"A-ah hayır tabikide. Saçmalama. Senin durumun yüzünden ve çocuğu yüzüstü bırakmandan dolayı sürekli yaninda olmak zorunda kaldım. Herşeyde öyle gelişti ışte. Zaten Ömer kendisi açıldı. Önceden de senden önce yani bana karşı duyguları varmış ama karşılık bulamayınca söylememiş. Zaten sonrada sen olmuşsun."
"E noldu bunları duyunca sanada yıldırım aşkı mı geldi."
"Hayır deniyorum. Sevmeye çalışıyorum diyelim. Napim kızım evdemi kalim. Hem çocuk senden sonra fazlasıyla yıkıldı bir tekmede benmi atsaydım." dedim gözlerimi büyüterek.
"Ay yok tamam ya öylesine sordum. Sevindim ikinizin adına hatta. Iyi oldu bence. Ilk başta bi sey olmuştu sana kızmıştım ama kötü birşey yapmadın sonuçta. Mutluluklar ikinizede." dedi sarılarak. Yoksa budamı ters tepiyordu.. "Hem bakarsın sanada Miran gibi biri gelir semde benim gibi Ömer'e tekmeyi basarsın ha." dedi gülerek.
Elimle omzunu ittirerek "Delii!" doyerek gülmeye başladım. "Şakası bile kötü. Çocuk kalpten gider heralde." diyerek ikimizde kahkaha atmaya başladık.
"Hey neler dönüyor bakayım burda." diyerek içeri giren Yaren'e döndük ikimizde.
"Yok bişi gel bunlarin düğünü konuşuyorduk." dedim yanımızı işaret ederek.
************************************
TEPE
"Ne o yemedimi gelmek. Yoksa Gül'ü kaybetmek istemedinmi?" dedim rüzgarla yüzüme yapışan saçlarımı iterek.
"Bence gece buluşmalarına bir son vermeliyiz artık. Gerçekten zatüre olacaksın artık" dedi gülerek.
"Geçenkilerin aksine sabahlamayı düşünmüyorum." dedim göz devirerek.
"Ve burda buluşmayı bırakmalıyız. Tehlikeli." dedi karşıya bakarak.
"Bu son zaten daha gerek kalmayacak."dedim kendimden emin bir şekilde ona dönerek. O da kendinden emin bir şekilde yüzüme döndü.
"Evet çünkü benimle geliyorsun değil mi.." dedi yüzüme umutla bakarak. Bana bakan bu gözleri, gel benimle diye yalvaran bu bakışları nasıl redderdim. Kendime bu ihaneti nasıl yapardım. Kendime duygularıma.. Duygularımı bastırmaya çalışarak hayır manasında kafamı salladım.
"Seninle geleceğimi nasıl düşünürsün. Tam aksine senle tüm ilişkimi keseceğim. Ve sende Gül ile evlenip yolumdan çekileceksin." diyerek yanından geçip gittim. Geçerken ki gördüğüm o yüzü ömrüm boyunca unutamam. O hayal kırıklığını..
Ama ne anne babamı nede kardeşimi yüzüstü bırakmazdım. Eve gitmektense Havinlere gitmeyi tercih ettim. Onun evine doğru yürümeye başladım. Seçimi yapmış olmama rağmen hala seçememiş gibi düşünüyordum. Içimde bir tarafı kırmıştım. Kalbimi mi dinledim beynimi mi bilmiyorum. Mantıklı düşününce iki seçimde benim hem yararıma hmem zararıma geliyordu.
Havinlerin kapısına geldigimde kapının önündeki banka oturdum. Havin'i arayip geldiğimi haber verdim. Her zamanki gibi elinde battaniyelerle gelmişti. Hava serindi ve biz ne zaman burda otursak sabaha kadar kalıyorduk.
"Anlat bakalım yaralı kuş bu sefer noldu." dedi Havin battaniyenin altına yerleşirken.
Seçim sunduğunu benim verdiğim cevabı son günlerde ne olduysa anlattım. "Oha kızım neler yasamışsın sadece 1 yada 2 gün görüşmedik. Çocuğum oldu bak yeğenin desen şaşırmam."
"Aa bak iyi hatırlattın unuttum keratayı getirmeyi. Sevmeye gel bi ara teyzesi." dedim gülerek.
"Annen seni neden durdurdu ki?" dedi Havin bi anda ciddileşerek.
"Annem nerde durdurdu?" dedim anlamayan gözlerle. Kafasını çevirip etrafa baktı. Kimse olmadığından emin olunca bana geri döndü.
"Miran ile kaçmanı. Aslında aklına o girmiş yoksa bu kadar çabuk karar vermezdin." deyince bir düşündüm. Bu kararı annemin etkisinde kalarak vermiştim. Acaba kendime haksızlık mı ediyordum.
"Kızım nesi yanlış bunun. Bana kaç deseydi Gül'e haksızlık olmayacakmıydı. O da onun kızı." deyince 'üvey' diyerek imada bulundu. "Üvey olsada bi kardeş gibi büyüdük. O annemi anne bende onun babasını baba olarak bildim bi kere. Zaten 3-4 yaşından beri beraberiz."
"Kızım onu mu diyorum. Annenin seni daha çok düşünmesi gerekmezmi. Kendi kızının mutluluğu için üvey kızını düşünmeyebilirdi. Haberi yokmuş gibi yapardı. En azından kızı mutlu olurdu. Bu işte başka bir iş mi var acaba?" dedi düşünceli düşünceli yüzüme bakarak.
"Biz bu zamana kadar birbirimizi hiç üvey düşünmediğimiz için hep öz gördüğümüz için annem öyle düşünmez. Kadın en iyisini yapti beni büyük bir yanlıştan kurtardı. Başka bir iş ne işi olabilir geliyormu aklına hayır. Çünkü ne olabilirki. Ayrıca Gül için canımı bile veririm. Kardeşim o benim." Kardeşim..
"Teşekkür ederim Havin bu konuşmayı yapmasak ne yaptığımın farkında olmayacaktım. Ona haksızlık ediyorum. Kardeşime. Neyse gitmem gerek." diyerek aceleyle kalkıp eve doğru yürümeye başladım.
Kapının önünden içeri girerken herşeyi bir kenara bırakarak ve bir daha düşünmemek üzere içeri girdim. Direk Gül'ün odasına çıkıp içeri girdim. Yatağında göremeyince gözlerimle odayı taradım. Aynada olduğunu görünce hemen giderek ona sarıldım.
"Oo Reyyan Hanım. Ne kadar sevgi dolusunuz böyle." dedi gülerek.
""Ay canım kardeşim gelin olacak gidecek. Olsun o kadar."
"Temello gitmeyeceğim kızım. Sendwn ayrılırmıyım ben hiç." dedi bir daha bana sarılarak.
"Bu gece birlikte yatalımmı?" dedim gözlerimi büyüterek. "Eski günlerdeki gibi."
"Hmmm. Bir düşüneyim. O zamanlar ben korkuyordum. " dedi kaşlarını kaldırarak.
"Şimdide ben sensizlikten korkuyorum belki." dedim gülerek.
"Ay abla ölüme gidiyorum sanki."
"Tövbe de kız." dedim yatağına doğru giderken. O da geldi ve birlikte yatağa uzandık.
"Ablacım. Nikah şahidim olur musun?"
Devam edecektim aslında ama sonra burda keseyim yoksa daha da zamanı uzayacak diye düşündüm.
(yayınlamayı unutmuşum bu arada yazdığımda geceydi sabah yayınlarım diye bırakmıştım..)
💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ ~Bir Deli Rüzgar
RomanceYeni bir Hercai kurgusu. Ufak tefek ayrıntılar haricinde kurgu tamamen bana ait. Dediğim gibi ufak tefek şeyler haricinde diziyle birebir değil. İyi okumalar umarım beğenir zevk alırsınız... Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardı...