🥂Sehun, telefonunun alarm sesini duyduğunda kadife koltuğun üzerinden alıp kapattı ve ayağa kalkıp, saçı düzgün olsa bile içinde bulunduğu durumun heyecanı yüzünden hafifçe karıştırıp kapıya yürüdü. Kapı kolunu aşağı indirip açtığında ise Kim Jongin tam karşısında duruyordu.
"Bir an kendini eve kilitleyeceksin sanmıştım."
"Seni becermek istiyorum." Bir anda itiraf ettiğine kendi de şaşırmıştı, inatçı bir kişiliği vardı ve bazı şeyleri kendi de dahil olmak üzere asla kabul etmezdi. Fakat Kim Jongin, son aylarda onu öyle bir hale getirmişti ki kendi de şaşırıyordu artık. Bir zamanlar tensel dokunmayı iğrenç bulan kişi, daha bu sabah Jongin'i hayal ederek kendisine dokunma kıvamına gelmişti.
Jongin kazandığı zaferle gülümseyip içeri girdi ve parmak ucunda yükselip Sehun'un dudaklarını öpmeye başladı. Narin ellerini Sehun'un iki omzuna koymuş, Sehun ise ikisinin de hayal bile edemeyeceği bir sertlikte öpüyordu Jongin'i. Elini, Jongin'in beline sarmadan önce Jongin'i iterek kapının kapanmasını sağlamış sonrasında kapıya bastırarak öpmeye devam etmişti. Jongin buraya gelmeden önce kontrolün kendisinde olacağını, Sehun'u yönlendireceğini düşünmüştü fakat Sehun öyle bir baskınlık kurmuştu ki üzerinde nefes bile alamıyordu.
Sehun, omuzlarındaki elleri tutup aşağı indirdi ve parmaklarıyla güzelce oynadıktan sonra, iki eli de kaldırıp Jongin'in başının üzerinde kapıya bastırdı.
"Jongin ah." diye kısık sesle inleyerek geri çekildi Sehun.
"Sehun." inleyerek konuşan Jongin, Sehun'un dudağının kenarına ufak öpücükler bırakıyordu. Sonrasında dudakları tamamen buluşturmuş, Sehun'un sıcak dili kendi dili ile oynarken boğul bir sesle inlemişti.
"Odama gidelim." diyerek öpüşmeyi bitiren Sehun, alnını Jongin'in alnına yaslayıp soluklandı. Jongin onu onayladıktan sonra bacaklarını Sehun'un beline dolayıp, odasına taşımasına izin verdi.
"Sehun seni bu kadar çok etkilediğimi fark etmemiştim. Evet etkilendiğini biliyordum ama bu çok üst bir şey-" Jongin beynini ele geçirmiş uyuşuklukla bir şeyler zırvalamaya çalışırken Sehun onu yatağa bırakmış, işaret parmağını Jongin'in dudaklarına bastırmıştı susması için.
"Eğer böyle konuşmaya devam edersen, seksin ortasında utanıp kendimi banyoya kilitlerim Jongin. Bu saatten sonra konuşmanı istemiyorum. O güzel dudakların sadece inlemek için aralansın tamam mı?" diyerek Jongin'in üzerinden kalktı ve diğeri dirsekleri üzerinde yükselerek onu izlerken beyaz tişörtünü çıkarttı.
"Sen çok fenasın Sehun."
"Birazdan daha da fena olacağım." Diyerek dizlerini yatağın ucuna bastırıp, Jongin'in üzerindekileri çıkartmaya başladı. Jongin dar siyah pantolonundan belli oluyordu, aynı şekilde Sehun'da belirginleşmişti ve Jongin başını yatağa bırakıp şişkinliği okşamaya başladı. Sehun'un kıkırtılarını duyabiliyordu. Birkaç saniye sonra tenine vurgun olduğu çocuk sadece baksırı ile kendi yatağına serilmiş bir halde kaldığında, küfür etti içinden. Jongin'i daha önce becermeliydi, bu kadar zaman nasıl dayanmıştı?
"Mesajda bacaklarını benim için aralayacağını yazmıştın. Bu kadar mı aralayacaksın?" dediğinde Jongin sertliğini okşamayı bırakıp, gülerek bacaklarını iyice açtı ve Sehun arasına yerleştiğinde, omuzlarından tutarak kendisine çekip dudaklarını öpmeye başladı. Sesli öpüşme ikisini de iyice çileden çıkartmıştı artık. Sehun bir an önce Jongin'in içine girmek istiyordu ama aynı zamanda ön sevişmeyi olabildiğince uzatma peşindeydi.
"Sehun..." diyerek hafifçe itti Jongin. "Sana dokunmamı ister misin?"
Sehun, esmerin burun ucuna ufak bir öpücük bırakıp onu onayladı ve kendini yatağa atıp, sırtını yatak başlığına dayadı.