~Kimsenin duygusu dışa vurduğu gibi değil. İçinde ne varsa dışındaki tam tersi. Herkes bir şeyler saklıyor. Kimse kimseye karşı dürüst değil. Hal böyle olunca kimse kendinde sayılmıyor tabii. ~
Reyyan ŞADOĞLU"Noldu orda? Miran'mıydı o giden?" diyerek bana doğru gelen Havin'e baktım. Derin bir nefes alarak kafamı salladım. "Ne istiyormuş? Ne işi var yine burda!" diye sitem edince gözlerimi devirdim.
"Beyefendi tüm gece beklemiş gelmeyince merak etmiş. Burda uyuya kaldığımızı görüncede üstümüzü örtmüş çokta lazımdıya. Zaten birde şimdi bizde kalıyorlar çıldırcam ne diye bizde kalıyolarsa."
"Reyyan boşver hadi eve gidelim." diyerek yere eğildi Havin. Battaniyeleri aldığını görünce daha da sinirlendim. "Bırak onları kalsın istiyorsa kendi alır zaten." diyerek bağırıp ordan uzaklaştım. Arkama bakıp Havin'inde geldiğinden emin olup devam ettim.
Kapıya yaklaştığımızda etrafa bakan Gül'ü farkettim. Bizi görünce hızla yanımıza yaklaştı. "Miran'ı gördünüz mü hiçbir yerde yok?" deyince Havin hemen lafa atlayarak "Ev-" diyecekti ki cevaplamasına fırsat vermeden onu susturdum.
"Ne görmesi nerde görelim şirkete felan gitmiştir." deyip geçiştirdim. Yanından hızla geçip konağa girecekken arkamdan "Annem heryerde seni arıyordu çokta kızgındı. Gece eve gelmedi mi dedi. Bende geldi ama sabah hava almaya çıkmıştı Havinle dedim haberin olsun." deyince kafamı sallayıp hızla kapıya doğru devam ettim. Kimseye gözükmemeye özen göstererek odama çıktık.
İçeri girer girmes kendimi yatağa atıp kapıda duran Havin'e döndüm. "Napıcaz. Yada napıcaksın, var mı bi planın?" diyerek yanıma uzandı. Hayır manasında kafamı sallayarak ona döndüm yüzümü.
"Kafam bu denli karışıkken nasıl karar vereyim. Ondam emin olsam hareketlerinden duygularından.. Belki o zaman karar verebilirdim." diyerek iç çektim. 'Ah be kuzum.' diyerek bana sarıldı. Gözlerimi kapatıp kendimi onun kollarına bıraktım.
Gözlerimi kapattığım an aklıma Miran geldi. Şuan onun o sıcacık kollarına sarılmış uyuyor olabilirdim. Güzel sıcacık bir sabaha gözlerimi açabilirdim. Böyle bir hayali neden kurduğumu bile bilmiyorum. Bu hayali kurmama nasıl izin verirdim. Kendime nasıl haksızlık ederim diye düşünmeden de edemiyordum. Daha fazla yatmanın bana iyi gelmeyeceğini anladığımda direk yataktan kalktım. "En iyisi kahvaltıya inelim. Hem annemde merak etmiş daha gözükmezsem sinirlenir." diyerek Havin'i de kaldırdım yataktan. Birlikte aşağı indik. Tahmin ettiğim gibi herkes aşağıdaydı. Hemen boş bi yere oturduk. Annemin sinirli bakışları es geçilemezdi tabii.
" Sabahtan beri annen senş arıyor Reyyan nerdesin? Yoksa gece de mi evde değildin!" dedi dedem - misafirlerin olması nedeniyle biraz kibarca, birazda imalı-. Sabah bi gözükmememin biraz fazla büyütülmesi ve dedeme kadar olayım gitmesi pekte hoş değildi. "Umarım misafirlerimizi boşlamamışsındır. Gönül'le biraz vakit geçirin demiştim." diyerek uyarıcı bakışlar göndermişti bana dedem. Bunlar felaket tellalından başka birşey değildi. İşte şimdi korkmam gerekti. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum oysa.
"Nasuh Bey boşuna Reyyan'a kızmayın. Beni çok güzel ağırladı. Böyle güzel bir kız gecesi daha geçirdiğimi hatırlamıyorum. Bugün tekrar isterim hatta. Sabahta küçük bir ricam olmuştu onu halletmeye gitmişti." dedi bana göz kırparak. Hafifçe tebessüm edip gözlerimle minnet ettim ona. Şuan nasıl hayatımı kurtardığını ölümün eşiğinden döndüğümü bir bilse.
" Yemekten sonra söylerim hallettim zaten. " dedim gözlerimle teşekkir ederek. Dedemde onaylarcasını kafasını sallayarak uzatmadı. Kahvaltıda böylece sürdü. Rahatlayıp derin bir nefes aldım.
Yaşlılar kahvelerini masaya isterken biz gençler kahvelerimizi alıp salona geçtik. Gönül'e dönerek " Nasıl teşekkür etsem az kalır. Dün yanına gelemediğim için de özür dilerim ayrıca. Bugün telafi edeceğim kesinlikle." diyerek gülümsedim.
Çayından bir yudum alarak gülümsedi ve "Bir önemi yok Reyyan bundan sonra akrabayız ve arkadaşız. Birbirimizin arkasını kollayamayacazda ne yapacaz. Bu gecedende hiç şüphem yok eğlenicez." diyerek Havin'le bana döndü. Çok iyi bir insandı Miran'ın aksine. Nasıl kardeşlerse artık. O sırada bir gülüşürken kapıdan içeri Gül ve Miran girdi kolkola. Özellikle sinirime dokunmak içinmi yapıyolar yoksa sevgilerindenmi emin olamıyorum sadece sinir olabiliyorum onlara.
Daha içeri bile adımını atmadan gözleri beni buluyor. Baştan aşağı süzerek içeri giriyorlar. Havin ve benim tam karşımızdaki koltuğa oturuyolar birlikte. "Bulmuşsun aradığını Gül'cüm sonunda." dedim Miran'a imalı imalı bakarken.
"Evet buldu. Onun için ufak bi süpriz ayarlamıştım. Yoksa sabahımı onu göremeden geçirmek dayanılmazdı." dedi Gül'e dönerek Miran. Gülde Miran'a bakarak sırıtıp bize parmağındaki tektaşı gösterdi. Beni görmek dayanılmaz demek. Hangi ara gittin yüzük aldında süpriz yaptın. Hep benim yanımdaydın.
Suratımı asmamaya dikkat ederek sevinmiş gibi gülümsedim Gül'e. Sonrada ayağa kalkarak "Hala kendimi biraz kötü hissediyorum odama çıkıp dinlensem iyi olur." diyerek kapıya doğru yöneldim.
O sırada arkamdan Miran "Belki gece üşütmüşsündür. Kimse üstünü örtmemiştir inadından donmuşsundur orda baldız.." diyerek laf çarptı. Aldırmayarak yoluma devam ettim.
Tam kapıyı dönecekken Gönül "Bekle bende geleyim yardımım olur." diyerek Havin'le peşimden geldi. "Mutfaktan sana iyi gelecek birşeyler getirim." diyerek Gönül mutfağa gitti.
Bizde yukarı odama çıkarken etrafı kolaçan edip Havin'e eğildim. "Keşke sen kalsaydın bunlarda tek bırakmaya gelmez." dedim oflayarak. Sonra odamın kapısını açıp içeri girdik.
"Gerek yok rahatsızım demedinmi sen. Eğer Miran dan emin olmak istiyosak iyi bir fırsat. Dediklerini yapan adam aşağıda duramaz gelir buraya bakalım gelecek?" deyince hafif tebessüm ettim. Çok zekiceydi.
Bir anda kapı açılınca umutla baktım belki odur diye. Sonra bir baktım Gönül. Hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Elindeki ıhlamurı bana uzatıp yanımıza oturdu." Eh iyimisin daha. " diye sorunca kafamı salladım gülümseyerek. "Niye bu kadar çok duygularını belli ediyorsun?" dedi bana uzun uzun bakarak.
O anda Havin'le birbirimize döndük. Bakakaldık birbirimize. Niye sordu bilmiyorum ama eğer anladığım şeyse bunu herkes anlamış olabilir. Daha birşey dememe fırsat kalmadan kapı bir daha açıldı. Bu seferki gelen Miran'dı. Sevinmem gereken tarafım sevinememişti çinkğ daha Gönül'ün dediklerini sindirememiştim.
İçeri girerken bir yandanda sırıtıyordu Miran. "Baldızım hasta dururken aşağıda oturamazdım ya." diyerek Gül ile yanımıza oturdular. O sırada Havin'le kısa bir bakıştıktan sonra Gönül ablaya kaydı gözlerim. Ona ve imalı bakışlarına..
Çok çok beklettim baya oldu yazmayalı. Açıkçası wattpadi silmiştim ve bir daha yükleyip yazmak aklımdan geçmiyordu. Bir girip bakayım dedim. Kitabımın okunduğunu görmek ve yeni bölüm yorumlarını görünce zaten yarısını yazmış olupta bıraktığım bölümü yazdım zaten burayı yazıp hemen yayınlayacağım. Diğer bölümüde umarım hemen yazabilirim hemen yetişirim diye düşünüyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Biraz aceleye geldi ve gece yarısı yazdım bekletmemek adına. Herkese iyi geceler.
~900 kelime~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ ~Bir Deli Rüzgar
RomantikYeni bir Hercai kurgusu. Ufak tefek ayrıntılar haricinde kurgu tamamen bana ait. Dediğim gibi ufak tefek şeyler haricinde diziyle birebir değil. İyi okumalar umarım beğenir zevk alırsınız... Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardı...