14.BÖLÜM - BANYO MESELESİ

7.5K 695 44
                                    

Bütün ailenin olduğu bir bölüm oldu =) ama ben yazarken eğlendim açıkçası. Umarım siz de eğlenirsiniz.

***
Timur ile Akay Timuçin’i sakinleştirmeye çalışırken, Savaş Aytaç’a ulaşmaya çalışıyordu.
Lina Ada’nın elini kolonya ile ovalarken, kocasına bakıp, “Açmıyor mu?” diye sordu.

“Maalesef. Berçim’in telefonu da kapalı zaten.” Sonra kızları ile fısır fısır konuşan damatları ile göz göze geldiğinde, bakışları kısıldı ve “Aklınızdan bile geçirmeyin!” diye tısladı.
“Yok babacım, biz Allah’ın emri ile istedik, sen de gönül rızası ile bize kızlarını verdin ya,” dedi Serhat sırıtarak. “Düğünde senin karşında göbek atmak varken, neden kuru bir nikahla evlenelim, değil mi ama?”

“Lina!” diye gürledi adam ve karısına döndü. “Şunlara gidip nikah kıyıp, oturmalarını söyler misin? Ben düğün falan istemiyorum.”
“Savaş! Çocukla çocuk olma Allah aşkına.”
“Nesi çocuk bunların nesi?” derken inlemişti resmen, “Kazık kadar adamlara hala çocuk diyorsun ya, pes!”

“Evet Lina annecim, çocuk yapacak yaştayız artık,” derken kayınbabasına bakıp sırıtıp, iki gözünü de kırptı. “Yakında torun seversiniz artık.”
“Ne torunu?” dedi Savaş dehşetle.
“Torun işte babacım, nasıl yapıldığını da benden öğrenecek değilsiniz. Maşallah siz üç tane yapmışsınız.”

“Lina yemin ederim bu adam canına susuyor. Bak bunu öldürsem, sonra da hakime anlatsam sebebini, yemin ederim bunu diriltir, idama mahkum ederler edepsizlikten!” diye huysuzca bağırdı.
“Ay Savaş! Sende onlarla baş edemediğinde gelip bana bağırıyorsun. İyice huysuz ihtiyarlara döndün ha. Bizim mahallede vardı, Huysuz Sadri derlerdi. Aynı onun gibisin. Torunlarını bile bastonu ile kovalardı.”

“Ben bunlardan torun falan istemiyorum ya! Zorla mı, Allah Allah? Belki ben dede olmaya hazır değilim! Belki ben dördüncü çocuğu istiyorum-”
Serhat birden araya girdi, “Çok af buyur babacım da dördüncü çocuk derken?” dedi gözlerini kısarak. “Hala buna imkan var mı?”

“Lan çocuk! Yemin ederim ölümlerden ölüm beğen diyerek seni zor duruma düşürmeden, her çeşitten biraz biraz öldürürüm seni. Kes sesini!”
Aleyna ile Pelin iki taraftan Serhat’ı dürtünce, Serhat omuz silkti. “Ne güzel sohbet ediyoruz kızlar, iletişim önemli. İletişimin iyisi kötüsü olmaz. Bağları güçlendirir.”

“Şansını çok zorluyorsun Serhat! Sus ama,” dedi Pelin başını sağa sola sallayarak.
“İyi peki Yengeli Baldızcım!” dedi m’yi uzatıp, adama bakarak. Sonra gülümsedi sevimli bir şekilde, “Şey, NİŞANLIMIN kardeşi ya, ondan baldızım oluyor kendisi. Aynı zamanda da YENGEM tabi, abimin nişanlısı olmasından dolayı. İstediğim gibi sesleniyorum işte. Arada sadece Yenge diyorum. Bazen kafam esiyor sadece Baldızcım diyorum-”

“Lina!” diye gürledi. “Bak yemin ediyorum tahrik ediyor.”
Serhat küçük bir kahkaha atarak Aleyna’nın çatık kaşlı suratına baktı. “Baban benden etkileniyor gördün mü hayatım? Tahrik ediyormuşum onu. Ama sen çatma öyle kaşlarını, benim tipim değil. Ben kaba erkeklerden değil, senin gibi narin kızlardan hoşlanıyorum-” kafasına yediği kaşıkla başını tuttu. “Ah! Ölüyordum.”

“Beter ol Serhat! Git lan evimden! İstemiyorum seni! Yemin ederim katil edecek beni bu gece.”
“Banane ya, gitmiyorum. Nişanlımın evi değil mi?”
Savaş yüzünü buruşturdu, “Gurursuzsun işte. İstenmediğin yerde ne diye kalıyorsan.”

Serhat oturduğu yerden ayağa kalkıp, kalçasını tek eliyle silkeledi ve adamın dibine kadar gelip, sadece onun duyacağı şekilde mırıldandı, “İstersen kızına soralım beni İSTİYOR MU İSTEMİYOR MU? Ama alacağın cevabı o yaşlı kalbin kaldıramayabilir babacım.” Sevimli bir şekilde gülümseyip, adamın tişörtünün yakasını düzeltti ve mutfağa yöneldi. “Soğuk su getireyim ben bari herkese.”

YASAK BAHÇELERİN MEYVESİ - AŞKIN ÇOCUKLARI SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin