RESİM=GECE'NİN KIYAFETİ
Kötü kabusla uykumdan korkarak uyandım, ter içinde kalmıştım. Saate baktığımda altıydı. Onu görmüştüm okyanus mavisini. Rüyamda ne işi vardı korkudan mı yoksa sevmekten mi bilmiyorum ama o gözler beynime işlenmiş gibi çıkmıyordu. Nedenini bende bilmiyordum ama çıkmıyordu işte, nedense onu bir da görmek istiyordum. Dünya küçüktü ve illa karşılaşırdık. Bu sefer kendimi daha iyi savunup bedel ödetmek neymiş gösterecektim ona. Nedense oldukça kendimi güçlü hissediyordum. Durduk yere o güzel bakışları aklıma geliyordu. Aslında çıkmıyor desem yeridir. Bana kötü davranan çocuk neden bu kadar etkilemişti beni kendi düşüncelerimle alı koyarken camdan baktığımda hava aydınlanmıştı. Spora çıkmam gerektiğini anlayarak kalktım. Takım olan siyah büstiyerimi ve gri siyah desenli taytımı giydim. Yine nıke olan pembe sporumu giydim. Son olarak telefonumu ve kulaklığımı alıp evden çıktım. Bu kadar erken çıkmam güzeldi çünkü kimseyle karşılaşmıyordum.
Telefondan RAG'N' BONE MAN-Human şarkısını açarak sahile doğru yürüdüm. Şimdi yürüsem de Sahilde koşacaktım. Aslında spora daha çok Karemel'le çıkardım ama artık yanlızdım. Sahilin etrafında koşarken bir anda kendimi o yerde buldum dünkü kavga ettiğimiz yerde buldum. Neden buraya gelmiştim ki anlayamıyordum neler oluyordu bana böyle. Çok takmıştım o okyanus mavileri birinin arkamdan seslenmesiyle bütün düşünceler kayboldu. " Heyyy güzellik " sesin sahibine döndüğümde tanımadığım iki genç bana yaklaşıyordu. Sahil kenarının bu tarafı azda insan olsa da şimdi kimse yoktu. Dünkü olay gibi olmasını istemiyorken tekrar konuştu " Sana diyorum güzellik " tek kaşımı kaldırarak " Ne var " karşılık verdim. İki adımla aramızdaki mesafeyi kapattı " Yalnızsan sana eşlik edebilirim güzellik " diyip elini yanağıma götürdüğünde hızla elin çekerken konuştum " O eline koluna dikkat et yoksa bedelini ödersin " dedim aynın okyanus mavisinin bana dediği gibi. Hiç konuşmayan siyah saçlı ve bal rengi gözlerine sahip olan çocuk gülerek " Kızımızda baya asabi " tekrar imalı bir şekilde sırıttı. " Ben sizin kızınız falan değilim doğru konuş " değimde benime konuşan kumral saçlı ve kahve renkli çocuk " Konuşmazsak naparsın güzelim " bir adım bana doğru attı, bende bir adım atınca sırtım duvara gelmesi onu sevindirmiş gibi güldü. Elini duvara yaslayıp aradaki mesafeyi kapattı. " Peki bunu sen istedin " dedim. Duvardaki kolunu tutup onu hızla duvara iterek duvara yasladım bir elimle boynunda tutarak sağ dizimle karnına iki üç defa tekme attım. Geri çekildiğimde kıtranarak yere düştü. Arkadaşı hızlı adımlarla arkamdan gelip saçımı tuttu. Tuttuğu eli tutarak elinin altında geçip kolunu sırtına dayadım ve diz kapağına vurarak yere düşmesini sağladım ve başarılıda oldum.
İki gündür başıma durduk yere bela geliyordu. Tam yürüyecekken beni tutan kişiye baktığım esnada birin sesi herkesi durdurmuştu. "Kızı bırakın o kolunuz kırmadan " duyduğum ses bana tanıdık gelirken ona baktım, okyanus mavisiydi. Belam git gide artıyordu. Bir sen eksiktin tam oldu. Elimi tutmakta olan çocuk artislik taslayarak " Bu kız ban ait git kendine başka oyuncaklar bul Rüzgar " anladım ki başımın belasının ismi Rüzgardı. Adı gibi hayatımda gerçekten derinden bir rüzgar estirdi. konuşmaya başlayan okyanus mavisi "son kez söylüyorum beni olanı bırak ve git bedelini ödersin yoksa " Elimi tutan çocuğa bakarak söylendi. Ben daha fazla dayanamayıp bağırdım "ikinizde kapatın çenenizi ve kendinize gelin ben kimsenin malı değilim " diyerek çıktım. Kolumu tutan çocuğa bakarak " Sana da son kez söylüyorum bırak beni " diye çıkıştım. Okyanus mavisine beni kurtar dercesine baktım. Denize düşen yılana sarılır hesabı. Okyanus mavisi baş parmağıyla anlını kaşıdı ve beni tutan çocuğa epey sinirli sesi beni ürküttü " Emre bırak lan artık kızı yoksa ben kendi yöntemlerimle halledeceğim " Hala beni bırakmayan ismim Emre olduğunu çocuk " Sen kimsin de ne yapabilirsin " çocuk okyanus mavisinin yumruğuyla savrulurken arkadan gelen arkadaşını görünce bağırdım " Arkaaandaaa " benim sayemde ona da haddini bildirdi. Çocuk küfür ederek " Senin kadar yavşak birini görmedim Rüzgar " okyanus mavisi dalga geçerek " Ben gördüm aynaya bak eve gidince sende görürsün" sinirle konuşken beni kendisine çekip devam etti " Artık Emre'yi de al git elimden bir kaza çıkmadan ben ona o lafları bir güzel yedireceğim. " çocuk Emre'yi yerden kaldırarak götürdü. Emre bir şeyler mırıldanarak giderken dediğini anlamak için uğraşsam da anlamamıştım. Okyanus mavisi bana bakarak " İyi misin bir şeyin var mı? " soru yönelttiğinde karşılık verdim " Nasıl olduğum seni iligilrndirmez " imali bir tavırla " Ben senin hayatını kurtardım sesin şu dediğine bak oluyor mu hiç " kaşlarımı çatarak " dün yaptıklarını ne çabuk unuttun acaba " kafasını sallayarak " Dünkü yaptıkarım biraz yanlıştı ama hak ettiniz. " sinirle konuşmaya başladım " Hem suçlsun hem güçlü birde zeytin yağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsun" konuşmamın aksine elini uzatarak ismini söyledi. Uzattığı ele ve sonra ona baktım. Elini tutmadan kendi adımı söyledim. Daha fazla muhatap olmamak için " Ayy ben gidiyorum seninle daha çok uğraşamicam "
Arkamı dönüp gidecekken bir kaç metre uzaktaki sokak köpeğini görünce ne yapacağımı bilemedim ve olduğum yerde kaldım. Onun gülme sesleri kulağıma dönerken bakışlarımı ona çevirdim. Gülünce kısılan gözlere karşılaşınca içimden şöyle dedim. 'öyle bir gülüşü vardi ömre bedel' " Köpeği olupda köpekten korkan ilk sensin galiba " dedi ve yine güldü. Kaşlarımı çatıp "nerden çıkarıyorsun korktuğumu, korkmuyorum" ciddi olmaya çalışarak. " Gözlerin öyle demiyor ama " sırıtarak bana baktı. "korkuyorum nesini anlamıyorsun" sinirli oldu mu belli ettim.kaçları çatık imalı bir tavırla " Deneyelim o zaman " köpeği çağırırken onun arkasına kaçarak üstündeki kazağı tutum. " Off tamam yeter korkuyorum oldu mu gönder şunu " bağırarak konuşken o eğilip köpeği okşadı. " Artık göndecek misin yoksa buna da mı zarar vereceksin " hala köpeği kokşarken konuştu " Vermem " konu kestirip atarken ben geri açtım. " dün verdin ama " dememle ayağa kalktı o ayağa kalkarken köpek yanımızdan geçip gitti. Biraz sert çıkan sesiyle " Dün alkollüydüm çünkü " arkasından çıkmak isterken ayağım takıldı ve önüme düşekken beni kurtardı. Ağzından dökülen o sözcük beni şaşırtmıştı. " İyi misin? " kafamla onayladım " İyiyim ayağım takıldı sadece " derken bir arda gözlerine takıldı gözüm. Mavini en güzel tonuydu. Kalbi kötü birini nasıl böylesine güzel gözleri olabilirdi ki. Onun sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. "Bir şey mi oldu saatlerdir gözüme bakıyorsun " dediğinde utanarak ondan çekildim. "bir şey olmadı neyse ben geç kalıyorum gitmem gerek " arkamı döndüğümde seslendi " Görüşürüz gamzeli kız ama ileride de köpekler vardi söylemedi deme " olduğum yerde durdum. Şimdi gülsemiydim ağlasamıydım bilemedim. Gamzemi örmüş ve bana GAMZELİ demişti. Bunu ondan duymak çok güzel bir duyguydu. Kötü olan ise köpeklerin olmasıydı. Düşüncelerimi bende ayıran omzumdaki kol oldu. Kolun sabi kim miydi okyanus mavisiydi. "şaka yaptım gamzeli kız, ama yinede istersen ben bırakabilirim " tebessüm ederek " Peki " edim ve kolunu omzumdan çektim. Benden biraz uzundu ama yakışıyorduk. Bana ne oluyordu böyle bir gün öce bana kötü davranan çocuk hakkında neler düşünüyordum. Sebebini bene bilmiyordum. Bir anda beni kendine hızla çekerken bütün düşüncelerim kayboldu. " Dikkat! Ben olmasam direğe çarpacaksın. Çok sakarsın ve sürekli dalıp gidiyorsun. " Evet haklısın sürekli dalıyorumçünkü düzgün bir haytım yok. Bu kadar fazla tatmam gerekiyordu. Ondan ayrılarak " Biraz sorunlarım var " dedim. " Takma sana zarar " yürümesini hızlandırdı. Senin için demsi kolaydı tabi nerden ne bileceksin ne yaşadığımı. Durağa geldiğimizde oturaklara oturdum. Ayakta dikilirken onun telefonu çaldı. Telefonu cebinden çıkarıp açtı ve kulağına tuttu. " Ne var " diyerek yanıtladı telefondaki kaşı tarafı. Beş dakika sonra tekrar konuştu. " İşim var lan işim on beş dakika sonra gelirim" o konuşurken ona bakmasam da kulaklarım ondaydı. " Ay ben sesin yapacağın işin, kapat geliyorum " aramayı sonlandırıp telefonu cebine soktu. Bana gitmesi gerektiğini ve dünkü yaptıkları için tekrardan özür dileyip yanımdan ayrıldı. Bende durağa gelen taksiye binip evin adresini verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUS MAVİSİ
JugendliteraturGece'nin mutsuzluğu ve acısı o doğduğu gün başlamıştı. Her şey güzel ilerlerken hep bir yerden yıkılıyordu mutluluğu peki bu kimin hatasıydı? Hiç görmediği o şahısın mı, babası mı yoksa üvey annesi ve üvey kardeşinin mi bunu oda bilmiyordu. Tek bil...