Yazar
"Beni erken gelmeye sen zorladın Miran. Babaannen duysaydı ya! O zamanda o gelirdi. Keşke sen gelseydin diyerek yakınırdın." diyerek sitem ediyordu Esma Miran'a. Miran ise sinirli sinirli nefes alarak Fırat'a bakıyordu.
"Abi hiç bana öyle bakma ben hiç birşey demedim. Demezdimde." diyerek Miran 'a dönüyor Fırat. Miran sıkıntıyla nefes vererek "Biliyorum kardeşim. Seni hiç düşünmedim bile. Demekki bizi takip eden birileri var." diyerek bakışlarını bu seferde Esma'ya çeviriyor.
"Hiç öyle bakma Miran ben olmasam babaannenle uğraşırdın. Adam babaannenindi. Dikkatli ol peşine adam takmış. Sen dua et zihninin bulandığını ilk ben farkettim. Babaannenin yöntemlerini bilirsin affetmez. Şu yüzüğü bakıp gidelim artık." diyerek kuyumcuya doğru yöneldi.
REYYAN
Birde utanmadan kuyumcuda bekletiyordu bizi. Yada beni durumdan tek rahatsızlık duyan bendim nede olsa."Miran nereye kayboldu kızım?" dedi annem Gül'e dönerek.
Gül kapıya dönerek "Birini gördü hemen geleceğim diyip gitti anne. Heh zaten geliyor bak." diyerek kafasıyla kapıyı işaret etti. Herkes Miran' ın yanındaki kadına bakıyordu.
Kadının önünden girip kapıyı tutarak içeri geçmesini bekledi. Sonrada bize dönerek "Tanıştırayım yengem. Bana gelemeyeceğim demişti bende size o yüzden söylememiştim. Ama sağolsun süpriz yapıp gelmiş." dedi güler yüzle yengesine dönerek.
Yengesi anneme yaklaşıp elini uzatarak "Merhaba ben Esma Miran' ın yengesiyim." dedi.
Tanışma faslından sonra yüzük ve takı bakılmaya başlandı. Artık çok sıkılmıştım istemediğim bir yerde kalmaktan. Hala dün dediklerinin etkisindeydim. Hala düşünüyordum dediklerini. Kolayca unutabileceğim yutulması kolay laflar değildi. Yaşadığım şeyler bu baskı ne benim ne de kardeşimin hakettiği birşey değildi.
Onun yüzünden Gül'ü kıskanıyordum. Kardeşimin sahip olduğu birşeyi istiyordum. "Reyyan.. Reyyan kızım baksana." diye bağıran annemi zor farkettim. Ve kendime gelerek ona döndüm.
"Heh efendim annecim." dedim ona dönerek. Yanında bana sırıtarak bakan Miran'ı görmezden gelmeye çalışarak. "Sende baksana Gül seninde fikrini istiyormuş. Daldın gittin alemlere."
"Öyle deme Zehra anne canı sıkılmış belli. Belki sevdiceiğini düşünüyordur. Kendi düğününü." dedi Miran sırıtarak.
Esma Hanım öksürerek lafa girdi. " O ne biçim söz öyle oğlum. Sen sus karışma." dedi. Miran yengesine dönerek" Ne var yengecim kötü birşey dedim sanki. Hadi baldızcım sende seç birşey benden hediye olsun." deyince çok sinirlendim. Tam birşeyler diyecektimki kapıdan bi hışımla birisi girdi.
"Gerek yok Miran Bey. Ben ona zaten evlenirken alacağım ne gereği var." diyerek yanıma geldi Ömer. Onun böyle birşey demesini geçtim annemin yaninda diyebilmesine şaşırmıştım. Ben şimdi anneme ne diyecektim. Gül zaten şok olmuştu. Miran'ın yüzündeki o sırıtma kaybolmuştu. Işte buna sevinebilirdim.
Bu beni çok mutlu etmişti. "Reyyan bi dışarı gelebilir misin? Seninle birşey konuşacağım." deyince ne diceğimi bilemedim. Kafamı sallayıp kapıya yöneldim. Anneme dönüp "Müsadenizle." deyip arkamdan geldi. Kuyumcunun dışına geçtik.
"Ömer noldu şimdi böyle. Bu ne içindi."
"Herkes içindi. Bozma devam et sonra bana teşekkür edersin." diyip kuyumcuya geri girdi. Kuyumcuya girer girmez annemin hesap soran ve Gül'ün şaşkın bakışları arasında kalmıştım. Miran'ı saymıyorum çünkü o kadar korkunç ki bakamıyorum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ ~Bir Deli Rüzgar
Lãng mạnYeni bir Hercai kurgusu. Ufak tefek ayrıntılar haricinde kurgu tamamen bana ait. Dediğim gibi ufak tefek şeyler haricinde diziyle birebir değil. İyi okumalar umarım beğenir zevk alırsınız... Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardı. Benimde vardı...