7.BÖLÜM - O ZAMAN HEP BERABER

8.5K 758 91
                                    

=) keyifli okumalar =)

Aytaç dışarı çıktıklarında kızı durdurmak istedi ama Berçim’in durma gibi bir düşüncesi yoktu.
“Berçim dur!” dedi Aytaç onu kolundan tutup kendine çevirerek. “Dur dedim sana! Dur!”

İkisi yüz yüze geldiklerinde Berçim tüm öfkesi ile bağırdı, “Ne var be ne var?”
“Ne demek ne var? Ne yaptığını sanıyorsun sen? Gelmiş burada elin adamı ile göbek atıyorsun!”

“Sana ne Aytaç? Göbeğimin derdi sana mı kaldı?” sonra adamın kolundan kurtulup, ona bir adım daha yaklaştı ve Aytaç’ın yüreğine açılacak yaranın ilk imzasını attı. “Hani sen bana demiştin ya ‘göçmen bir kuşun benim ülkemde yeri yok’ diye?” Aytaç anlamadı. Başını eğip, devam etmesini bekledi. “Bana ‘gitme’ diyecek cesareti olmayan, korkak bir adamın da aşkının benim kalbimde yeri yok Aytaç!” sesi kısık ama öfke doluydu. Arkasını dönüp gittiğinde Aytaç bir şey yapamadan öylece kaldı.

***

“Sana inanamıyorum!” diyerek direksiyona vurdu Murat.
“Bende seni anlayamıyorum! Nesin sen? Ne yapıyorsun?”
Murat yoldan bir an bakışlarını çekip, ona baktı ve tekrar yola odaklandı. “Bunu eve gittiğimizde daha ayrıntılı konuşacağız bayan oynak!”
“Sensin o. Kıvrak yıldız!”

“Şimdi o yıldızları başından aşağı yağdırayım da derdin bitsin!”
“Edepsiz!” diye gürledi Pelin. “Banane senin yıldızından gezegeninden.”
Murat alayla kahkaha attı, “Valla bilemiyorum artık. Bu kadar diline doladın, azıcık da dilin orada dolasın da yüreğin soğusun.”

“Hii, terbiyesiz Jüpiter! İndir beni!”
“Evde Mars’ı göstereceğim sana bekle sen!”
Pelin bir türlü susmuyordu. Murat ise hiç oralı olmadan şarkı mırıldanıp, ıslık çalıyordu. Artık bir şeyden emindi. Bu kıza karşı olan duyguları saf arkadaşlıktan çok ama çok öteydi.

“Uzanıp yüreğimin ateşiyle yeniden,
‘Yıldızları’ tek tek yakacağım -Kıza yakıcı bir bakış atıp, devam etti.
Sarılıp güneşlere, sevgimize göklerde
Mavi mavi taçlar takacağım ne olursun...
Haydi gel benimle ol, oturup ‘yıldızlardan’
Bakalım dünyadaki neslimize.
Oradaki sevgililer özenip birer birer
Gün olur erişirler ikimize...”

“Manidar şarkılarını keser misin?”
“Manasız şarkılar mı söyleyim? Sen ne diyordun hani? ‘Sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında...’”
“Bana bak Murat, o sadece bir şarkıydı.”
Murat sırıttı, “Benim için çok ama çok başkaydı Pelin Arıkan. Ne oldu o tatildeki cesur yüreğe?”

“Sanane? Ne olduysa ne oldu.”
Eve geldiklerinde aniden frene basıp, kıza döndü. “Şimdi ben dudaklarımda saklandığı o kuytudan çıkarırım onu,” deyip arabadan inince, Pelin zangır zangır titremeye başladı.

“Kuytu? Dudak? Ne demek lan bu?”
Kendi kapısı açıldığında onu bileğinden tutup, indirdi. “Gel buraya bakalım galaksimin sahibi...” diyerek birlikte eve doğru yürüdüler.
Pelin adamın o cümlesi ile yürümüyor, sürükleniyordu. “Allah’ım sen yardım et,” diye mırıldandı içinden.

Dairenin önüne geldiklerinde Murat anahtarla kapıyı açıp, içeri çekti kızı. Kapıyı kapatır kapatmaz da, kapıya yaslayıp, vakit kaybetmeden dudaklarını dudaklarına mühürledi.
“Benim yıldızlarımın kayacağı tek yürek sensin Pelin...” diye mırıldandı biraz uzaklaşarak. “Gözlerimdeki yıldızlar sadece sana ait deniz kızım.”

“Bana neden deniz kızı diyorsun?” diye mırıldandı soluk soluğa. Bunu hep merak etmişti. Ama Murat bunun cevabını ona hiç tam olarak vermemişti.
“Çünkü...” dedi bir öpücük çalıp dudaklarından devam etti, “Çünkü sendeki o farklı yanı bir tek ben görebiliyorum. Senin ruhun özgür, ama sen birtek bendeki okyanusta hayat bulabilirsin. Tıpkı bendeki yıldızların bir tek senin yüreğinde parlayacağı gibi. Sen herkes için Pelin, benim için aşksın...” diye mırıldanıp, dudaklarını o özlem duyduğu dudaklarla birdaha buluşturdu.

YASAK BAHÇELERİN MEYVESİ - AŞKIN ÇOCUKLARI SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin