12.BÖLÜM - ALMA SOYSUZDAN VEKALET, ÇEKERSİN SONRA SEFALET

7.3K 744 83
                                    

=)

“Şerefsize bak sen! Benim kızıma neler yazmış! Bak gördün mü Petekli balım,” deyip gözünün içine soktu yine telefonu.
“Ay tamam Timuçin gördüm, gözüme gözüme sokma şunu. Allah Allah. Otuz kere gösterdin zaten.”
“Hayır aşkım, bal kaşığım, o benim son göz ağrım! Nasıl böyle ahlaksız teklifler yapar!” diye inledi. “O daha bebek ya bebek.”

“Yok cenin. Tövbe baba ya. Sürekli aynı şey. Balım ilk göz ağrın. Berçim son göz ağrın. Ben ortanca baş ağrın!”
Timuçin gözlerini kısıp baktı Çiçek’e, “Evet! Çünkü en çok senin sevgili kocan dert oldu kaldı başıma! Edepsiz!”
“Baba ya!”

“Ne baba ya!” tekrar telefonu uzattı, “Bak ne yazmış bak! Odada ya da banyoda ne konuşacak benim kızımla bu sapık adam? Çocuk daha Berçim çocuk! Seninkini de unutmadım. Manili yazmıştı bir de,” derken yüzünü buruşturdu. “Gel gecelerim aydınlansın. Gel tenim baharı tatsın. Sensiz yatağım buz gibi. Gel de azıcık ısınsın! Terbiyesiz.”
“Baba şiir o şiir.”
“Küçüktünüz siz!”

“Senin gözünde biz hiç büyümüyoruz ki. Hep annemin karnındaki fasulyeyiz.”
“Öylesiniz!” sonra karısına döndü, “Bu çok cevap veriyor. Sana Balım’ı çağır dedim. Neden bu kaktüs dilli Çiçek’i çağırdın?” diye fısıldadı.

“Bu vardı elimde. Balım’ın işi var.”
“Sevgili biricik kocasını bırakamamıştır o! Ağlar arkasından sonra ‘meme meme’ diye!” derken saçlarını karıştırdı. Sevmiyordu hiç birini. “Berçim!” diyerek evi inletti. “Sana sesleniyorum iki saattir. Aşağı mı inersin, ben mi çıkayım?”

Berçim merdivenlerin korkuluklarından başını çıkarıp, babasına seslendi, “Hani C seçeneği, D? E? E HİÇ BİRİ yok mu mesela. Ya da D-Merdivenlerden atla öl!”
“Berçim aşağı in! Ya da ben geliyorum.”
Berçim korkuluklardan bir bacağını sarkıttı, “Valla da öldürürüm kendimi. Yaklaşma!”

“Hii! Timuçin öldürecek kendini!”
Timuçin karısına baktı. “Saçmalama Petek sende, ayağı bile kırılmaz oradan düşse.”

“Hani ayağımıza çöp batsa senin yüreğin yanardı? Gaddar adam! Yalan mıydı o sözler ha? Yalan mıydı?” diye cırladı.
“Kız bak in yemin ederim çıkarsam yukarı atıp, kaldırıp, bir daha çıkıp atacağım taa ayağın kırılana kadar.”
“Banane ya, gelirsem de gururumu kıracaksın.”
Timuçin alayla güldü. “Ah benim iyi niyetli kızım. Bir gururu kırılacak sanıyor.”

“Şey... Savaş bekliyordu-”
“Bak sus sende Petek valla zıvanadan çıkmışım.”
“Ama Aytaç da orada olacak.”
“Gidelim!”

***

“Bu Burak, Çınar, Oğuz ve Pars. Zamanının Cem Ernez mağdurları. Ama bilendiler, güçlendiler ve bizim için savaş alanına gelecekler.”

Murat kafasına vurdu, “Gerizekalı mısın oğlum? Valla kabinde oldu ya bu, havasızlıktan beynine oksijen gitmemiş bunun.”
Burak sırıttı, “Kabin de mi oldun lan sen?”
“He kabinde oldum. Yatakta olanları da görüyoruz. Pek bir fark yok yani.”

“Neyse size de söyleyim kısaca, “İlk konu korunma. O önemli.”
Aytaç huzursuzca omuz silkti, “Pas geç. Olmadığı için.”
Serhat kafasını kaşıdı, “Tamam bu konuda herkes özgün olsun bence. Doğaçlama gidelim. Herkes kendi adına şey etsin.”
Aytaç birden ona döndü, “Lan!”

“Hadi Aytaç hadi, kendi aramızda tartışmayalım değil mi? İç savaş yok.” Burak’a döndü sonra, “Her şey hazır mı sende?”
“Avukatım ben, hatırlatmama gerek var mı?”

“Avukat olmuşsun ama damat olamamışsın. Korkum o.”
Burak Çınar’a döndü, “Bu daha bizi tanımıyor.”
Serhat sessizce mırıldandı. “Size çağrı atınca, gelirsiniz. Hadi gazamız mübarek olsun.”

YASAK BAHÇELERİN MEYVESİ - AŞKIN ÇOCUKLARI SERİSİ I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin