Son blogum üzerinden 3 ay geçmişti. Muhteşem bir evlilik geçiriyordum hayal gibiydi. Başucu saatimin alarmı çalıyordu üstüne basarak durdurdum saat 8 i 10 geçiyordu yatağın diğer ucuna baktım Yasemin uyanmıştı kahvaltı çok güzel kokuyordu ayağa kalktım, Yasemin sofraya oturmuş beni bekliyordu ona bir öpücük kondurduktan sonra sofraya oturdum.
Yasemin: Sabah sizin eski evin önünden geçtim, duyduguma göre Ayaz 3 aydır evden çıkmıyormuş durumu kötüymüş iş çıkışı bi uğra istersen.
"Müsait oldugumda uğararım"
Evden çıktıktan sonra ofise geçtim paltomu çıkartıp doktor önlüğümü giydim. Masamda bugünki randevularım ve hasta bilgileri yaziyordu yoğun bir tempoyla çalıştım gün sonu gelmişti muayeneyi bitirmiş evraklarıda düzenlemiştim eve gitmek için heyecanlıydım evliliğimiz 3 ay olmuştu ama ben ilk günki gibi heyecanlıydım, hatta belki bu heyecan şuanlık hayatımdaki adrenalin seviyemi yükselten tek şeydi. Eskiden Ayaz'la birlikte hep bir aksiyon vardı fakat monoton bir hayata adım atmam gerekiyordu ofisin kapısını kilitledim ve eve doğru yürümeye başladım hava sisli ve karanlıktı ilerlerken sık sık yolları karıştırıyordum Ayaz olsa şimdi yolları ezbere biliyor olurdu "Lanet olsun çık artık aklımdan, bunu bilerek yapiyorsun biliyorum."
Evin kapısını açtım ve içeriye adımımı attım evimiz stüdyo daireydi ve oldukça büyüktü dış kapı direk salona giriyordu. Yasemin patlamış mısır yapmış filmi hazırlamış beni bekliyordu, her cumartesi yapardık bunu ve çok hoşuma gidiyordu genelde filmleri o seçerdi bugün korku filmi izliyecektik montumu astıktan sonra koltuğa oturdum
Yasemin: Nasıl geçti günün
"Sıradan bir iş günü" diye cevap verdim
"Ne kadar sıradan?" diye karşılık verdi neden bahsettiğini anlamıştım
"Ayaz'ın yanına uğramadım"
Yüzünü asmış bir şekilde önüne döndü filmi başlattık. Bu korku filmi beni korkutmuyordu aklıma MACERA DEVAM EDIYOR başlığı altına yazdığım İsa davası geliyordu Yasemin'e bakmaya başladım kafasını dizime koymuştu. Film onda heyecan ve gerilim etkisi veriyordu düşündüğümde sıradan bir insana bu etkiyi vermeliydi hayatım boyunca babamla yaşadıklarım Ayaz la olan maceralarım bunlar beni belli bir olgunluğa eriştirmişti ve artık evimin babası olucaktım.
***********
Gözlerimi açtım bugün işimin olmadığı bir gündü ve sabahın 6 sında uykum kaçtı ayağa kalktım ve camdan aşşağıya bakmaya başladım hava ılıktı göbeğime baktığımda baya bi kilo aldığımı farkettim aslında bu durumdan memnundum ama canımın sıkıntısınıda geçirmek için bir yürüyüşe çıktım sahilde biraz koşu yaptıktan sonra bilmediğim yollara doğru yürüdüm biraz yürüdükten sonra bilinçaltımın bana oynadığı oyunu farkettim, Ayaz la oturduğum binanın önüne gelmiştim içeriye girmek ve girmemek arasında büyük bir çıkmaza düşmüştüm en sonunda kendimi tutamayıp içeriye girdim yaşlı ev sahibimiz kanepede uyuyordu üst kata çıktım kapıyı açar açmaz üstüme gelen toz buharından aylarca kapının açılmadığını farketmiştim ki içerideki manzara beni daha çok rahatsız etti ortamda tütün ve uyuşturucu maddeler karısımı bir koku vardı perdeler sonuna kadar kapalı heryerde ya nargile yada sarma tütün paketler doluydu duvarlar kağıtlarla doluydu kağıtlara bir göz gezdirdim üstteki resim gözüme ilişti bi düzenek vardı düzenekte en üstte Pusat Karadağ resmi görünüyor oklar aşşağıda bir kişinin üzerine gidiyordu fakat gittiği kişinin resmi ya da adı yoktu soru işareti koymuştu Onun altından iki ok iniyordu birisi Fatih Atay'ı diğeri de bayan Lydia'yı gösteriyordu.
Perdeleri açtım ve içeri biraz gün ışığı girdi Ayaz hızla mutfaktan çıktı elinde bir tane bıçak vardı saçı karışmış ve sakalları uzamıştı
"Perdeleri kapat Harrison misafirlerimiz rahatsız oluyor"
"Misafirler mi?"
Diye sordum biryandan mutfağa doğru ilerledim içeriye girdiğimde kimse yoktu "Hani misafirler"
Ayaz masayı göstererek
"İşte Bayan Lydia ve Fatih Atay. Onlardan herşeyi öğrenmeye çalışıyorum"
Masada kimse yoktu derin bi nefes aldım "Morfin mi aldın sen"
Ayaz gözlerini kaçırdı
"Ne zamandır böyle geziyorsun"
"Sen Onları görmüyormusun"
Diyerek mutfağa baktı O nu ilk defa bu kadar mahçup bir halde görmüştüm
"Bu davayla ilgili neler var elinde"
Ayaz: eski dostum edindiğim bilgilere göre şöyle bir şablon oluşturdum Pusat yıllar önce bir plan yapmıştı ve dahiyane zekalı biri O nu çözdü. Fatih Atay ve Lydia da bu gizemli kişinin piyonları gibi düşün, yok bu açıklama olmadı, Fatih Atay şah, Bayan Lydia vezir ise bu adam oyunu kuran kişi."
"Kimden aldın bu bilgileri neye dayanarak kurdun" sessiz bir şekilde mutfağa döndü. Durumu anlamıştım sinirli bir şekilde ayağa kalktım "ciddi olamazsın, bukadarı çok fazla hemen hastaneye gidiyoruz ve test yaptırıyoruz"
Ayaz: şimdi olmaz eski dostum bir kaç eksiğim kaldı
Dedikten sonra ben iyice sinirlendim ve patlamaya başladım yüksek sesle bağırmaya başladım
"Lydia öldü, ve Fatih Atay buraya hiç gelmedi. Sen kendi hayallerinle 3 aydır burada yaşamızsın artık eskisi gibi değil, ne Lydia var ne Ben varım ne de senin büyük davaların var. Altüstü bir hırsız yakalayacaktın bukadar kurmana gerek yoktu"
Ayaz: evden git Harrison. Yoksa kalbini kırıcam.
Alnımı kaşıdım kendimi sakinleştiriyordum farkettim ki aslında yapacagım en iyi iş gitmek olucaktı kapıyı hızla kapatarak çıktım ve eve doğru ilerledim. Biyanda neden bu kadar patlamıştım anlamadım Ayaz'ın kendine böyle zarar vermesini kaldıramiyordum, bütün biriktirdiklerimi O na patlamıştım eve girdim ve hızla odaya çıktım Yasemin bendeki garipliği farketmiş olcak ki arkamdan geldi yanıma oturdum "ne oldu"
"Ayaz'ın yanına gittim"
"Bu harika birşey" dedi gülümseyerek
"Ona karşı sert davrandım"
Dedim ve Yasemin sessizleşti biraz sonra beni teselli edercesine "arkadaşlar arasında olur böyle şeyler hayatım."
Konuşmaya devam etmeyecektim sahte bir gülümsemeyle konuyu geçiştirdim. Kahvaltıya oturduk yemek boyunca sessizce yemeğimi yiyordum yemekten sonra çalışma odama geçtim saatlerce kitap okuyup kafamı dağıtmaya çalıştım, kafamı kaldırıp cama baktığımda hava kararmaya başlamıştı odamdan dışarı çıktım ve salona girdim ışıklar kapalı etraf karanlıktı karanlık içinde prize ilerledikten sonra ışığı açtım. Açar açmaz üzerime atılan çiçeklerle şok oldum
"İyi ki doğdun Harrison"
Diye bağriyorlardı, Ayaz, Yasemin yaşlı ev sahibimiz Komiser Faruk Annem ve babam buradaydı doğum günüm olduğu aklıma bile gelmemişti gülümseyerek mumları üfledim Yasemin yanağımdan öperek bana sarıldı herkes teker teker doğum günümü kutladı, artık 30 yaşıma gelmiştim. Hep birlikte oturduk ve pastayı yemeye başladık babam Ayaz'a bakarak.
"Seninle ilgili çok şey duyduk malum düğünde de görüşemedik yeteneklerini bizzat görmek isterim"
"Bence şuan hiç yeri değil babacığım"
Diye ekledim Ayaz bana dönerek
"Babanın teklifini geri mi çeviricez eski dostum"
Babama sen kaşındın dercesine bir bakış attım ve önüme döndüm Ayaz dikkatlice babama baktı hepimiz ona merakla bakiyorduk.
"Yakın bi zamanda Fransa'ya gitmişsiniz ve orada bir müzikale katılmıssınız. Müzikal hoşunuza gitmemiş fakat eşinize belli etmemek için sonuna kadar izlemişsiniz"
"Peki bu işin sırrı nedir"
Diye sordu babam meraklı gözlerle
"Çantanızdaki biletten anladım, bileti sevmediğinizden dolayı buruşturup atmıssınız sonuna kadar izlediğinizi anlamamın sebebi ise müzikal sonunda biletlere basılan fişi toplarlar, sizin biletlerde ki gibi."
Babam sesli bir kahkaha attı ardından dalga geçerce "çok ta abartılcak bir illizyon değilmiş"
Komiser ve ben birbirimize baktık bu söz Ayaz'ın damarına basan sözdü. Ayaz biraz daha dikleşti
"Son zamanlarda cinsel sorunlar yaşıyorsunuz ve eşinizle sık sık bunun hakkında tartışıyorsunuz. Gizli bir kumar oynama tutkunuz var gençlikten beri ve bunu eşinizden gizliyorsunuz. Gözleriniz, artık eskisi gibi görmüyor ama siz genç görünmek için kimseye söylemiyorsunuz ve son olarak"
"Yeter"
Dedi babam sert bir şekilde odada bir sessizlik oluşmuştu gelen kapı sesiyle sessizlik bozuldu ayağa kalktım ve kapıyı açtım gelen Yağız Katar'dı ukala bir gülümsemeyle içeri girdi
"Yeni yaşınız kutlu olsun bay Harrison. Bu aile saadetinizi bozuyorum ama"
Ayaz sert bir ses tonuyla "evet Yağız yeterince bozdun gidebilirsin"
"Bir görüşme yapmalıyız"
"Çalışma odam boş"
Onları çalışma odama götürdüm ve ardından kapıyı kapattım
Lütfen sizde gelin Doktor. Bu görevde kardeşimi sizin gibi koruyabilcek biri lazım.
Sessiz bir şekilde yanlarına oturdum
Yağız: kodları buldun mu?
"Üzerinde çalışıyorum hala"
"Kodları bulduğunu hiç bir zaman Fatih Atay öğrenmicek"
Neden
"Çünkü o nu bitirmek için bu son şansımız. Bu konu çok özel ya o bizi bitirerek devleti tamamen kontrol edicek yada biz onu bitiricez ve devlet kurtulucak. Bu kodlar elimizde onun iplerini tutmamızı sağlayacak ve Dr Harrison bu sebeble seninde Ayaz'la çalışmanı istiyorum"
Dedikten sonra ayağa kalktı "devlet beklemez sevgili kardeşim"
Ayaz'la başbaşa kalmıştık
Evde ne kadar tütün kaldı.
Hepsini attım Harrison.
Diye karşılık verdi
Artık halisünasyonda yok. Harrison şimdi eğer istersen seninle şu kodları alalım.
Kodları bulduğunu açıkladıktan sonra evden hızla ayrıldık. Yolda sorsam da nasıl bulduğuyla ilgili tek bir şey bile söylemedi sadece ona güvenmemi söyleyip duruyordu büyük bir villaya girdik ve üst kata çıktık Ayaz bitane odanın kapısını çaldı. Kapı yavaşca açıldıktan sonra karşımızda Bayan Lydia belirdu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANE DEDEKTİF (TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaÇözülmesi en zor suçlar, nedensiz işlenenlerdir...