4.Bölüm - "Dayak"

3.4K 644 138
                                    

Gözlerimi açtığımda beynim uyuşmuş ve feci şekilde ağrıyordu.Bir sandalyeye elim ve ayaklarım bağlanmıştı.Kımıldayamıyordum,kollarımı hissedemiyordum.Sanki kollarımın ve bacaklarım yoktu.Gözüm hafif hafif kararıyordu.Pencerenin tam önündeydim.Arkam dönüktü ama güneş odanın tam ortasına vuruyordu.Muhtemelen öğle vaktiydi.Buda demek oluyor ki 10 saate yakın bi süredir uyuyorduk.

Göz kapaklarımı zorda olsa tamamiyle açtığımda sol tarafımda Ahmet'i gördüm.Kafasını eğmiş uyuyordu.İlacın etkisi hâlâ geçmemişti büyük ihtimalle.Kafamı kaldırıp tam karşıya baktığımda kanım donmuştu.Önceden ufakta olsa şüphelerim vardı ama şimdi kesinlikle emindim; Murat beni delirtmeye çalışıyordu.Halsiz olmama rağmen tüm sinirimle bağırdım.

"Bu ne laaaaaaaaaaan!!!" başımın ağrısı iki katına çıkmıştı kendimi sıkınca.Delircektim karşımdaki duvarın tamamı Büşra'nın gizlice çekilmiş fotoğraflarıyla doluydu.Okul çıkışında,eve giderken,arkadaşlarıyla gezerken,sınıfta...

Büşra'nın her yerdeki fotoğrafları burdaydı.Ama Kim,Nasıl çekmişti bunları ? bu Murat piskopatı benden öyle bir dayak yicekti ki dövmediğim zamanlar beni arayıp;

"Alo,Kerem abi müsaitsen geliyim beni döv be abi,hee ne dersin?" dedirticektim ona yumruklarımın müptelası olucaktı bu kıl kuruk.

Sonra aklıma okul geldi şimdi bizimkiler "Nerde bu ikisi diye birbirlerine soruyodur.Daha da kötüsü Annemle babam çoktan polise haber vermiştir bile.

Benim anne ve babam panik insanlardı.Ben 10 yaşında falanken Annem "iki ekmek al" diyip beni sokağın sonundaki bakkala gönderdi.Gittiğimde bakkalda ekmek kalmamıştı.İki sokak aşağıdaki fırına gittim.Fırında 4-5 tane vardı ama nasıl desem 'Allahım günah yazmasın'

yenilebilcek gibi değildi.Bende başka bakkal ararken; komşumuz Suat abi arabayla evine giderken beni gördü.

"Kerem ne arıyosun bakalım" dedi.

"Annem ekmek almaya gönderdi,bizim bakkalda da yoktu fırında da.

'Şimdi adama ekmek vardı almadım deseydim,bi ton soru sorcaktı,en iyisi yoktu demekti.'

"Atla o zaman seni caddedeki fırına götüriyim,hem orda vardır" dedi ve gittik.Dediği gibi o fırında ekmek vardı,fırından iki ekmeği alıp Suat abiyle eve döndüğümüzde bizim evin önünde polis arabasını gördüm.Arabadan inip eve koştum annemle babam kapının önünde bir polisle konuşuyordu.Daha doğrusu annem ağlıyor babam konuşuyordu."

Anne noldu ?"dedim polisin arkasından.Annem ufo görmüş masum köylü moduna girip gözlerini kocaman açtı."Oğlum nerdeydin?,biri kaçırdı sandık perişan olduk !!!"

"Ne kaçırılması anne bizim bakkalda ekmek yoktu, bende Suat abiyle caddedeki fırına gittim."

Polis gülümsedi ve "Korkulcak bi şey yokmuş,sende ufaklık bi daha bi yere giderken annenlere haber ver olur mu ?"

"Peki."diyip kafamı salladım.

"Daha evden çıkmamdan 10 dk. bile geçmeden polise haber veren ailem; 10 dk. geçseydi büyük ihtimalle Obama'yı arayıp FBI ve CSI 'den destek isrerdi.

Ben bunları düşünürken yüzümde hafif bir gülümseme belirdi.Tam biraz toparlanmıştım ki aşağıdaki giriş kapısından birinin eve girdiğini ve merdivenlerden yukarıya çıktığını duydum.Biri bizim odaya geliyordu.Hemen tıpkı Ahmet'in uyuması gibi kafamı eğdim ve gözlerimi kapattım.Vücudumda adrenalin tavan yapmıştı.Ve bizim olduğumuz odanın kapısı açıldı.Giren kişinin tam karşımızda olduğunu hissedebiliyordum.Daha sonra içerideki kişi telefonla konuşmaya başladı.

"Murat bunlar hâlâ uyuyo"

"Ee napcam bunları şimdi"

"Murat saçmalama ya ellerini çözerken uyanırlarsa"

"Peki dediğin gibi olsun,inşallah uyanmazlar"

İşte şimdi tam sırasıydı.Telefonla konuşan,şuan odanın içindeki 'Murat'ın hizmetkârıydı'.Ellerimizi çözmesinin nedeni,uyandığımızda gitmemiz içindi.Murat aklı sıra bize gözdağı vermiş olacaktı.Bu intikam almak için yi bir fırsattı.Murat'ın hizmetkârının ilk Ahmet'e yaklaştığını hissettim.Onu çözdükten sonra sıra bendeydi.Benim ilk kollarımı çözdü,kollarım çok acıyordu ama 1 dakikacık dayanmalıydım.Ayaklarımı çözmek için eğildiğinde gözlerimi hafifçe aralayıp,hizmetkâra baktım ayaklarımı tamamen çözdüğünde ipi eline alıp ayağa kalkarken,yumruğumu sıkıp tam gözünün üstüne salladım.Hizmetkâr yere serildi.Hemen üstüne atılıp yumruklarımı ard arda patlattım.

Hizmetkâr ; "N'olur Kerem sizi çözdüm,kurtardım.Benden ne istiyosun?"

Kendince beni kendisinin kurtardığına inandırıcaktı beyefendi.Ama ben yer miyim ? YEMEM.

Yalan attığını bildiğim için daha da şiddetli vurdum.Çocuk bir kaç yumruk daha attıktan sonra bayıldı.Hemen Ahmet'in yanına gittim ve sarsmaya başladım.

"Ahmet kardeşim uyann !!" Bi kaç kere daha sarstım.Ahmet gözlerini yavaşca açtı ve;

"Kerem sen misin? "

"Evet Ahmet benim.Hadi toparlan gidiyoruz"

Ahmet yerdeki hizmetkâra bakarak;

"Yine rahat durmamışsın"

"Alışkanlık işte.Dövmeyince ellerim kaşınıyo.Biliyosun kaşıntıları sevmem"

"Bilmiyorum kardeşim,bilmem mi !!!"

Arkadaşlar bu bölümü okulların açılmasına 5 gün kala yazıyorum.Biliyorum hepimiz üzgünüz.Bende bu moral bozukluklarının arasında zar zor yazdım.Okullar kapansın plissss :( neyse bu bölümden sonra YB çok uzun süre sonra gelebilir.

ASLA ASLA DEME kitabimada VOTE ve YORUM yapilmasini istiyorum.Sizi çok seven yazarınız.

Kendinize iyi davranın dicem okullar varken bu çok zor.Neyse hadi iyi eğlenceler :))

Ben KEREM #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin