Jungkook
Hayatımın berbatlığına en içten küfürlerimi sundum. Ölmek istediğim için kendimden nefret etmeye başlamıştım.
Yapamazdım.
Gerçek hayatta gözlerim bir defa da olsa onu görmeliydi. Bu yüzden ölemezdim. Sabretmek zorundaydım.
Onun için. Bizim için.
Uğultuların kulaklarımı dolduruşuna aldırış etmemeye çalıştım. Her zaman olduğu gibiydi. İlaçlar kanıma karışırken beni etkisiz hale getiriyordu.
Bilincimi kaybetmemle yeniden rüya alemine dalıyordum.
Bu defa farklıydı. Yeşil vardı. Çok fazla yeşildi etrafım. Eski bir bankın üzerinde oturuyor, önümdeki gölün dalgalanmalarını izliyordum. İçinde balık kuyruklu bir erkek dolanıyordu.
Bakmaya doyamadığım güzel bir erkekti.
Gölün kenarına yaklaştı. Vücudu toprak alana ulaşınca kuyruğu kaybolmuş ince bacakları ortaya çıkmıştı. Güzeldi. Büyüleyiciydi.
Yanıma ulaştı ve oturdu.
"Seninle olmak istiyorum."
Tebessüm ettim.
"Ben de. Seni istiyorum."
Başını omzuma yasladı.
"Biliyorsun, gözlerini kapattığında yanında olacağım."
Elim çenesini hafifçe kavradı. Onu kendime çevirip dudaklarına minik bir öpücük bırakmadan önce konuştum.
"Biliyorum. Bu yüzden gözlerim hep kapalı."
Dudakları dudaklarımı sevdikten sonra ayağa kalktı. Elimi tutup beni de yanında götürüyordu. Göle doğru ilerliyorduk. Beni suyun içine çekmesine alışmıştım.
Her zerrem ıslanmaya başlamıştı. Durmuyordu. Beni kendine çekiyor ve büyülenmiş olmamdan yararlanıyordu.
Nefes alamıyordum. Boğuluyor ve kurtulamıyordum. Unutuyordu. Benim bir insan olduğumu unutuyordu.
Yeniden uyanıyordum. Gözlerimi açmama rağmen algılarım kapalıydı. Yanlızca bulanıktı.
Kaçmak istiyordum artık. Kurtulmak ve sonsuza kadar suyun içinde yaşamak. Öleceğimi bile bile gitmek istiyordum. Yanacağımı bile bile onun yanında olmak istiyordum.
O, çok güzeldi. Dayanamıyordum. Bir an önce kavuşmalıydım ona. Tenini tatmalıydım. Onun için savaşmalıydım.
Gücüm var mıydı? Savaşabilir miydim? Kurtulabilir miydim bu rezil hayattan?
Denemek zorunda hissediyordum. Artık sabrım kalmamıştı. Dolmuştum. Taşmak üzereydim. O sonsuza kadar yanımda olmalıydı. Benim elimdeydi her şey.
Savaşacak ve istediklerimi alacaktım. Hayatım tamamen benim kontrolüm altında olacaktı.
O mavi olacaktı benim için. Ben ise kırmızıya bürünecektim. Birbirimize karışıp mor olacaktık. Mutlu olacaktık. Birlikte en mükemmeli bulacaktık.
Savaşım şimdi başlıyordu."Bana artık bu ilaçları veremeyeceksiniz. Beni zehirlemenize daha fazla izin vermeyeceğim."