Elimdeki sarı bezi masanın üzerine geri bıraktım. Evde tektim. Zaten okula da gidemiyordum. Bende etrafı toplayıp görümcelerim için hazırlık yapmıştım.
Odam çıkıp gri renk kotum ile kırmızı tişörtümü giydim. Saat 2'ydi birazdan burada olurlardı. Kurabiye ve kek yapmıştım. Yaman dün gece gönlümü almıştı ve kızların sevdikleri şeyleri söylemişti.
Bugün onun okulda tek olmasına sinir olsamda Mert ve Ecrin e güveniyordum. Hele ecrin yanına dişi sinek bile yaklaştırmazdı. Ondan çok iyi bir kız arkadaş olurdu. Lakin o imkansızı sevdiğini düşünüyordu. Bence öyle değildi ama o bunu anlamıyordu. Mert'ten hoşlanmaya başlamıştı ve senelerdir en yakın arkadaş olduğumuzdan olamayacağını söylüyordu.
En yakın arkadaştan niye sevgili olmazdı ki?
En yakın arkadaşlarıyla evlenen çok insan vardı ve şuan birçoğu mutlulardı. Bunlara benim anne ve babam da dahildi. Onlar en yakın çocukluk arkadaşlarıydı.
Kapı ziliyle düşüncelerinden uzaklaştım ve kapıyı açmaya gittim. Karşımda iki tane oldukça güzel kızlar vardı. Ukalaca gülselerde aslında sadece abilerini korumak istemelerini anlıyordum. Benimde abim olsa bende öyle davranır her kızı abime yakıştıramazdım. Onlara hiç bozuluyordum bende.
İçeri davet ettiğimde salona doğru adım aldılar. Salona geçtiklerinde ikili koltuğa yan yana oturdular. Gözlüklerini çıkarıp yanlarına bıraktılar. Aynı hareketleri aynı anda yapmaları beni ürkütüyordu.
Sirince gülümsemem bir işe yaramayacaktır. Bundan emindim. Ama yinede kendimi bunu yapmaktan alıkoyamıyordum. Nisa - ki şu an nisanur da olabilirdi hiç emin değildim-elini koltuğun arkasına doğru serseri bir biçimde attı ve alaycı bir gülümsemeyle konuşmaya başladı.
" Abimle hala birlikteymişsiniz."
" Evet. Ayrılmayıda düşünmüyoruz."
" Ondan hiç emin olma tatlım. Biz istemezsem olmaz, istersek olur."
" Bu zaman kadar izniniz olmadığı halde birlikteydik ama."
" İzniniz olmadığınıda nereden çıkardın?"
" İzniniz vardi yani.?"
Konuşmalarımızı sakince dinleyen Nisanur- ki onunda nisanur olduğundan emin değildim. Bu iş gerçekten zordu- gözlerini devirerek konuştu.
" Neyse. Bu saçma konuşmanız burada sonlansın bence. Biz buraya hem tanışmak için hemde Merve denen cadı kız ile ilgili konuşmak için geldik." Nisa ya bakarak devam etti. " Bu arada ben nisanur."
Dırırım! Dırırım! Dırırım!
Doğru karar. Gerçekten de nisanur muş.
" Beni zaten biliyorsunuz ben Asya. Hem siz Merve yi nereden tanıyorsunuz?."
Nisa - bu sefer eminim- tekrar alayla gülümseyip" Biz biliriz. Sen bunları hiç düşünme tatlım. "
Durum analizi yapmak gerekirse nisanur saha insancıl Nisa ise negatif insancıldı. Bunu beni ödürmek isteyen bakışlarından anlıyordum. Demekki fazla kıskançtı.
Birk dakika daha konuştuktan sonra kekleri ve kurabiyeyi servis etmek için mutfağa gittim. Kekler ile kurabiyeleri yanına limonata konulmuş tepsi ile salona tekrar geçtim.
Aslında birkaç saat sonra çok da iyi anlaşmıştık. Annemin eve gelmesine yakın gitmek için ayağa kalktılar. Çok kafa kızlardı ve Nisa için bile bunu düşünüyordum. Nisanur'u ise görür görmez ısınmış sayılırdım zaten.
Kapıya geldiğimizde ikiside önce ayakkabılarını giydiler. Aynı anda işlerini bitirip çömeldikleri yerden ayağa kalktılar. Bu işi de aynı anda yaptıklarını söylememe gerek yok herhalde.
Nisa gülümseyerek bana sıkıca sarıldı. Artık ikisinide ayırt edebiliyorum. Çünkü nisanın saçı daha kısaydı ve V şeklinde kesilmişti.
Belki çok büyük bir fark değildi ama öyleydi işte.
"Çok güzel bir gündü teşekkür ederiz."
Aynı gülümsemeyle başımı salladım. Aynı diyaloğu Nisa ile de yaşadıktan sonra ikiside evlerine gitmişti. Telefonuma gelen bildirim ile kendini koltuğa attım. Buraları birazdan toplayabilirdim bence.
Yaman: Hayatım. Öncelikle kızlarla konuştum seni çok sevmişler.
Yaman: Teşekkür ederim.
Yaman: İkinci olarak ise hazırlan yarın denize gidiyoruz.
Yaman: Sensiz okulun tadı çıkmıyor.
**
Size birşey sormak istiyorum. Kitabın ismi aslında biraz benim cahilliğime geldi.
Bu isimle birçok kitap var ve bence bir kitabın içi kadar adı da çok özeldir. Ve bence bu kitabın ismide bize özel olmalı.
Yani kitabın ismi değişsin mi kalsın mı?
Düşüncelerinizi benimle paylaşın.
Sizi seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Numara. ||||TEXTİNG
Ficção Adolescente|||TAMAMLANDI||| A: Sokakta gördüm seni. A: Çantan da bir şey arıyordun. A: Ayağın takıldı ve yere düştün. A: Bir sinirle kalkıp takıldığın taşa vurdun. A: Sen o an taşa değil benim kalbime vurmuştun.
