Beklenmedik Geliş...

296 6 0
                                    

"Hayat sen planlar yaparken başından geçenlerdir."

    Çetin içeri girdiği gibi gözleri beni buldu. Mete'nin ellerinin elimde kasıldığını hissettim. Daha az önce onun yüzünden kavga etmişken, birde çıkıp gelmesi hiç olmamıştı. "Adın ne bakayım evladım?" dedi hoca. "Çetin" deyip, kısa kesti ve boş sıralara bakınmaya başladı. Gözlerinde bir parlama oluşunca sınıfa ufak bir göt attım, sadece bizim oturduğumuz sıranın arkası boştu. Arkamıza oturup sırtıma dokunduğu sırada Mete sırf ben dönmeyeyim diye elimi sıkıp sıkıp duruyordu uyarı veriyordu aklınca. Ama tabi ki dinlemedim. "Ne var? Allah'ın belası ne var!" deyip, alaycı bir sırıtış takındım.

    Mete, Çetin konuşmaya başlayamadan kulağıma eğilip, "Benden ve bizim gruptan başka kimseye gülmeyeceksin. Nasıl olursa olsun." deyip yanağımı öptü. Kıkırdadım bu sırada Çetin bana, beni yiyecekmiş gibi bakıyordu. Mete elini belime atıp Çetine 'o benim bakışlarından birini attı sadece birini'. Bu sırada hoca konularda ileri olduğumuzdan bizi serbest bıraktığıyla ilgili bir konuşma yapıyordu. Tam Çetin bir şey diyeceği sırada bu sefer araya Aras girdi. "Merhaba bir aralar en yakın arkadaşımın hayatını mahveden çocuk" deyince kıkırdadım. "Yeni sınıf arkadaşımıza niye böyle davrandın ki kanka. Hiç yakışıyor mu sana?" dedim Arasa bakarak. Kıkırdadı, "Biliyorsun, samimi olmadığım insanlara böyle davranıyorum tabi ki de ona özel değil canım." deyip alaycı bir sırıtış takındı yüzüne. Hazal, Arasa katılır gibi kafasını salladı. "Ben de öyle düşünüyorum hayatım. Bence samimi olamayacağımızdan önceden böyle konuşmamıza alışmalı dimi kanka." deyip yan sıraya Sahra'ya baktı. Sahra kafasını sallarken Rüzgar söze girdi. "Vallahi koçum bizim gibi özel ve büyülü insanlardan uzak durmalısın canını yakabiliriz." deyip ileri gitti, ve bir kahkaha patlattı. Biz de ona katırılırken Çetin sanki daha fazla konuşursak korkudan bayılacakmış gibi bakıyordu, tabi bunun sebebi Mete'nin bakışları da olabilirdi. Teneffüs zili çalarken herkes ayağı kalkıp sınıftan çıkmaya başladı, Çetin neden insanlar etrafına toplanmıyor diye bakarken Yiğit söze atladı. "Bizim sınıfın en gözdesi Mete, ve onun sevmediği kimse sınıfta sevilmez bu yüzden kimse seninle tanışmaya bile yanaşmaz canım" deyip Çetin'e imalı bir şekilde göz kırptı, canım kelimesini vurgulaması da gözümden kaçmamıştı. 

    Meriç Damla ile beraber sınıfa girerken bütün grup olarak onların ne ara sınıftan çıktığını merak etmeye başladık. Meriç sanki zihnimi okumuş gibi "Az önce Murat yanıma geldi, bizimle bir şey konuşmak istiyormuş ben de siz rahatsız olmayın diye Damla'yı alıp çıktım. Çok garip şeyler söylediğine emin olabilirsiniz." dedi, ve Çetin'e dik dik bakmaya başladı. "Arkadaşın bahsettiği Murat bizim eski okuldan Murat olabilir mi Ankam?" diye bir soru yöneltti bana. Ben tam çemkirmeye başlıyordum ki, Mete hemen atladı. "Anka nereden senin oluyor bakayım." deyip yakasına yapıştı. *Oh olsun bir tanede benim için vur sevgilim* dedi iç sesim. Hani insanların bir kolunda melek diğer kolunda da şeytan olurmuş ya, 'Aslında ikisi de melek ama biri günahları biri sevapları yazar.' benim iki tarafımda da en boynuzlusundan iki şeytan var. "Mete misin, kimsen artık sen yokken ben vardım ve Anka tamamen bana aitti. Onu senden geri alacağım." deyip elini belime koydu. Sinirlerim zıplama raddesine geldiğinde böyle bir hareket yapmamalıydı. Kolunu tutup dönerek elinin sırtına yapışmasını sağladım büyük bir ihtimalle bileğinden dirseğine uzanan spiral bir çatlağa sahip oldu neyse ki kırılmamıştı. "Bir daha elini benim herhangi bir yerime koyarsan o elini alır kırıp dürer ve bir tarafına kalaylarım Çetin!" dedim, her kelimenin üstüne basa basa sonlara doğru sesim yükselse bile bağırmamıştım. "Tamam, tamam. Bi-bir daha  asla dokunmayacağım sana ö-özür dilerim." dedi, titreyen sesiyle. Bunlar beni sakinleştirmeye tabi ki de yetmemişti. Artık gücümü kullanmamın vakti gelmişti hatta geçiyordu. "Bütün gücümü üstünde denemek istiyorum! sana sadece bir soru soracağım, eğer doğruyu söylersen seni bırakacağım. Eğer yalan söylediğini düşünürsen seni yakarım. Hemde gerçek anlamda." dedikten sonra kanatlarımı çıkardım. Mete de aynı hızla kurda dönüşürken, Sahra ve Rüzgar da aslana dönüştükten sonra Çetin'in etrafını sardılar. Damla elinde ki kara büyünün rengine giren siyah dumanını etrafa salmaya başlamıştı bile. Meriç ellerinden çıkan kırmızı dumanla oldukça korkutucu görünüyordu. Kayra elektrikle yüklendi Hazar ise Kayranın üzerinde ki bütün elektrik yükünü ellerine aktararak elektriği kontrol etmeye başlamıştı. Burada her sevgili birbirini tamamlıyordu işte şimdi bir takım olarak hazırdık. " Ailemin ölümüne sen mi sebep oldun? Sen mi zarar verdin arabamın frenlerine?" deyip kanatlarımı alevlendirdim. Kanatlarım şuan ki halinin iki katına çıkınca tuttuğum bedeni titremeye başladı. "Size yemin ederim ben yapmadım. Babam sizin gibi insanları bulmaya ve öldürmeye çalışıyor. Bana senin arabanı sorduğun da ne yapacağını bilmediğimden gösterdim. Arabanın frenleriyle oynayacağını bilseydim söylemezdim. Senin ölmediğini ve ismini değiştirerek bu okula kaydını aldığını öğrendiğimizde senin bir anka olabileceğini düşündü adını da Anka olarak değiştirdiğini öğrendiğinde emin oldu. İki gün içerisinde buraya taşındık, ve benim kaydımı bu okula aldı. Ben de karşı çıkamadım tabi. Ama seni böyle başkasının kolların da görmek beni çıldırttı. Hala da çıldırtıyor. Şimdi eski halinize dönüp şu dumanları etrafımızdan alabilir misiniz?" dedi, nefes nefese. Bizimkilere dönüşmesi için işaret yaparken, hala Çetin'e bakıyordum. Bırakmaya niyetim yoktu. Mete ve ben dışında herkes güçlerini geri çekmişti, biliyordum ben dönüşmeden Mete de dönüşmeyecekti. Ben yavaş yavaş eski halimi alırken o da hızlı bir şekilde normale döndü. "Bizim etrafımızda dolanmadığın sürece sana bulaşmayacağız Çetin, ama eğer ki birimize zarar verirsen. Canını bile sıkarsan önce yakarım sonra kül olursun. Biliyorsun yaparım!" deyip Mete ile beraber sınıfın çıkışa ilerledik grubun diğer üyeleri arkamızdan gelirken arkamızda korku dolu ve tir tir titreyen bir Çetin bırakmıştık.

    "Mete daha kaç kere diyeceğim topu bu kadar sert atma diye." dedim kafamı tutarken. Gelip alnımdan öptü. "Özür dilerim sevgilim, bilerek olmadı. Bilerek olsaydı sana değil başka birine gelirdi." deyip sırıttı. Kimden bahsettiğini hepimiz biliyorduk. *Biliyorduk değil mi? Çetin işte ya anlayı verin.* Kafamı tutmaya devam ederken spor salonundan çıkıp soyunma odasına giriyordum. İçeride bizim grubun kızları vardı. Şaşırdık mı tabi ki de hayır. "O herkes buradaymış." dedim. Hazal beni yanına çekti. "Kızım siz Mete ile ne yaptınız aşağıda anlat bakalım Çetin geldi falan derken arada kaynadı." dedi kıkırdayarak. Hemen kıpkırmızı olunca Sahra hemen söze atladı. "Kızlar bir şey olmuş, yüzü kızardı bunun." dedim kızlar da başlarını sallayarak Sahra'ya katıldılar. "Ya kızlar öyle çok bir şey olmadı sonra anlatırım." deyip geçiştirmeye çalıştım çünkü anlatırsan büyük ihtimalle domates olarak çıkacaktım buradan. "Ya Anka anlat işte ne olacak biz yabancı mıyız? Hem bizden mi utanıyorsun." dedi Elana. Kayra elimi tutarak ısrar eden gözlerle bana bakmaya başladığı anda pes ettim. " Peki anlatacağım ama sonuna kadar kimse ağzını açmayacak sonra istediğiniz kadar bağırabilirsiniz." diye önceden bir uyarıda bulundum. Kızların hepsi ritmik bir şekilde kafasını sallayınca yaşadıklarımız bütün çıplaklığıyla anlattım. Mete'ye dediklerimi, onun bana dediklerini falan filan. "Anka lütfen bize bittiğini söyle." dedi Kayra. Gülümserken kafamı salladım. Kızlar aynı anda çığlık atınca kahkaha attım. "Tamam kızlar anlattığıma pişman etmeyin." deyip kahkaha atmaya devam ettim. İlk başta utansam da sonradan çok sıkıntı çıkmamıştı. Fazla kızarmadığıma emindim.

Mete'den

    Anka soyunma odasına girince spor salonunda yalnız kalmıştım. Bizim erkeklerin soyunma odasında olduğunu düşünüp oraya doğru yürümeye başladı. İçeri girdiğinde bizimkiler benim gelmemi bekliyormuş gibi ritmik bir şekilde ayağı kalktı kendimi koğuşa giren üstsubay gibi hissetti. "Neden bana böyle bakıyorsunuz?" diye sordum çünkü çok garip bakıyorlardı. Aras "Çetin olayı falan derken arada kaynadı, siz Anka ile ne yaptınız alt katta." dedi birden. Yüzüme bir anda Anka'nın utanmaktan kızarmış yüzü gelince sırıttım. Çok tatlıydı başımın belası hele o seni istiyorum derken ki mağsumiyeti beni benden alıyordu. Çocuklara olan biteni tek tek bütün her şeyiyle anlattım. Meriç yüzünde bir sırıtışla "Vay Anka'ya bak sen fazla dişli çıktı." dedi ve kahkaha attı grubun diğer üyeleri de ona katılırken ben de kendimi tutmayıp kahkaha atmaya başladım. Beraber soyunma odasından çıktığımızda karşımızda bizim kızları bulmayı beklemiyorduk hem de bu şekilde hiç beklemiyorduk.

Dolu Kadehi Ters Tut - Madem

Zümrüdü ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin