9.Bölüm - "Kavga"

2.3K 463 101
                                    

Bizimkileri evden uğurladıktan sonra kendimi koltuğun üzerine attım ve kollarımı başımın arkasında birleştirip tavana bakarak uzaklara daldım.Neler oluyodu bu aralar? Büşra'nın ; "o elde etmek istediği şeye, bencilce ve acımasızca sahip olmak ister." Diye uyarmasının altında bi yaşanmışlık vardı sanki.Umarım öyle bi şey yoktur diye geçiştirirken telefonuma gelen mesaj beni düşüncelerimden kopardı.Elimi masaya uzatıp masanın üzerinde titreyen telefonumu aldım.Mesaj kayıtlı olmayan bi numaradandı.Mesajda;

"Eğer erkeksen,saat 2'de okulun arkasındaki parka gel.NOT:YANINDA KİMSE OLMASIN."

Yazıyordu.Mesajda yoğun bi Murat kokusu almıştım.Benimde istediğim buydu zaten,teke tek ve erkek gibi.O yüzden bizim çocuklardan kimseye haber vermicektim.Doğru olan budu bana göre.O Murat kıl kuyruğunun derdini kökünden çözmek için iyi bi fırsattı bu.

Saat 13.23'tü 10 dk. Sonra evden çıkarım diye düşünüp yukarıya odama çıktım.Yeni banyo yaptığımı ve sonbahar günü havanın da estiğini düşünerek hırkamı üzerime geçirdim.Mavi dar pantolonumla ve siyah hırkamla Murat'ı eşşek sudan gelene kadar dövmeye hazırdım.Odamın kapısını kapattım ve aşağıya indim.Masanın üzerindeki telefonumu cebime koyup,evin yedek anahtarıyla dışarıya çıktıktan sonra kapıyı iki kere kilitledim.

Yola koyulmuştum bile.Hızlı adımlarla ara sokaklardan okulun yaklaşık 100 m. arkasındaki parka yaklaşmıştım.Parkı uzaktan görebiliyordum görünüşe bakılırsa bi teyze ve torunundan başka kimse yoktu.Murat'ın tuzak yapabilme ihtimali beni tedirgin etmeye başlamıştı.Bir kere daha Murat'ın tuzağına düşmemek için etrafımı sürekli kontrol ediyordum.Ve parka gelmiştim.Az önce burda olan teyzede yoktu şimdi.Cebimdeki telefonu çıkarıp saate bakınca ortalıkta kimsenin olmaması normal geldi.Çünkü saat 13.41'di yani ben çok hızlı gelmiştim.Banka oturup beklemeye koyuldum.Her geçen dakika bana 1 saat gibi geliyordu.Sabırsızlanıyordum Murat'ın benimle ve Büşrayla ne derdi olduğunu anlamak için.Ve sonunda beklenen kişi gelmişti Murat benim geldiğim yönün tersinden parka girdi.Ayağa kalktım ve gelmesini bekledim.Suratında yine o pişkin tavır vardı.

Murat'ın bi şey yapmasına yada söylemesine gerek yoktu.Sadece şöyle pişkin pişkin bakması bile beni uyuz etmeye yetiyordu.

Ve Murat şuan karşımdaydı.İlk soru ondan gelmişti.

"Görüşmeyeli nasılsın popi çocuk? "

Beni her gördüğünde bu soruyu sorması onun beyninde ikinci bir soruya yer olmamasından kaynaklanıyordu muhtemelen.

"Seni gördüm daha iyi oldum kıl kuyruk."

Kıl kuyruk dememe bozulmuştu ama çaktırmak istemiyordu.İfadesi biraz bozulmuştu.

"Okuldaki hayranların bi gece ortalıkta yoksun diye çok üzülmüşler gördüğüm kadarıyla."

"Benim hayranlarım yokta,bir sürü beni seven kardeşim var.Kardeş kelimesi ne demek bilmiyosan başka bir zaman detaylı olarak anlatırım sana."

"Ben kardeş kelimesini çok iyi bilirim popi çocuk.Kardeş dediğinin kardeş olmayı hak etmesi lazım ama."

Şaşırmadım diyemezdim.Bizim Murat beye bakın nelerde biliyormuş.Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir ya,Muratta yılda iki kez doğru cümle kurabiliyormuş demek ki.

"Merak etme Murat benim kardeşim dediğim herkes 'kardeş' kelimesini sonuna kadar hak ediyolar."

"Peki öyle olsun.Ya o zaman bugün evine ziyarete gelenlerden hepsine kardeşim diyebilir misin?"

Bu kadarıda olmazdı artık.Bugün bizim evi izlemiş ve soru mu hazırlamıştı bu kıl kuyruk?

"Neyi kastediyorsun sen?"

"Neyi kastettiğimi çok iyi anladın sen" dedi ve yine pis pis sırıtmaya başladı.

"Büşra diyorum,Büşra da senin kardeşin mi?"

Henüz sinirlenmek için çok erkendi.

"Neden bana sürekli Büşra'yı soruyorsun?"

"Büşra'ya aşık olan sensin çünkü."

İşte artık günah benden gitmişti.Kafayı Murat'ın tam burnuna öyle bi geçirmiştim ki saniyeler içinde Murat burnundan akan kanlar içinde yerde yatıyordu.Ama hala o pişkin tavrını bozmamıştı.

"Fenomen yakışıklımız Büşraya laf ettirmez olmuş." Dedi ve kahkaha attı.

"Bizde yerde yatana vurulmaz diye bi kural olmasaydı seni komalık edene kadar döverdim kıl kuyruk ama dua et" dedim sinirlenerek.

"Ben Büşraya aşık falan değilim bunu kafana bunu bi sok" dedim haykırarak.

Hala gülüyordu.

"Büşraya bakışından belli onu ne kadar sevdiğin.Beni sevmediğine inandıramazsın."

"Ne bakış..."

Derken kafamı kaldırdığımda Büşra'nın bize doğru koşarak geldiğini gördüm.Bu kadarıda fazlaydı. Doğrulup üstümü düzeltirken;

"Siz napıyosunuz burada?"

Bu soruyu bana bakarak sormuştu.Gözüm yerde bize doğru bakan Murat'a gitti.

"Bi anlaşmazlık yaşandı onu düzeltmek için burdayız." dedim.

Büşrayı ilk defa bu kadar korkmuş görüyordum.Yerde yatan Murata baktı ve;

"Sizin alıp veremediğiniz şey ne?"diye sordu.

Murat zorlansada burnunu tutarak ayağa kalktı ve;

"Kerem'in dediği gibi bi anlaşmazlık yaşandı onu düzeltmek için burdayız." Dedi.

Ben şuan Büşra'nın benle Murat'ın kavgasının ortasında gelip hesap sormasina mı,yoksa Murat'ın benimle aynı şeyi söylemesine mi şok olmalıydım.
Kesin şok olmalıydım ama hangisine? Tüm bunların hesabını yaparken; Arkadan "Kereeemm, beybisi noldu sanaa?" diye bağırarak gelen kişiye dönüp baktığımda,asıl şokun bu olduğuna hemen karar verdim.

Üst üste yaşanan bu şoklardan nasıl kurtulacağım hakkında en ufak bir fikri olan ?¿

Merhaba upuzun bir aradan sonra bu bölümle wattydeyim.Elimden geldiğince yazmaya çalışıcam bölümleri tatil boyunca.Bu arada Hepinize iyi,mutlu tatiller :)

Bölüm şarkısı : One Direction/ Night Changes

Multimedya da Murat var.

Diğer Kitaplarım; Asla Asla Deme, Şiir Adamı.

Ben KEREM #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin