Düşünceler

2.1K 141 4
                                    

Kaydı dinlediğimiz o akşamdan sonra evden çıkıp gittin ve bir daha dönmedin. Çalışmalar normal seyrinde devam ediyordu. Arada balkonda Reis'in seninle konuştuğundan şüpheleniyordum ama hiç bir zaman yanımıza gelip, 'Gurur'la konuştuk' demedi. Nerede olduğunu merak etmiştim. 

Defalarca herkese sormuştum. Hatta Kübra'ya bile. Ama kimse nerede olduğunu bilmiyordu ya da bana söylemiyorlardı. Cuma günü işten çıktığımda arabamda oturup derin bir nefes aldım ve beni götürdüğün yere sürdüm. Arabayı sahile park ettiğimde ne yapacağımı bilemiyordum. Buraya neden gelmiştim ki? 

 Torpidodaki sigaralarımdan birini aldım ve dudaklarıma yerleştirdim. Telefonum çalmaya başladığında belki de sen arıyorsundur diye heyecanlansam da ekranda Emir'in ismini gördüğümde heyecanım bir balon gibi sönüverdi.

"Neredesin?"

"Kafamı dinliyorum biraz." diyebildim sadece. Nedenini bilmesem de boğazımda bir düğüm vardı ve ne kadar yutkunsam da geçmiyordu. Sanki beni bu yabancılarla bir başıma bırakıp gitmiştin. Ama onlar bana ne kadar yabancıysa sen de bana o kadar yabancıydın aslında. Hem zaten, bu hissettiğim hayal kırıklığı nedendi ki?

"İyi misin?"

"İyiyim Emir, bir şey mi var?" 

Hep böyle olurdu. Kendimi ne kadar tutarsam tutayım, moralim bozuk olduğunda biri bana 'iyi misin?' diye sorduğunda kendimi tutamazdım. Bütün duvarlarım yıkılırdı.

"Eve gelmeyince merak ettik." dedi kısık sesle.

"Merak edecek bir şey yok. Bir kaç saate gelirim." deyip telefonu kapadım. Emir'e kabalık etmiştim, biliyordum. Halbuki o bana nazik olmaktan başka bir şey yapmamıştı.


"Onu itip kakıp durma, o senin kardeşin sayılır!"

"Biliyorum baba, ama bana aşık olduğunu söyleyip duruyor! Ben onun abisi sayılırım." Adam oğlunun yanına gelip onu kucağına aldı ve yerde yatıp ağlayan kızdan uzaklaştırdı.

"Abi mi oldun şimdi sen?" dedi sevecen bir tavırla. "Daha 8 yaşındasın." 

 "Evet, 8 yaşındayım. Kocaman oldum artık. 4 saat uyumama gerek bile yok." 

 "Vay be, 4 saat uykuya bile ihtiyacın yok mu yani şimdi senin?" Adam gülümseyip oğlunun başını okşadı. İtilip kakılan kızın annesi gelip kızını kucağına almış, teselli ediyordu. 

 "Gurur senin abin sayılır," dedi kadın kızının yaşlarını silerken. "Büyüyünce onunla evleneceğim." dedi küçük kız burnunu çekmeye devam ederken. Annesi kafasını sallayıp kızına baktı. Neden bu kadar inatçıydı ki sanki?


Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı, uyuyakalmış olmalıydım. "Bir şeyi merak ediyorum." dedi arka koltuğumdaki ses. "Her yerde uyumayı nasıl başarıyorsun, hem de bu kadar derin ve deliksiz. Arabana girdim, 2 saattir burada oturuyorum. Seni öldürmek istesem çoktan öldürürdüm ama senin ruhun bile duymadı." Gözlerimi kapatıp tanıdık tarçın kokunu içime çektim. Bütün arabayı doldurmuştu. Belki de bu yüzden uyanmamıştım, uykumda bile senin sen olduğunu anlamış, tepki vermemiştim. Çünkü güvendeydim.

"Neredeydin?" dedim uykulu sesimle. 

 "İşlerim vardı," dedin ön koltuğa geçerken. "Sen süreceksin herhalde?" 

 "Nereye gideceğiz?" Hala uykulu hissediyordum ve her yerim tutulmuştu. Dönüp bana baktın ve derin bir nefes aldıktan sonra yerinde kıpırdandın. "Karnım acıktı benim."

Bizden Biri  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin