Taehyung
Saat gece yarısı 4'ü gösterirken kollarımın arasına aldığım bedenin saçlarını okşuyordum.
Uyumak mümkün değildi çünkü Jungkook ayılmam için zorla 4-5 bardak kahve içirmişti. O ise şuan en huzurlu uykularından birini yaşıyor gibi görünüyordu. Zayıf ve çelimsiz bedeni o kadar küçük görünüyordu ki onu sonsuza dek kendimde saklamak istiyordum.
Yüzüne vuran düzensiz nefeslerim onu rahatsız etmiş olacak ki huzursuzca kıpırdanmıştı. Yavaşça arkasını dönmüş ve uyumaya devam etmişti. Bir süre boş bakışlarımı tavana göndermiştim. Ardından onun tarafına dönüp kollarımı beline sarmış ve kendime çekmiştim.
Aradan saatler geçmiş fakat ikimiz de ayrılmamıştık. O uyumuştu elbette ben isi uzunca düşünmüştüm. Ne yapmak istediğimi ve nasıl yapacağımı. Onu mutlu etmek istiyordum en başta. Birlikte yaşamayı ve asla üzülmemeyi. Bencilce olacağını biliyordum ama onu kendime saklamak istiyordum. Kimseyle görüşmesin ve sadece beni sevsin.
Biliyordum çünkü o çok güzel bir kalbe sahipti ve o kalbin içinde olmak benim için oldukça büyük bir gururdu. Benim de tüm kalbimi ona ayırmam gerekiyordu tabii. Birbirimizi ne olursa olsun seversek yapamayacağımız bir şey yoktu.
Yıldız parıltılarına sahip gözlerini araladı gözlerimin içine baktı. Ardından görüp görebileceğim en tatlı gülümsemeyi bahşetmiş ve bir sabahın daha ne kadar güzel olabileceğini düşündürtmüştü bana.
"Günaydın." dedi bana tamamen dönüp kollarını etrafıma sararken. Gülümseyerek karşılık vermiş ve dudaklarına tutkulu bir öpücük bırakmıştım. İstekle dudaklarıma karşılık vermiş ve gözlerini kapatmıştı. Devam etmek istiyordum ama bugün yapmam gerekenler vardı.
Buraya gelenler eğer uzun süre kalacaklarsa eğitim görmek zorundalardı. Onlara nasıl suyun içindeyken kuyruklarımızın ortaya çıktığını öğretirdik. Dünyadaki bütün insanlar bu özelliğe sahiplerdi aslında. Sadece kendilerini keşfetmeyi bilmedikleri için bunu yapamıyorlardı. Bizim soyumuz yıllardır buradaydı ve kültürümüzü korumak adına küçüklükten itibaren eğitiliyorduk. Buraya gelen misafirlere ise kendi istekleri doğrultusunda öğretmenlik yapıyorduk.
Sırrımızı gizli tutacaklarına dair bir söz almak zorundaydık onlardan çünkü insanoğlunun burayı keşfedince kısa sürede yok edeceklerini biliyorduk. Önlemlerimizi almak zorundaydık.
Kısacası onu bugün okula götürecek ve 1 aylık eğitimini başlatacaktım. Öğretmeni ben olacağım için fazla sıkıntı yaşayacağını düşünmüyordum. Sonuçta sevgilisi ona öğretiyordu ve rahat olacağını düşünüyordum.
Öpüşme sonrası alınlarımızı birbirine yaslayıp dinlenirken geri çekildim ve onu da elinden tutarak yataktan kaldırdım. Duş almak için banyoya girdiğimizde yüzündeki ifade değişmiş ve bana şaşkınca bakmıştı.
"Beraber mi yıkanacağız?"
Şirinliği karşısında gülümseyip başımı salladım. Karşımda çıplak olacağı düşüncesiyle kendimi garip hissetmeye başlamıştım. Farkında olmadan bakışlarım yoğunlaşmış ve ellerimi tişörtünün uçlarına atmıştım. Ne yapmaya çalıştığımı anlamasına izin vermeden üzerindekini bir çırpıda çıkarmış ve süt beyazı tenini gözlerimin önüne sermiştim.
Ellerini utançla üzerine kapatmış ve çekingen tavırlarıyla beni etkilemeye devam etmişti.
"Merak etme sana senin isteğin dışında dokunacak değilim. Fakat yıkanmak istiyorsak üstümüzdekileri çıkarmalıyız."
Göğüslerini ve karnını kapatan ellerini eşofmanına indirmiş ve gözlerime bakarak onu çıkarmaya başlamıştı. Utangaçlığı devam ediyordu fakat arsızlık yapmak için de en doğru anı bulmuş gibiydi. Sadece baksırı kalınca ellerini benim üzerime atmış ve tek parça kıyafetimi, eşofman altımı çıkarmıştı.
Etkilenmemek elimde değildi. Yavaş hareketleri yüzünden çoktan oluşmaya başlamış sertliğimle ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. O da bunun farkında olacak ki yere çökmüş ve ellerini bacaklarımda gezdirmişti. Yanakları kızarmış olmasına rağmen devam ediyordu ve beni çıldırtıyordu.
"Bana dokunmanı her an istiyor olabilirim belki?"
Tekrar ayağa kalkmış ve suyu ayarlamak için küvetin önünde durmuştu. Arkasına bir bakış attıktan sonra kalçalarına gösterecek şekilde eğilmişti. Yüzümdeki sinsi sırıtışımla arkasına geçmiş ve yaptığı şeye pişman olacak hareketimi yapmıştım. Fazla sert olmayacak şekilde kendimi ona yaslamış ve beni ne hale düşürdüğünü anlamasını istemiştim. Suyun sıcaklığını kontrol etmiş ve doğrulmuştu. Bana dönmemiş ve kendini bana yaslamaya devam etmişti.
"Bence artık duralım yoksa biz sevişmeden bu banyodan çıkamayacağız."
Sözlerini bitirir bitirmez benden uzaklaşmış ve suyu köpürtmeye başlamıştı. Eline aldığı duş jelini küvetin içine boca ederken bir taraftan sunduğu görüntüyle beni kendine çekiyordu.
Onun da dediği gibi şimdi yapmamamız daha iyiydi.
"Öyleyse gece yatağı biraz hareketlendiririz değil mi?"
Bana dönmüş ve gülümseyerek başını sallamıştı.
***
Ellerini tutup evden çıkarken onunla aynı kokuya sahip olmanın huzurunu yaşıyordum. Banyodayken ona eğitimden bahsetmiştim. Sevinçle bunu kabul edeceğini söylemiş ve şaşırmasına engel olamamıştı.
Şimdi ise okula doğru gidiyor ve ellerimizi ayırmadan sadece birbirimize bakıyorduk. Son olaydan sonra onun dışında kimseye bakmak istemiyordum. O zaten benden başkasına bakmamıştı. Kendimi bu yüzden çok suçlu hissediyordum. Onu kırdığım için kendimi nereden atmalıydım?
Birkaç sokak ötedeki okula varınca kaydını yaptırmak için içeriye girmiştim. Okulda şuan ders yoktu bu yüzden sessizdi. Müdürün odasını bulmuş ve kısa sürede kaydını bitirmiştim. Öğretmenliğini benim yapacağımı söyleyip iki kişilik özel sınıflardan birini almıştım.
Okuldan çıkmak üzereyken Jimin ve Yoongi hyungun da eğitim için okula geldiklerine görmüştüm. Muhtemelen Jimin'e de Yoongi hyung ders verecekti.
Jungkook onları görür görmez yanlarına gitmiş ve Jimin ile sıkıca sarılmışlardı. Yalan söylemeyeceğim, kıskanmıştım. Onun bana ait olduğunu bilmeme rağmen deli gibi kıskanmıştım. Çünkü çok içten sarılmıştı. Biraz konuştuktan sonra yanıma dönmüş ve onu kendime çekip sahibiymiş gibi davranmama sebep olmuştu.
"Bence yatağı geceden daha önce hareketlendireceğiz."
