İstiyorum...

325 13 2
                                    

Arkadaşlar bu bölümdeki konuşmalar biraz cinsellik içeriyor valla bu bölümde böyle oluversin.

"Çetin... Çetin benim sevgilimdi."

Herkes bana bakıp nefes almayı unutmuş gibi nefeslerini tutmuşlardı. Mete yaklaşık bir kaç dakika sonra herkesin çıkmasını söylemişti. Herkes çıktıktan sonra arkalarından kapıyı kilitleyip yanıma geldi. "Neden sevgiliydiniz seviyor muydun onu?" dedi. Ben hayır dercesine kafamı salladım "Hayır o okulun en gözde öğrencilerinden biriydi ve o zamanlar sadece popüleriteye bakan biri olduğum için onunla sevgili olmuştum." dedim. Bana bakıp beni yavaşça süzdükten sonra sanki bir şey yakalamış gibi hızlıca tekrardan gözlerimi içine baktı. "Benimle de sadece yatmak ve popüler olmak için çıkıyorsun öyleyse." deyip, gözlerini üzerimde tiksinircesine dolaştırdı. "Ya hayır tabikide öyle bir şey yok Mete bak sen olayı çok yanlış anladın. " deyip sustum. Arkasındaki bir koltuğa oturup yayıldı. "Anlat o zaman " deyip sustu. Kafasını tavana dikip büyük ihtimalle benim diyeceklerimi bekliyordu. Daha fazla tartışmamak için kucağına oturdum. Kafamı şimdi söyleyeceklerimden dolayı daha da utanmamam için boynuna gömdüm.

Bir kaç dakika sonra derin bir nefes alıp iç çekti, bende konuşmam gerektiğini anlayıp, derin bir nefes aldım. "Bana böyle demeye hakkın yoktu. Ben sadece seninle birlikte olup ondan sonra ayrılacak bir kız değilim. Ben... ben seni çok istiyorum, her şeyinle." Kapı kilitli olduğundan, ve kimse giremeyeceğinden dolayı rahat bir şekilde Mete'nin tişörtünü çıkardım. Ellerimi karın kasları üzerinde dolaşırken konuşmaya başladım. "Karın kasların mesela bu baklavalara teker teker isim vermek istiyorum." Kollarını tutup kendi belime doladım. "Huzurlu, güvende hissettiğim kollarında bir ben olayım istiyorum. -elim sakallarına gitti- sakallarına sadece ben dokunabiliyim istiyorum. Senin bana hissettirdiklerini sadece sen hissettirebil istiyorum, senin hissettiklerini sadece ben hissettirebiliyim istiyorum." Derin bir nefes aldım, ve boynuna iyice gömülüp utanmama engel olmaya çalıştım. "Erkekliğini hissetmek istiyorum. -belime koyduğu ellerinin kasıldığını hissettim- Sertliğini, hükmünü bana hissettirmeni istiyorum. Erkekliğin sadece bana çalışsın istiyorum... Tadına sonuna kadar varmak istiyorum. Gözlerin, sakalların, dudakların, boynun, saçların, karın kasların, bana huzur ve güven veren kolların sadece benim olsun istiyorum. Her şeyimle senin olmak, her şeyinle benim olmanı istiyorum. Her hücremde seni ve erkekliğini hissetmek istiyorum. Ben seni istiyorum... sadece seni." Yüzümü elleri arasına alıp ona bakmamı sağladı. "Bazen ben de o kadar çok şey istiyorum ki. Mesela dudaklarını sadece benim görebilmemi istiyorum. Saçlarını, kokunu sadece benim hissedebilmemi istiyorum. Bir kaç kere de olsa altımda devam etmem için yalvarmanı, zevkten inim inim inlemeni zevkini benimle paylaşmanı istiyorum. -ellerini kalçama götürüp beni kendine bastırdı- beni istediğin kadar hissedebilirsin sevgilim sadece senin için çalışıyorum, sadece seninim. Beni istediğin zaman istediğin kadar hissedebilirsin, ama tek bir şartım var. -evet dercesine kafamı salladım- benimde seni hissetmeme izin vereceksin." deyip switimi bir çırpıda çıkardı. "Ya Mete ne yapıyorsun." deyip ellerimle göğüslerimi kapattım. "Hayır bunu yapma -ellerimi göğüsümden çekti- benden utanma." dedi, ve dudağıma ufak bir öpücük kondurdu. "Hissetmek istiyor musun?" diye sorduğunda gözlerim iri iri açıldı. Çünkü bu kadar erken olmasını ve böyle bir yerde olmasını istemiyordum. "Emin değilsen... yani beni istemezsen kalkabilirsin... yani seni zorlamam." deyip, ellerini belimden çekti. Bende ilk başta kalkıyormuş gibi yaptıktan sonra kendimi ona daha çok bastırdım, artık erkekliğini tam oramda hissedebiliyordum. Dudağını ısırdığını gördüğümde ellerimi dudağına götürüp alt dudağını dişlerinin esirinden kurtarıp kendi dudaklarıma esir ettim. "Anka... durmalısın bunu bana yapma burada, şimdi, bu şekilde olmaz." deyip beni bir çırpıda dizlerine oturuttu. Kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim ve bu daha çok utanmamı sağladı.

Yeniden sınıfa çıktığımızda herkes bize bakıyordu, yani herkes derken bizim tayfada ki herkes. Aras yine kendini tutamadı ve konuşmaya başladı. "Valla en azından bebekle gelmediniz. Oğlum siz neredesiniz ya kaç saattir sizi bekliyoruz. Az önce hoca sınıfımıza yeni bir öğrenci geleceğini söyledi. Bir an kaçıracaksınız sandım." dediğinde ben gülmeye başladım.

Derse girdiğimiz de hoca bir kaç dakika sonra sınıfın yeni öğrencisinin geleceğini söylediği zamandan beridir herkes kapıya bakıyor. Yaklaşık on dakika sonra kapı yavaş bir şekilde açılmaya başladığında hepimiz aynı anda gözlerimizi kapıya çevirdik. Herkesi beklerdim, ama yeni sınıf üyesinin Çetin'in ta kendisi olmasını beklemezdim...

Arkadaşlar biliyorum biraz kısa oldu ama baya feci olduğunu düşünüyorum...
Dilacım bu bölümü sana özel yazdım bebeğim...
dila_bostan

Zümrüdü ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin