Umarım beğenirsiniz.. yine hikâyenin bitişinde size sorularım olucak, onları cevaplamayı unutmayın!
Şarkının adı: Giden Gider
Iyi okumalar:)Tahtadakileri defterime geçirmekle meşgulken bir de bileğimin acısına katlanmak zorundaydım! Dersin başından beri hoca yazdırıyordu ve yazılara yetişmeye çalışıyordum!
Selin kafasını kaldırıp bir şey söyleyeceği esnada ağzı açık kalmıştı! Bir şey söyleyememişti! Korkarcasına bileğime bakıp gözlerini kocaman açıp hemen her zaman ki sorularını yöneltti.
"Nida" durdu " Ne oldu bileğine? Kim yaptı bunu?" Diye endişeyle sorularını yöneltti. Yani ne dememi bekliyordu ki?!
'"Şerefsiz piç'in teki bu Meriç oluyor tabi... sadece iki tane çizimine baktığım için kızdı. Bende ona karşı çıkınca bileğimi tutup sıktı" diğceksin başka ne diyebilirsin ki!?'
'Başkaaa...'
'Bak sende bilmiyorsun bunun dışında ne diyeceğini! Çünkü bu gerçek, gerçekleri söyle'
'San ki her zaman gerçekleri söylüyorum ya!' Diyerek iç sesime kızdığımda kurnazca sırıtıp
'Aq bu bizim işimiz ne demiş atalarımız; doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar!'Off bunaltmıştı! Her seferinde üste çıkmayı nasıl beceriyordu?
Ve beni haksız çıkarmayı?Selin'e iç sesimle uğraşmakdan cevap veremediğim için bileğimi hızlıca dürttü. Bileğimi hızlıca hareket ettirdiği için sızlamıştı! Bileğimin ağrısıyla ağzımdan acı bir inleme çıktı! Bütün sınıf bana şaşkın gözlerle bakarken utançla başımı öne eğdim.
Nede benim utanmam gerekiyordu ki? Utanılacak bir şey yapmamıştım! O Meriç öküzünün yüzünden böyle olmuştu! Utanmam gerekmiyordu!
Hışımla kafamı kaldırıp sınıfa baktım. Kimsenin sesi çıkmıyor ve hala şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Sinirlenmiştim!
"Neden bana bakıyorsunuz! Sizin bir yeriniz acıdığında reflex olarak böyle bir tepki vermiyormusunuz?" Sınıfta ki nefret ettiğim kendisi tam bir 'sürtük' olan sude sarı saçlarını geriye atarak bilmiş bilmiş cevap verdi!
"İşlerin varsa biz sınıftan çıkabirilir Nidacım!" Bu, bu nediyordu? Şuan sinirden köpürüyordum ama sinirlendiğimi belli etmemeliydim değilmi?Sinir edicek bir şekilde sırıtıp tek kaşımı kaldırdım.
"İşlerim yok ama sen utanmazsan kendi işlerini nerede yaptığını söyleyebilirsin tatlım" şaşkınlıkla ve öfkeyle bana bakıtı.Şu an kahkaha atmak isterdim ama hoca hazretlerine saygımız çok.
Hala mal mal bana bakarken daha çok sırıtmaya başladım.
'Daha fazla sinir etmeye ne dersin?'
İç sesime göz kırpıp
'Tamam derim bebeğim'
'Uvv hadi yap da biraz eylenelim!'
Başımı olumlu anlamda sallayıp tekrar ona döndüm.
'Sudee hadi aşkım utanmada söyle. Bak bizim aramızda" dediğimde kafasını öne çevirip dinlememezlikden geldi. O sırada sınıftakiler merakla bizi izliyorlardı! Elimi ağzımın kenarına dik tutarak
"Şşş bakın sude utanıyo kulaklarınızı kapatın siz" diyerek kahkaha attım. Ben kahkaha atmamla herkez gülmeye başladı. Arkadan ara kızıştırıcı "oo ne dedi" diyenler ve kahkaha atanlar da var tabi! Her sınıfta gaz verip ara kızıştıran arkadaşlarda vardır değilmi?Hoca sertçe masaya vurup bağırmaya başladı.
"Şşş yeter artık. Nida ve Sude kavga etmeye devam ederseniz müdürün odasına boylarsınız! Eee artık orda kavga edin isterseni." Dediğinde teslim olmuşcasına ellerimi yukarı kaldırıp
"Hocam sadece biz Sude arkadaşımızdan bir istekde bulunmuştum" dediğimde sınıfda kıkırdama sesleri çıktı.Sude hışımla ayağa kalkıp sınıftan çıktı. Kafamı çevirdiğimde Kayrayla göz göze geldik. Gözleri ışıldıyordu!
Neden bana bakarken gözleri ışıldıyordu ki? Ona bir gülücük atıp önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
ChickLitNida....evet ismim Nida. Belkide imkânsız bir aşk'a inanmışdım. Belkide....aşık olduğumu sanmıştım! Gerçi sizce aşk nedir? Sadece iki kelime on üç harfden oluşan bir hismi? "Seni seviyorum" yoksa "tutku, macera, şevkat, acımasızlık ve en önemliside...