Okula girdiğimizde bizimle aynı anda kapıdan giren Merve dikkatimi çekti. Önce yan gözle yaman a baktı sonra rahatça alıcı gözüyle süzmeye başladı. Kaşlarımı çatıp kıza bakarken yamanın kolunun altında olduğum avantajı düşünerek haince gülümsedim. Ama gülümsemem yüzümde donmuştu. Merve yamana en çapkın gülümsemesiyle göz kırptı sonra ezik bir şeymişim gibi bana baktı ve gitti. Yaman a baktığımda kızın ona göz kırğtığını görmediğini anladım. Başı telefonda egilmiş eski mesajlarımızı okuyordu. Bu ayrıntı beni gülümsetti. İçim sıcacık bir hisle dolarken parmak ucumla yükselip yamanın yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Bana bakıp gülümsedi.
" Mesajlarımızı neden okuyorsun yaman?"
"Eskiye gitmek nedir bilirmisin sen? O zamanlar bu anlara geleceğimize karşı bir umut yoktu içimde. Şuanki halimize bir bakınca garip hissediyorum. İyi ki sana mesaj atmışım diyorum. Yaşadığımı tam anlamıyla hissedebiliyorum."
Gözlerim her an dolabilirdi. Böyle bir şey beklemiyordum. Bu beni gerçekten garip hissettirmişti. Aynı onun dediği gibi. Ben yamanı kaybedemezdim. O benim herşeyimdi. Kalbimin tek sahibiydi.
İlk dersimiz edebiyattı. Edebiyatı severdim. Yaman ile beraber cam kenarındaki sıraya oturduk. Yaman düşünceli bir şekilde camdan dışarıya bakıyordu. Sırada iyice ona döndüm.
"İyi misin?"
Tam cevap verecekti ki gudubet aramıza girdi. "Senin gibi bir sevgilisi varken nasıl iyi olabilir bir düşün derim tatlım!" diyerek konuştu yayık ağızlı Merve.
Sinirimi bastırmak için genelde yere bakıp bakışlarımı yere çeviriridim. Yine bakışlarımı yere çevirdim ama bu bir saniye bile sürmedi hemen başımı merveye çevirdim. Yaman sakin olmamı ister gibi elimi sıkıca tuttu. Karışırsa işin ona patlayacağını bildiği için susuyordu çakal.
"Senin bir sınıfın yok mu?" diye ters bir şekilde sordum. Normalde sert bir şekilde karşılık verirdim ama yaman için ılımlı yaklaştım.
" Bende sana senin bir yüzün yokmu diye sorucaktım tatlım." diye karşılık verdi.
" Hangi yüzünle konuşmamı istersin Merve. İki yüzlülüğü çok yakıştırmışsın kendine"
Yüzü başta biraz düşsede bozuntuya vermedi. Ama ona karşı çıkan fazla kişinin olmadığına alışık olduğundan yediremedi ve aniden saçıma asıldı. Karnına yumruk attığımda hafifçe sendeledi ama saçımı çekmeye devam etti. Sert davranıyordu. Ona uydum ve aynı sertlikle becerebildiğim şekilde kafa attım. O an ne olduğunu anlamadığım bir şekilde sıradan geriye yani yere düştü. Attığım kafa ile yere düşmesi imkansızdı. Kendini bilerek yere bırakmıştı. Ama rolünü o kadar iyi oynadı ki bunu yaman ve benden başka kimse fark etmedi. Hafif bir çığlık attı. Numaracı!
Yerden hızla kalktı ve beni o kadar sert bir şekilde yere ittiki tüm o uçan kuşları en dibimde gördüğüme yemin edebilirdim.
Sınıfa yeni giren ecrin beni yerde, merveyide sinirli bir şekilde tepemde görünce çığlık atıp Merve nin üstüne atladı. Çok iyide dövüyordu gördüğüm kadarıyla. Önce arkadan atladı üstüne, sonra saçına yapıştı ve kafasını bir sağa bir sola savurup durdu. Merve aniden gelen bu darbelerle pek karşılık veremedi.
Ama sonumuz pek hayır değildi. Ecrini Mervenin üstünden alanlar öğretmenleri çağırmış yamanın beni kaldırmasıyla müdürün odasında yerimizi almıştık.
Sorry gençler. Gerçekten üzgünüm..
Tam bir aydır bölüm atamadım. Bunda 8.sınıf olmamın etkisi büyük.
Sınava son bir ay kaldı ama bu aralarda sonra artık toparlanmam gerektiğinin farkına vardım.
Bölüm atmaya hızlı bir şekilde devam edeceğim. Kısada olsa haftada en az iki bölüm atacağım.
Sizden tek isteğim yorum yaparak vote atmanız.
Bu beni çok mutlu ediyor emin olun.
Birde 15 bin okuyucu için hepinize çok teşekkür ederim.
Özel bölüm atmak istiyorum. Ama şu an kitap olaylar olarak istediğim yerde değil. Tam istediğim yere büyük bir ihtimalle 20 bin olduğumuz zaman gelicez. Yaza doğru o özel bölüm gelecek.
Yazın aralıksız bölüm atacağımdan emin olabirsizin.
Sizi seviyorum. Sağlıcakla kalınnnn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Numara. ||||TEXTİNG
Ficção Adolescente|||TAMAMLANDI||| A: Sokakta gördüm seni. A: Çantan da bir şey arıyordun. A: Ayağın takıldı ve yere düştün. A: Bir sinirle kalkıp takıldığın taşa vurdun. A: Sen o an taşa değil benim kalbime vurmuştun.