daha var kızın gözleri zümrüt yeşili.*Evet zümrüt yeşili *Mete... Mete işte, ama öğrendiğime göre bu kadar sevilmesini ve tanınmasının sebebi sadece yakışıklılığı değilmiş, aynı zaman da okuduğumuz okulun tek varisi olduğu içinde herkes tarafından tanınıyormuş.Osman Karahan'nın tek oğlu.Mete Karahan...
Ben mi? Ben... kapkara saçlara sahip, lacivert gözlü bir ankayım. Gerçek bir anka...
Bu biraz garip gelse bile, büyülü bir doğumum olmuş. Annem büyülere çok inanan bir insan olduğundan bana hamileyken sağlıklı doğmam için büyü yaptırmış, ama bu büyünün pek iyi bir büyü olduğunu söyleyemem.Doğduğumdan beridir her ağladığımda bir doğal afet oluşuyor ve ben etrafıma ateş saçarak büyük bir ankaya dönüşüyorum.Doğduktan yaklaşık bir, bir buçuk ay sonra vücudum kendi kendini yakarak belimin sağ alt tarafında bir anka dövmesi oluşturmuş. Ben duyguları ağır yaşayan bir insan olduğum içinde, neredeyse her ani duygu değişimim de ankam hareketlenir bacaklarımdan yukarı doğu ateş dövmesi çıkar ve eğer dahada ileri giderse saçlarım yavaş yavaş kızla çalan bir turuncuya dönüşür.
Ben büyüdükçe büyünün etkisiyle oluşan ankamda benimle beraber büyüdü.Artık güçlerimi kontrol edebiliyorum.Şu zamana kadar hiç kullanmasam da eğer gerekirse kullanacağımı da biliyorum.Dünya üzerinde benim gibi başka ankalar da var mı? Bilmiyorum, ama eğer varsa bile sayımız çok azdır. Şu zamana kadar anka dövmemi görün tek bir kişi var o da annem. Başka birine gösterir miyim? Ankamın onun vücuduna uçmasına izin verir miyim? Belki... bir gün.
Ama şunu çok iyi biliyorum, iki yıl önce kül olduğumu düşündüğümde bir şeyleri atlamıştım. Ankalar ne olursa olsun her zaman küllerinden yeniden doğarlar.
*Beni Aşka İnandır!*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdü ANKA
Teen FictionBen kim miyim? Ben Anka Doğan. Gerçek bir anka,ve bu da benim küllerimden yeniden doğuş hikayem...