Dört büyük aşkın büyüttüğü altı deli dolu genç...
Çapkın sıra dışı üç kız ve onlarla başları beladan kurtulmayan üç delikanlı...
Erkekler kaçtıkça kızlar onları bırakmayacaktı
ve onların teslim oldukları an,
Asıl belalar ortaya çıkacaktı.
Neden mi?
...
"Sevişmek ah ne hoştur, yıldızlının altında-" gözlerini kısıp Murat'a baktı, "Nasıldı lan o şarkı, unuttum?"
Murat sinirden homurdanıyordu, "Hayır içmeyi bilmiyorsan hangi bokuna güvenip içtin acaba?"
"Senin tipine baka baka güvendim de içtim."
Murat kucağında taşımaya çalıştığı kıza ters ters baktı. "Pelin bak bırakırsam o çok muhteşem kıçını kırarsın, sonra o dediğin lafları bir bir yutarsın."
Kız adamın dibine kadar yüzünü yaklaştırdı, "Demek kıçımı muhteşem buluyorsun. Seninki de fena değil ha. Maşallahı var, of of!" Murat kahkaha attı.
"Sus Pelin sus!"
*
"Yavrum baban nereli?
Nereden bu kaşın gözün temeli?
Sana neler demeli,
Ay seni çıtır çıtır yemeli!" Berçim şarkıyı adamın dibine dibine girerek söylüyordu. "Aman bize nasip olur inşallah!
Boyuna da posuna da aman bin maşallahhhhh!"
Aytaç elini onun ağzına koydu, "Kızım sus, Murat'tan dayak yemeyelim şimdi akşam akşam."
Sonra öndeki adama seslendi, "Abicim neden herkes kendi kuzenini taşımıyor? Bu zırtapoz yabancı turisti bana bıraktınız?"
"Zırtapoz diye senin küçük yerli malına derler."
Aytaç yeniden ağzını kapattı, "Kızım sussana!"
Kız sinirle onun elini ittirdi, "Kes be, musluk bataryalı taş! Ya da taşlı musluk bataryası," sonra kendi kendine kahkaha attı.
Nihayet uzun bahçe yolunun sonunda evin içine girdiklerinde gördükleri kişilerle şok oldular.
