H A Y A L B O Z A N1. Bölüm: "Eve Dönüş"
İki koca valizi zeminde zorlukla sürüklerken gözlerim havaalanındaki keşmekeşin içinde anne ve babamı arıyordu. Uzun bir yolculuk sonrası üzerime çöken tarifsiz yorgunluk gece sık sık uyanmamdan ileri gelen uykusuzlukla bir olmuş, bünyemi zorluyordu. Uçaktan henüz inmiştim, İstanbul'un bugünkü olağanüstü sıcaklığı üzerimdeki ince tişört ve şorta rağmen tenimi yakmaktan geri kalmıyordu. Yine de Londra'nın devamlı gri bulutlarla kaplanan, kubbesinden sıkça su sızdıran semasındansa bu şehrin ayazını da alazını da tercih ederdim. Kalabalığın havasız kıldığı ortamdan derin bir nefes çekmeye çalıştım ve etrafa bakınmaya devam ettim.
Nihayet birkaç metre uzaklıkta gözleriyle kalabalığı tarayan anne babamı fark ettim ve dudaklarım benden izin almaya gerek duymadan iki yana kıvrılıverdi. Şimdi çehrelerinde asılı heyecanla bu kalabalıkta kızlarını ararlarken, yüreğimin orta yerinde binlerce örümcek yürüyormuş gibi tüylerim diken diken oldu.
Özlemek basit değildi, özlenmek de öyle.
Son yüz yüze gelişimiz geçen seneydi ve derslerimden dolayı aşırı yoğun bir döneme denk geldiği için onlara pek zaman ayıramamıştım. Şimdi hasretim göğüs kafesimin içerisinde kalp gibi atıyor, bakışlarımı onlara adeta çivilememe sebep oluyordu.
Onlara doğru koşar gibi ilerlemeye başladım, çok geçmeden beni fark ettiler ve tıpkı bendeki gibi yüzlerine en büyüğünden birer gülümseme yayıldı. Annem üzerindeki eteği uçuş uçuş yazlık elbiseyle, sıkıca bağladığı açık kahverengi saçları ve başının tepesine sabitlediği güneş gözlüğüyle yine çok genç görünüyordu. Güzel yüzünde konumlanmış o koca ela gözleri beni bakışlarında dile gelen özlemle süzerken, gözlerim yakışıklı babama kaydı. Sarı saçlarına düşen aklar eskisinden daha belirgin olsa da onu daha karizmatik kıldığı su götürmez bir gerçekti. Mavi gözlerinde ayyuka çıkan tatlı parlaklık ise beni görmekle ne denli mutlu olduğunu açığa vuruyordu.
Aramızdaki mesafe kapandığında valizleri öylece zemine bırakarak ellerimi azat ettim ve anında annem tarafından sıkıca sarmalandım. Sarılışı öyle sıkıydı ki tenimde kollarının izi çıksa şaşırmazdım, boyun girintisinde yuvalanan o hasret kaldığım çiçek kokusu burnumun dibindeydi. Kulağımın dibinde tatlı bir tonla "Hoşgeldin bebeğim benim." dediğinde dudaklarımdaki genişleyen gülümsemeyle "Hoşbuldum annem." diye cevap verdim. Annem kollarını gevşetmeden "Nasıl da özlemişim güzel kızımı." diyip saçlarımdan derin ve sık nefesler çekmeye başladı. İçimde yeşermeye başlayan huzurun yükseldiğini ve göz bebeklerimde parlak bir ışığa dönüştüğünü hissedebiliyordum sanki.
Devrilen saniyelerin ardından babam "Tükettin kızı, bana kalmayacak." diye homurdanmaya başlayınca, ufak bir kahkaha atmaktan kendimi alamadım. Annem ters ters babama bakarken kollarını benden ayırdı ve huysuzca kenara çekildi.
Hemen ardından yerini babam aldı, uzun boyundan dolayı başım geniş göğsüne yaslanmış, kollarımı sırtında sıkıca bağlamıştım. Ferah kokusu burnumdan içeri süzülürken onun da açık kumral saçlarımın kokusundan derin bir nefes çektiğini hissediyordum.
O meşhur muzip sesiyle "Babasının prensesi evine mi gelmiş? Aman da aman." diyerek bana takıldığında, sarılmayı bırakıp omzuna ufak bir yumruk geçirdim. Dudaklarıma taht kuran gülücük ve kalbimdeki özlemin yerini alan derin mutluluk bir süre hiç kaybolmayacak gibiydi.
Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Nihayet evimdeydim. Ne yaşanmış ve yaşanacak olursa olsun, bir daha terk etmeyeceğim evimde...
Genişçe sırıtmayı elden bırakmayan babam çevik bir şekilde valizlerimi aldı, annem ise neşeli tavırlarıyla koluma girdi ve beni yürütmeye başladı. "Hadi eve gidelim kızım, araba bekliyor." derken çoktan beni götürdüğü yöne doğru, babam birkaç adım gerimizdeyken ilerlemeye başlamıştık.
![](https://img.wattpad.com/cover/147688824-288-k717287.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
H A Y A L B O Z A N
Romance"Hayalbozan" ne demek bilir misin sevgilim? Hayallerin katili demek, umutların celladı demek, aşkın zalimi demek. İşte o sensin sevgilim. Ama yaşanmamış hayalimi bozmadın, yaşadığım hayalimi bozdun sen. O yüzden katil de diyemedim sana, cellat da...