Ultraviolence/ Yoonkook

5

Ölüm aslında bir kurtuluş )
1/1

Jungkook, ülkedeki en iyi ikinci kokainin içine çekti ve zevkten gözlerini kapatıp, kafasını geriye attı. Deri koltuğunda oturup, ona sakso çeken omeganın saçlarından tutup kafasını geriye atmıştı. O sırada kapı açıldı ve karşısına çoktandır tanıdığı kızıl saçlı omega belirmişti. Omega, korumalar tarafından öne itildi ve yerde oturan iki omeganın ortasına düştü. Bir şeyin etkisinde olduğunu açıkça belliydi çünkü etrafa boş boş bakıyor, hiçbir tepki vermiyordu. Sersemlemiş bir haldeydi. Suzi Jungkook'un emirlerine uymayıp yine de çocuğa bir şeyler pompalamıştı fakat Jungkook bu itaatsizliği affetmeyecekti.

Omega kendinde değildi, gözleri odanın her yerinde dolaşıyor ve durmadan elleri ile oynuyordu. Bir iki saniye sonra muhtemelen yere yapışacaktı. Jungkook, çocuğa neyin pompaladığını tam olarak bilmiyordu ama bir çeşit cehennem karışımı olduğu açıktı. Adını hatırlıyor olması şaşırtıcı olacaktırdı. Suzy elinden gelenin en iyisini yapmış omegayı güzelce giydirip süslemişti ama gözlerinin altındaki koyu halkalar, ağrılı, inceliği ve bileklerindeki belirgin morluklarla, genelevde zor zamanlar geçirdiğini gösteriyordu.
Jungkook'un mutlu olması gerekirdi çünkü Yoongi'yi oraya kendisi göndermişti. Ona zarar vermek istemişti. Onu konseye karşı bir silah olarak kullanmak istedi ama neden mutlu değildi? Genel olarak, tüm bu zor günlerin izlerine rağmen omeganın güzeliği hiç değişmemiş ve bozulmamıştı. O kadar şaşırtıcı derecede güzel ki Jungkook'a bir saniyeliğine bakarsa eğer alfa kesinlikle nefes alamazdı. Bu düşünce Jungkook'un içinde bir tsunami etkisi yaratmıştı. Kalbinin deli gibi atmasını sağlamıştı. Sanki biraz daha ve kalbi göğüs kafesinden çıkacak gibi kan, damarlarının duvarlarına çarpıyordu ve "daha ​​önce" olan herkesi temizleyip, sadece ahududu gibi kokan kızıl saçlı tilkiyi Jungkook'a bırakmıştı

Saçmalıktı. Yaptığı bu şey tam olarak delilikti. Bir insan nasıl başka bir kişinin üzerine bu kadar etki yaratabilirdi? Jungkook elinden geldiğince direniyordu. Odada bir sürü omega vardı ve hepsi birbirinden güzeldi, hepsi işini iyi biliyordu ve en iyi şekilde yapıyordu, ama Jungkook kızıl saçlı omegayı gördüğü an kopuyordu ve kendini kontol edemiyordu. Özellikle bu kırılgan ve delice tatlı olan omega için can atıyor.

"Misafirle oynayın, izlemek istiyorum." Jungkook omegalarına emir vermişti ve sırtını deri koltuğuna yaslayarak izlemeye başladı. Omegalar, Yoongi'yi halıya doğru çekmiş ve hemen üstünden tişörtünü çıkarmışlardı. Yoongi şaşkın bir şekilde yerde oturup etrafına bakınıyordu. Köprücük kemiklerini ve omuzunu öpen omegalara tepki vermiyordu. Gözleri odada gezdiriyodu tutunacak bir şeyler arıyordu ama bulamamıştı. En sonunda boynunu öpen omegalara kendini teslim etmişti. Jungkook bu görüntüden nerdeyse delilir vaziyete gelmişti. Jungkook'ta yoğun bir istekle dolup taşmıştı. O ahududu kokan omegayı deli gibi istiyordu. Omegayı bu halde bırakamazdı, bir şeyin etkisindeyken, onunla biraz oynamalıydı.

Jungkook; "Yaklaş." diye emir vermişti.

Yoongi cevap vermemişti. Neler olduğunu bile anlamıyordu ve pek bir şey de duyamıyordu zaten. Emir tekrarlanınca omegalardan biri onu koltuğa doğru itti ve Yoongi zorlukla ayağı kalktı. Korkak adımlarla alfaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

Yoongi bir sisin içindeymiş gibiydi. Sanki kan yerine damarlarından süper sıcak bir kokteyl akıyor gibiydi kan damarları patlıyor ve kafasına yükselerek beyninde havai fişekleri patlatıyordu. Bu yüzden ilerlemek çok zor ayrıca kuruyan dudakları soğuk bir havuza dalma ihtiyacını körüklüyordu.

Yoongi anca bacaklarının alfanın ayaklarına değdiğinde yanına geldiğini anlamıştı. Güçlü kollar omeganın belini tutmuş ve dizlerinin üstüne oturtmuştu. Yoongi aldığı koku ile bir saniyeliğine atıldığını hissetmişti, içine çektiği bu koku beyninde "tehlike" çanlarının çalmasını sağlamıştı fakat eğer bu bir tehlike ise neden bu kadar çekiyor neden yaklaşmak istiyordu? Denemek, başka bir adım atmak ve bu uçuruma düşmek istiyordu, o gözlerin karanlığında kaybolmak... Göz, elbette. Bu gözler çok tanıdık geliyordu ancak verilen ilaçlar sayesinde beyni bilgiyi hatırlamakta zorluk çekiyordu ve onu öne itiyordu. Yoongi yüzünü alfanın boynuna gömmüştü. Kesik kesik nefesler alarak kokusunu içine çekip alfaya sürtünmeye başlamıştı.