11.BÖLÜM - YILDIZLARIN ALTINDA

7.6K 714 148
                                    

Damatlar ve Babalar savaşı başlasın...

“Pelin, gerçekten sıkıldım. Odana kaçamak giriyorum ya. Şu hale bak. Eskiden daha rahat görüyordum seni. Üstelik kıçım hala çok ağrıyor.”
Pelin ofladı, “Ne yapabilirim sevgilim? Öpeyim mi geçsin?”

Murat yatakta yanına yaklaştı, “Ona niyet edip, başka bir yerimi öpsen de olur. Önemli olan niyetmiş ya.” Gözlerindeki alevi uzansa tutabilirdi Pelin.
“Bak sen!” derken Pelin’in de nefes alış verişleri değişti. Elini yavaşça adamın gömleğinin iliklerinde gezdirdi.

“Pelin...”
“Efendim.”
Dudakları aynı anda birbirini bulduğunda özlemle inleyerek yatağa uzandılar. Murat bir anda kızın üstüne çıktı. Geceliğini neredeyse yırtarak üzerinden çıkarırken bir an dudaklarını ayırdı. “Kapı?”

“Kilitli,” dedi Pelin aynı anda adamın gömleğini üzerinden indirirken.
Ve en son iç çamaşırları da çıktığında ikisi içinde durmak zordu. İmkansızdı.

Yasak bir bahçenin meyvesi kadar lezzetliydi tutku. Yasak bir bahçeden çalınan bir kalbin hazzını hiç bir aşk veremezdi onlara.
“Sadece benimsin...” diye mırıldandı Murat.
“Sadece senin...” diyerek onu onayladı Pelin.

İkisi de nefes nefese yatağa attıklarında kendilerini Murat ufak bir kahkaha attı. “Yatağını batırdık.”
“Yarın çaktırmadan atarım.”
Adamın göğsüne koydu ellerini ve parmaklarını adamın dövmesinde gezdirirken, onun boğuklaşan sesini duydu.

“Nasıl yıldızların altında sevişmek güzel miymiş?”
Pelin kıkırdadı, “Mükemmeldi de pek bir şey anlamadım. Sanki biraz hızlıydın.”
Murat kaşlarını çattı, “Yaa... Çok ayıp etmişim.”

“Kesinlikle.”
“Telafi?”
“Hayır demem.”
Murat kızı yeniden tek hamlede altına aldı ve soluksuz bir geceye imza attılar.

*

“Ne dedi ne dedi?”
Savaş sinirle homurdandı, “İçinde olmayı özledim dedi. Bu ne demek lan?”
Cem telefonun diğer ucunda biraz sessiz kaldıktan sonra, “Süsleyim mi direkt mi söyleyim?” diye sordu.

“Direkt söyle!”
“Boku yemişsin, demek oluyor.”
Savaş yüzünü sıvazladı. “Süsle Cem Ernez!” diye düzeltti sinirle.
“Gözünaydın. Nurtopu gibi bir damadın oldu. Eğer korunmamışlarsa yanında promosyonu olarak da bir torun,” derken sesini sevimli çıkarmıştı.

Savaş kükreyerek telefonu kapattı ve Lina’ya döndü. “İlk görevini söylüyorum.”
“Seni dinliyorum.” Lina gerçekten uyumak istiyordu artık ama kocası birkaç günden beri komplo teorileri ile uğraşıyordu.

“Yarın kızlarının ağzını arayacaksın! Torun falan istemiyorum ben! Anlaşıldı mı?”
“İyi geceler Savaş Arıkan!” diye çemkirip, uyudu.

“Hayır çemkirme bana, bana çemkirme! Git kızlarına çemkir. Yarın ‘anneanne’ diye peşinde koşturan veletler olursa karışmam. Gencecik yaşta-”
“Savaş Arıkan sus!”

***

Sabahın ilk ışıkları ile Murat gizlice pencereden atlayacaktı ki Savaş’ı gördü ve tekrar içeri kaçtı.
“Ne oldu?” diye sordu Pelin.
“Baban. Aşağıda. Hayır daha kargalar bokunu yemeden bu ne boku için çıkmış dışarı?”

“Edepsizleşme Murat.”
“Ben miyim edepsiz? İnsanda biraz düşünce olur. Bu saatte dolaşılmaz ki.”
“Çok haklısın sevgilim. Ne kadar da düşüncesiz bir babam var. Oysa Murat gece kızının odasına geçmiştir, tüm gece seviştiğinden uykusuzdur. Eve gidip uyumak için sabah erken evden çıkacaktır, ortalıkta gözükmeyeyim diye düşünmeliydi.”

YASAK BAHÇELERİN MEYVESİ - AŞKIN ÇOCUKLARI SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin