#21

2.1K 100 11
                                        

Dün gitmedim okula , gerek duymadım. Sadece bugün gidip hocalarımla ve bazı arkadaşlarımla vedalaşacaktım.

Son günümdü burada ki . Ne anılar var şu okulun içinde bir bilseniz. Neyse edebiyata bağlayıp da canınızı sıkmayayım .

Merdivenlerden çıkıp öğretmenler odasının kapısına geldim. Önce hocalarla sonra arkadaşlarımla vedalaşacaktım .

Kapıyı tıklatarak açtım ve içeri girdim. Dört tane hoca vardı matematikçi, coğrafyacı , müzikçi ve edebiyatçı .

"Şey hocam ben gidecektim de sizinle vedalaşmaya geldim." Dedim hocalara.

"Kızım nereye gidiyorsun? Ne gerek vardı şimdi başka okula." Dedi edebiyat hocası Meltem hoca.

"Hocam gitmem gerekti de." Meltem hoca beni 9. Sınıfta keşfetmişti, hangi konu da mı? Tabi ki de kompozisyon konusunda. Ne konu olursa olsun hoca benden isterdi bir şeyler yazmamı , yazardım da ama ben hiç beğenmezdim.

Sırayla bütün hocalarımla vedalaştıkdan sonra arkadaşlarımın yanına gittim.

"Yasemin gitme."

"Yasemin hangi okula gidiyorsun?"

"Yasemin biz seni ziyarete geliriz"   gibi bir sürü şey söylediler.

Sıra Arzu , Yiğit , Sude ve Melih e gelmişti. Önce Yiğite sonra Sudeye sonra da Arzuya sarılmıştım. Melihe gelince sanki bir korku yerleşti içime. Ben sarılsam mı sarılmasam mı diye düşünürken o bana çoktan sarılmıştı zaten. Yapacak bir şeyim yoktu bende sarıldım ama diğerleri kadar samimi değil.

Herkesle vedalaştıkdan sonra Arzu bana hangi okula gittiğimi sordu, söyledim. Dediği tek şey "tamam" oldu.

Çantamı da alıp eve geldim, okul kıyafetlerim önceden alınmıştı zaten.


Pazartesi günü

"Evet kızım yeni okuluna hoş geldin. Adın ne senin?"  Geleli yarım saat oldu ve ben hala müdürün odasından çıkamadım.

"Yasemin Varol."

"Tamam kızım, bakıyorum hangi sınıftasın 11/A dasın Yasemin."

"Teşekkür ederim hocam,iyi günler."

İnşallah bu okulun hocası da bana gıcık gitmez.

Tek tek büyün sınıfları dolaştım ve en sonunda kendi sınıfımı buldum. Bu okulda nöbetçi öğrenci yok mu ya?
Cansu olsa şuan benimle ne ilgilenirdi be. Offff duygulandım.

Kapıyı çalarak içeri girdim, ve karşımda bir adet orta okulumda ki Türkçe hocası ile karşılaştım. Yok Artık daha neler .

"Hocam girebilir miyim?"

"Gel Yasemin gel." Vayy be hoca gibi hoca maşallah, hala adımı unutmamış.

"Evet bu yeni sınıf arkadaşınız Yasemin, geç kızım boş bir yere."

Boş yer sadece 1 tane vardı o da en önün bir arkasıydı bir erkeğin yanıydı.

Yanına oturduğum çocuk gözlüklü beyaz tenli bir çocuktu.

"Merhaba ben Mehmet, hoş geldin yeni sınıfına."

"Hoşbuldum bende Yasemin. Memnun oldum."

Bütün ders boyunca tanışma faslı ile geçti. En sonunda zil çalınca kendimi dışarıya attım. Attım atmasına da ben okulu bilmiyorum ki.

Sınıfa geri dönüp Mehmete baktım ama yoktu. En iyisi ben kendim dolaşacaktım.

Sanırım burası kantindi. Etrafa baka baka giderken üstümde sıcak bir şey hissettim. Hayır ama ya! Ciddi olamazsınız!

Kıvırcık saçlı bir çocuk üstüme kahve dökmüştü.

"Ben çok özür dilerim, kusura bakma."

"Önemli değil de keşke yakmasaydın be kardeşim."

"Tekrardan özür dilerim. Bu arada ben Savaş, sen kimsin?"

"İnsanım."

"Hahaha güzel şakaydı."

Ben üstümü temizlemeye çalışırken Savaş denilen varlık benimle tanışmaya çalışıyordu. Ve sinir bozucu bir şekilde gülüyordu.

"Ben gülüyor muyum acaba?" Dedim ciddi bir sesle.

Çocuk bana baktı bana doğru yaklaştı ve dibimde durdu.

"Sende Gül o zaman, sinirliyken de güzelsin. Kim bilir gülerken nasıl olursun."

Lan bu çocuk yavşak mı?

"Onun sana gülmesine gerek yok o sadece bana güler." Dedi arkadan gelen bir ses

Bu ses bana bir yerden tanıdık geliyor ama nerden?






Kusura bakmayın birazcık geç oldu. Fazla telefonla ilgilenemiyorum, bu bölüm içime sindi. İnşallah sizde beğenirsiniz. Bana sorunuz falan olursa aşağı instagram adresimi bırakacağım. Oradan sorabilirsiniz. İyi okumalar.

fatmanur.varoll 

GİZLİ NUMARA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin