6. Bölüm

53 21 11
                                    




   RESİM=RÜZGAR'IN ARABASI

    Uyandığımda hala uykuluydum. Bundan kurtulmak için banyoda günlük rutinimi yaptım. Hazır olduğumda aynadan son kez kendime göz gezdirdim. Bugün okula yeni gelen öğrencileri gezdirme görev bende olduğu için spor çantasını aldım ve evden çıktım.

    Okula geldiğimde oyalanmadan sınıfa geçtim. Bizimkiler hariç başkaları vardı. Onlara kısa bir sohbet ettim. Müdürüm odasına kapıyı çalarak içeri adımladım. " Girebilir miyim " İçerde müdürle beraber dört erkek vardı. Arkası bana dönük öğrenciler konuşmamın ardınan bana döndüler. Şok içinde okyanus mavilerine bakmaya devam ettim. Ne o tepki veriyordu ne de arkadaşları onlardan hoca döndüm. " Hocam görevimi başkasıyla değiştirebilir miyim? " "Hayır" hocanın bu kararlı tavrı beni sinirlendirirken emin bir tavırla " Burası ön bahçe, arkada da var ama orayı pek kullanan olmuyor." " Buranın bahçe olduğunu bizde biliyoruz. " yine her zamanki gibi kavga etmeye hazırdı beyfendi. " Çok biliyorsan kendin gez o zaman " bana doğru bir adım attı. " Kelimelerine dikkat et yoksa..." sözünü bölerek cümlesini tamamladı. "Bedelini öderim değil mi" kısa bir gülümsemyle tekrar konuştum. " Sen kendini ne sanıyordun acaba " Rüzgar'ın yanındaki siyah saçlı çocuk " Oğlum okulun ilk günü yapma bari zaten diğer yerden iyi ayrılamadık " sinirli bir şekilde bana bakmaya devam ederken " Sen karışma Emir " " Arkadaşın haklı şimdi bir daha bana bulaşmazsan arkadaşlarla okulu gezdireceğim "önüne dönerek okulun gezdirmediğim yerlerini göstermek için yürüdüm.

  En son olarak da spor salonunu gezdirdim. " Okulun her yerine gezdirdim size. Bana bulaşmazsanız iyi edersiniz" her zamanki gibi laf atarak tarışmamızı sağlıyordu. " Senin için gelmedik bu okula" bana bulaşmadan rahat edemeyeceği şimdiden belliydi. " Bende zaten benim için geldiniz demedim " ayak sesinin geldiği yöne kafamı çevirdiğimde sinirli Tuğberkle karşılaştım. " Biti mi için duygusal böcek " Rüzgarların gülmesi onu daha çok sinirlendirmişti. " Bir şey varsa söyle aslanım bizde gülelim " mutlu yüzü sinir küpüne dönen Rüzgar " Yaşınız tutmaz sizi " iki yakışıklı laf atmaya devam etti. " Senin yaşın tuttuysa bizimki hayli hayli tutar sen dert etme " Tuğberk kolumdan çekiştirerek onların yanından beni ayırdı. Sınıf kapısının önünde beni tuttu. " bir şey yaptı mı o şerefsizler sana" başımı olumsuzca sallayarak sınıfa girdim.

  Çıkış zilinin ardından spor salonuna geçtim. üstümü soyunma odasında değiştirdim. Ben giyinirken tanıdığım ve tanımadığım kızlar geldi. Hoca beni yanına çağırınca yanına gittim. Odasında poşetler doluydu anladığım kadarıyla yeni gelen öğrencilere aitti." Gece şunlar yeni gelenler için sen dağıtırsın. Poşetleri alarak beni sırada bekleyen öğrencilerin önüne geldim. Anlatmak gerekleri anlatırken okyanus mavileri gözüme çarptı şok olsamda bozuntuya vermedim. Herşeyi anlattığımda konuşan o oldu. " Yanlız biz bunları biliyoruz " ona karşı imalı bir şekilde güldüm. " O zaman bir kaptanla nasıl konuşulması gerektiğinide biliyorsundur" " Şuanda bir kaptan bile yok neyin kafası bu" tek kaşımı çattım " Sanırım kendimi anlatmadım." Sesli ama bağırmadan tekrar konuştum " Ben 5 yıldır boksla uğraşıyorum ve bu takımında kaptanıyım. Böyle sakin olduğuma bakmayın sinirlenirsem ne yapacağımı kimse kestiremez. Neyse okul hakkındaki bütün dedikoduları öğrenirsiniz . şimdi sorusu olan yoksa kıyafetlerini giyinip çakışsın. Beyaz kuşaktakileri ben çalıştıracağım ona göre" iki saat boyunca iç durmadan çalıştırmıştım. Antraman sonrası üzerimi değiştirip okuldan çıktım. Kapıda beni bekleyen şoföre yürümek istediğimi söyledim. Biraz yürüdükten sonra yorulup durağa oturdum. Bir kaç dakika sonra 2015 ford mustang convertible revier modeli olan sarı renkli üstü siyah olan araba önümde durdu. Cam açıldığında o mavilerle karşılaştım. " Ne var " " Dolmuş geç gelir ben bırakayım seni " " Dolmuş beklediğimi kim söyledi. " " Durakta olduğuna göre başka ne anlam çıkarabilirim " oflamaya başlağımda tekrar konuştu. " Gel ben bırakayım seni dünde isteğimi kabul etmeyerek kırdın beni bugünde kırma " "İstemiyorum nesini anlamıyorsun " "peki sen istedin" camı kapattı duyması için sesimi yülkselttim. "Sonunda gidiyorsun" derken kapıyı açtı ve arabadan indi. " Sen gelmezsen ben gelirim" sesinden alayla söylediği o kadar belliydiki. "pes ya bu kadar da yüzsüz olunmaz." " oturduğum yerden kalkarak yürümeye başladım. Oda beni takip ederek yürüdü. Arkama dönmeden " Senin başka işin gücün yok mu" " Var " " Eee git o zaman" "İşim sensiz" kafamı pişmanca sallayarak " Soranda kabahat ya " benimle beraber yürümeye devam ettikçe kalbim git gide hızlanıyordu.

  Apartmana girdiğimde hala beni takip ediyordu. Asonsörün açık kapısını fırsat bulup koştum. İçeri girdiğimde kapı kapanırken içer girdi.kaşlarımı çatarak yaptıklarına anlam vermeye çalıştım. " Bir şey unutmadın mı " elini cebine götürdü ve telefonumu çıkardı. 

" Durakta unutmuştun bende aldım" " İyi yapmışsın simdi ver onu" almak için yaklaştığımda telefonu benden kaçırdı. " O kadar kolay değil. Karşılığını almam lazım" asansörün duvarıyla kendi bedeni arasında bıraktı. O an nefes almayı unutmuştum. Gözleri gözlerimle buluştuğunda mavinin en güzel tonunu bulmuştum. Gözleri ile yavaş yavaş beni süzerken dudaklarımda takıldı. Bu durumdan kurtulmak için onu itsemde tepki vermedi. Nefesi tenime değdiğinde garip bir his olmuştu içimde. Var gücümle onu itip ondan kurtuldum asonsör açıldığında direk eve girdim. Kapıyı kapattığımda sokul soluğa kaldığımı fark ettim. Telefonumun çalması bütün dikkatimi ekrana çekti. Ekrandaki isim şaşırmama neden oldu çünkü arayan oydu. Bunu nasıl becermişti hiçibir fikrim yoktu. Kayla'nın odasının önünde tekrar aradığında yönümü değiştirdim ve açtım. " Bunun bedelinin ödeyeceksin gamzeli kız" "yaptığını derken yola kadar beni takip eden sensin, asonsöre binen sensin, izinsiz telefonuma numaranı kaydeden yine sensiz. Susmayı denesen senin için daha iyi" telefonu suutarına kapattım. Yüzsüz gibi birde hesap soruyordu. Su'yun bizde kalması için onu ikna etmiştim ve günün yorgunluğunu üzerimden atmak için duşa girdim. Banyodan çıkalı epey olmuştu ve Kayla uyurken bende pasta yaptım.

    Yaptığım pastayı servis ederken aklım bugünkü olaya takıldı. Aptal gibi onu düşünüyordum düşünmem gerekiyordu. O olmazdı, olmamalıydı. Salonda Su,teyzem ve ve ben kalınca teyzem konu açınca sohbet etmeye daldık. Konu Rüzgar'a gelince Su söylenmeye başladı. " O çocuk yüzünden bizimkilerle aranı bozma gamzeli kız" teyzem şaşkınca konuştu " Sizinkilerin o çocuklarla alakası ne " Su bu soruyu bekliyormuş gibi tanıştığımız günden buyana herşeyi anlattı. Teyzemde onu onu onaylarcasına konuştu. " Gececim Su haklı bunu herkesten önce onlara söylemen gerekli " oflayarak cevap verdim "kesin bir şey olmadığı  halde bir şey söylemeyeceğim uzatmayın" " sen bilirsin hanımefendi. Neyse ben yatıyorum sizde geç olmadan yatın." Bizi öptükten sonra salondan çıktı. Bizde her zamanki gibi saatlerce konuşup güldük. En sonunda uykumuz gelince yataklarımıza geçtik.

Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu ve  derslerden dolayı geç yazıyorum, O yüzden Kusura bakmayın. Desteklerinizi bekliyorum.İyi okumalar...

OKYANUS MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin