Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardır. Elbet bir gün gelir. Bunca zaman bekledim biraz daha bekleyebilirdim. ~Reyyan Şadoğlu~
Güneşin huzurlu ışıkları penceremden içeri ılık ılık vuruyordu. Gözüme gelen güneş ışıklarıyla gözümü açıp etrafıma bakındım. Ne zaman sabah olmuştu daha yeni uyumuştum oysa! Kollarımda uyuyakalmış kardeşimi farkettim; ağlamaktan gözleri şişmişti, berbat bir haldeydi. Dün gece zorla evlendireleceğini duymuş ve teselliyi benim kollarımda aramıştı. Ve üstelik istemeye bugün geleceklerdi.
Bir anda telefon çaldı. Kalkıp bakmak istedim ama onu rahatsız edip uyandırmakta istemedim. Zaten perişan haldeydi. Yavaşça rahatsız etmeden kalkmayı denedim o sırada telefon çoktan susmuştu. Telefonu elime aldığımdaysa bir bildirim geldi.
°Bilinmeyen Numara°
°Sizin konağın az üstündeki tepedeyim. Seni bekliyorum. Çabuk gel kısa sürecek.°
Numaraya baktığımda az önce arayan numarayla aynıydı. Ama kim bilmiyordum. Akşam aceleyle yattığımdan üstümü değiştirmemiştim. Saçıma çeki düzen verip elimdeki telefonla birlikte kimseye çaktırmadan dışarı çıktım. Dediği yere geldim.
Bir adam gördüm ama yüzünü göremedim bana arkası dönüktü. Sanırım beni çağıran kişide oydu. Yanına biraz daha yaklaşıp ona doğru seslendim, "Beni buraya sen mi çağırdın?".
Sesimi tanımış gibi şaşkınlıkla bana doğru döndü. Biraz süzdükten sonra gizleyemediği şaşkınlığıyla "Sen Reyyan'sın!" dedi. Biraz şaşırmıştım. İnsan çağırdığı insanı tanımaz mı!
Biraz sinir biraz alay içeren bir bakışla ona döndüm. "Ya sabır..." dedim sessizce. Olayı daha yeni idrak edebilmiş gibi sonunda kendine gelmişti. "Ben aslında buraya Gül'ü çağırmıştım. Ben onun.." sözünü tamamlamasına izin vermeden elimdeki telefonu gösterdim. Attığı mesajı açıp ona göstermek için telefonu açarken telefonun benim değil Gül'ün olduğunu farkettim. Bir kez daha Gül'ün benim eşyalarımın aynısını kullanmasına lanet ettim." Lanet olsun.."
İş işten geçmişti artık. Telefonu cebime koyup olayın farkına geri döndüm. Karşımdaki adama doğru düzgün bakmamıştım bile. "Kimsin sen Gül'e neden mesaj attın peki!" diyerek hesap sordum bir yandan yüzünü incelerken. Acaba kimdi? Çok tatlı bir yüzü vardı, inkar edilemezdi..
Beni tekrardan süzdükten sonra bıkkın bir tavırla "Gül'ün nişanlısı sayılırım. Bu akşam istemeye gelcez. Konuşmak için çağırmıştım aslında.." dedi sakince. Ne yani bu çocuk dünden beri benim kuzumun ağlama sebebimiydi. 1 günde hangi ara nişanlısı sayılırdı. Daha kız öğreneli 1 gün olmadı.
Sinirle parmağımı ona doğru sallayarak "Heh şu dün ortaya çıkan ve bugün istemeye gelen nişanlısı. Lan utanmasan kızı kendi düğününe davetiyeyle davet edicektin kız nikah masasında öğrencekti evlenceğini. Erken oldu biraz niye şimdi çağırdın konuşmaya. " dedim alayla.
" Ya sabır.. " diyerek kafasını çevirdi. Manzaraya bakıp sakinleştikten sonra bana geri döndü."Neyse tamam boşver bu olmamış gibi say bu akşam zaten görüşcez." deyip yanımdan hızla uzaklaşarak gitti. Ne olmuştu hangi ara konuşma bitmişti de gitmişti yanımdan bilmiyordum ama kokusu çok güzeldi ve ben hala bıraktığı yerde onun kokusunu hissederek duruyordum. Garipti kokusu beni etkisi altına almıştı. Güzel bir kokusu vardı..
Aman ya ne düşünüyordum ben! Kimse yokluğumu farketmeden eve gitmeliyim hemen. Kimseye gözükmemeye dikkat ederek konağın kapısına kadar geldim. Sessizce kapıyı açıp kimsenin uyanmamış olduğunu dileyerek yavaşça içeri adım attım. Çok şükür kimse uyanmamıştı. Yavaş adımlarla odama ilerlerken omzumda bir el hissettim. Beni durdurdu.
Tedirgin bir şekilde hızla arkamı dönüp kim olduğuna baktım. "Baba..." çok şükür babammış. Derin bir nefes alıp bakmaya devam ettim. "Kızım nerden geliyorsun sabahın köründe. Ya biri uyanmış olsa seni görse dedene ne hesap verecen tek başına dışardasın?" diye endişelenen babama sarıldım. O sadece beni düşünüyordu benim için üzülüyordu. Onu çok seviyordum.
"Sen merak etme baba. Az önce çıktım zaten kimse uyanık değildi iki dakka hava alıp geldim . Sen beni düşünme başımın çaresine bakar başını eğmem." dedim. Başıyla beni onaylayan bir ifade aldıktan sonra kimse farketmeden yukarı odama çıktım. Güzelim.. Güzel Gül'üm benim. Hala bıraktığım yerde uyuyordu. Masum meleğim. Evleneceği adam aslında o kadar kötü biri değildi ama işte zorla evlenmesi yeterince kötü.
Huzurla uyuyan yüzüne bakıp yanına oturdum. Uyanmicak şekilde saçını okşayarak onu izlemeye devam ettim. Evleneceği adam çirkin değildi, yaşlı veya kötü biri gibide gözüküyordu. Ama onun sevdiği adamda değildi. Nasıl kurtaracaktım onu bu durumdan. Kara kara düşünürken öyle bir dalmışımki Gül'ün uyandığını bile farketmemişim.
İlk önce dışarıdaki güneşe bakıp sonra bana döndü. Ve dün gece hatırlamış gibi gözlerince bir dolma oldu ve bana sarıldı. "Günaydın miniğim.." diyerek buruk bir gülümsemeyle yüzüne baktım. Tam konuşacaktıki o arada kapı sertçe açıldı.
İkimizde kimin geldiğini görmek için kapıya yönelip baktık. "Ah benim kuzularım uyanmış hele bak şunlara sen. Erkenci kuşlar sizi." diyerek neşeyle yanımıza geldi. Yanımıza oturup Gül'ün suratını görünce dayanamadı sarıldı. Ardından bir koluylada beni çekip ikimizide sardı. Gül kendini tutamayıp tekrardan ağlamaya başladı.
" Gül yapma ama artık ablacım.. " diyerek teselli etmeye çalışırken annem beni susturup "Hayır ağlasın. Buna hakkı var. Benim kızımı zorla istemediği bir adama veriyorlar. Ağla.. Dök içini istediğin kadar ağla kuzum. Bu akşamdan sonra kurtulacaksın. Söz veriyorum istemediğin birşey olmayacak." diyerek Gül'ün başından öptü.
Sonra kendi gözündeki yaşları silip kapıya doğru ilerledi." Sofraya gelin ha. Toplayın kendinizi acele edin. " diyip gülümseyerek kapıdan çıktı. Nasıl kurtaracaktı ki? Bu işin kurtuluşu varmıydı!
Daha yolun başındayız. Bölüm kısa evet ilk başlarda kısa ama sık bölüm atmayı düşünüyorum. Ya da sadece ilk bölüm kısa olur. Bölümün burda bitmesi gerektiğini düşündüğüm için burada bitirdim umarım beğenmişsinizdir. Beğendiğinizi sizden duymak gerçekten hoşuma gider ve beni motive eder diğer bir bölüm için iyi okumalar görüşmek üzere... ♥️♥
️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ ~Bir Deli Rüzgar
RomanceYeni bir Hercai kurgusu. Ufak tefek ayrıntılar haricinde kurgu tamamen bana ait. Dediğim gibi ufak tefek şeyler haricinde diziyle birebir değil. İyi okumalar umarım beğenir zevk alırsınız... Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardı...