🍀8🍀

695 34 27
                                    

*Hayatı devam edilmeye değer kılan neydi? Ailemi! Peki o da biterse ölmek mi gerekirdi.. *

~Reyyan ŞADOĞLU~

Saat öğleye yaklaşmıştı. Odamdaki gergin hava gitmişti bizde Havin ile Gönül ablayı gezdirmeye çarşıya çıkmıştık - annemin yoğun istekleri üzerine-. Tabi yine Gül hanım gelmemişti Miran gelmediği için. Sanki görümce bizim görümcemizmiş gibi. Beyefendi şirkette işini halledip Gül'ü alıp yanımıza uğrarmış sonra. Şu birkaç günüm onun etrafında şekillendiği için dahada bi kötü geçiyordu.

"Ee Reyyan böyle sessiz gine mi gezdireceksin beni. Olur mu böyle ağzını bıçak açmıyo." düyerek sevdiğim tek şey olan sessizliğide bozdu. Onunkada artık konuşmak istemiyordum. İmalı bakıyordu sanki anlamış gibi. Konuşupta o konuya gelmek istemiyordum.

"Keyfim yok bu aralar. Hani birazda hastayımya. Düğün telaşından olsa gerek pek yorgun hissediyorum kendimi." önüme bakmaya devam ettim. Eliyle omzumu sıvazlayarak yürümeye devam etti.

"Şurda ki kafe çok güzel umarım bayılacaksın. Hadi orada biraz soluklanalım. " diyince Havin ikimizde olur manasında kafamızı sallayıp her birlikte kafeye geçtik. Birer kahve söyleyip kahveler gelene kadar sessizce etrafi izledik. Mardin'in eşsiz güzelliğini, manzarasını.. Neyi görmek istersek onu. Tabi Miran buna dahil değildi. Ama neden tam orada bana bakıyordu.

"Ee şey bi arkadaşımı gördüm siz burda bekleyin hemen gelirim." diyerek ayağa kalktım. Havin anlamayan gözlerle bakarken bir anda aşağıda Miran'ı gördü.

"Git sen bizde Gönül'le sen gelene kadar azcık sohbet ederiz." dedi kafasıyla çabuk gitmemi ima ederken. Aşağı indiğimde onların görmediğinden emin olarak Miran'a arka tarafa geçmesini söyledim. Sonra bende geçtim.

Şu anda tam karşımdaydı. Ona olan nefretimi kusabilirdim. Ondan hesap sorabilirdim. Bağırıp çağırabilirdim. Ama faydasızdı. Sadece ona bakıyordum. Bana bakmakta olan gözlerine. Ne görmek istiyordum bilmiyorum gözlerinde. Ne aradığımı bilmeden bakıyordum gözlerine. İkimizde susuyorduk, sadece bakıyorduk. "Ne zaman bozacaksın bu sessizliği. Ne zaman bağıracaksın bana." dedi hafif tebessüm ederek.

"Bağırırsam bitecek mi veya hesap sorarsam? Anlayacakmıyım tüm bunların sebebini neden burada olduğunu, amacını? Şimdi burda sana bağırsam ne değişecek! Benim ne dediğim senin umrundamıki ben neyi değiştirebilirim ki!" dedim sakince.

Bakmaya devam etti gözlerime. Sanki dahada derinleşti bakışları. Çözmesi imkansız birşeydi gözleri. Ne anlattığını çözmek için bu dili bilmek gerekti. Çok derin anlamlar taşıdığı aşikardı. Ama onları çözmek bir ömre neden olabilirdi."Belki çok şey değiştirebilir çok şey ifade edebilir. Denedinmi bir şey demeyi. Belki herşey senin elinde, belki biraz anlaman gerek." dedi birkaç adım daha bana yaklaşarak. Aramızda sadece birkaç santim daha kalmıştı. Gittikçe daha güzel bakıyordu. O bu kadar yakınımda bana bu kadar güzel bakarken nasıl olurdu da ondan nefret edebilirdim."Keşke Gül'ün yerinde sen olsan. Keşke seni seçebilsem." dedi fısıltıyla. Gözlerimi kocaman açıp ona baktığımda gözlerini kapattığını farkettim.

Ağır bir itiraftı. Kaldırması zor ama hoşuma giden bir itiraftı. Evet istediğim buydu, istediğimi kazanmış gibi hissediyordum ama aslında kaybetmiştim. Olması gereken bu değildi buysa bile bu şekilde olmamalıydı. "Ne dedin sen.." dedim kısık ve beklenti dolu sesimle. Ne bekliyordumki diceni demişti. Geriye dicek pek bişi kalmamıştı. Yinede hala ne istiyordum ne desin bekliyordum hiç bilmiyorum.

"Hiç bişi.." diyerek arkasını dönüp hızla uzaklaştı ve gitti. Kesinlikle bu değildi. Beklediğim, istediğim hiçbirşey bu değildi. Ne bekliyordumki her zamanki gibi dedi ve gitti. Arkasında ne bıraktığına bakmadan, umursamadan kırdı ve gitti. Böyle bir cümle kurup gidemezdi ama gitti. Beni kendine biraz daha bağlayıp ailemi benden alıp gitti. Beni biraz daha yıkıp uzaklaştı. Yine gelecek yıkacak ve gidecek. Ve ben yine izin vereceğim..

Omzuma bir elin dokunduğunu hissettim. Elimle gözümden akan yaşı silerek arkamı döndüm. Gördüğüm kişiyle şok oldum. Gönül.. Ne kadardır burdaydı? "Üzülme. Herşey yoluna girecek." diyerek bana sarılınca dona kaldım. Ne kadarını duymuştu, neyi kastediyordu bir fikrim yoktu. Onunla birlikte tekrar yukarı çıkıp biraz daha oturduk. Sonra eve geçtik.

"İşte böyle Havin. Ne o konuyu açıyo ne ben. Arada imalı imalı bakıyo laf çarpıyo gidiyo. İyi mi amacı kötü mü anlayamadım." diyerek Havin'in dizine uzandım.

Ellerine saçıma dolayarak "Bence iyi." dedi. Bende iyi olduğuna inanmak istiyorum. Herşeyin yoluna girmesini. Mutlu olmayı. "Herşey güzel olacak inan bana Reyyan. Hadi yatalım zombi olacaz yoksa yakında."

**

"Abla, Havin.. Ya hadi uyanın." deprem felanmı oluyo. Bu ne sarsıntı diye etrafıma bakınırken sarsanın Gül olduğunu farkediyorum.

"Noldu ya" diyorum nazlanarak. O sırada Havin'de kalkıyor. Bize göz devirerek ikimizinde elinden tutarak kaldırıp dolabın önünde durduruyo.

"Yüzük seçmehe gidecez Miran ile. Aile büyükleri felanda olcak çeyizde bakcaz. Kısacası sizde geliyorsunuz." deyip odadan heyecanla çıktı. Arkasından göz devirerek kendi büyük bir hızla istemeyerek terkettiğim yatağıma attım. Birde yüzük seçmeye gelecektim oh ne ala.

" Gitmezsen olmaz. " dedi Havin sanki içimden geçenleri duyar gibi." Hem Miran onu önemsediğini Gül'ü kıskandığını felan düşünür. Artık Gül'üde bi şüphelendirirsin." dedi ikna etmeye çalışarak. "Daha ne dememi bekliyorsun?" dedi gözlerini büyüterek.

Tamam manasında isteksizce kafamı sallayarak kalkıp dolaba ilerledim. Elime ilk gelen şeyleri alıp yatağa attım ve hazırlanmaya başladım.

**

"Ne iyi etmişsinde gelmişsin baldız. Bende dün gelemedik yanınıza diye kırıldın sanmıştım." diyerek kıkırdadı Miran. Sanki dün tüm o şeyleri dememiş gibi ben duymamışım gibi çok rahattı.

"Nasıl böyle rahat olabiliyorsun?" deyince herkes bi yüzüme baktı. Bende şaşırmıştım bunu nasıl demiştim. Neden demiştim. Ama dediysemde arkasında durcaktım. Gül hemen ordan "Nasıl davranıyormuş." diyerek bana yaklaştı.

"Yakın zamamda evlenecek şuan yüzük bakmaya geldik ama çok rahat. Baldızıyla hala dalga geçebiliyor." diyerek gülmeye başladı Havin ortamı düzeltmeye çalışarak. Hafiften koluma vurup dürtükleyince bende gülmeye başladım. Ama kendi halime, bu durumda oluşuma.

844 kelime ♥

HERCAİ ~Bir Deli RüzgarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin