Bölüm 4: İlk Arkadaşım.

470 35 20
                                    

Jungkook

Boyu benden kısaydı. Şirin bir gülümsemesi vardı ve anında ona ısınmaya başlamıştım.

Sadece, uzun süredir etrafımda benim için endişelenen kimse olmamıştı. Bana yardım etmek isteyen yoktu mesela. Yanlızca bir denektim.

"Ben Jimin. Senin adın ne?"

Ona baktım. İsmi tanıdıktı. Söyledikleri de tanıdıktı. Küçük yaşlarımdan aklımda kalan bir anı olmalıydı.

"B-ben J-j-jung-kook."

"Tanıştığımıza memnun oldum. Şimdi sana nasıl yardım edebileceğimi söyleyebilir misin?"

Tombul yanakları ve dolgun dudakları onu iyi gösteriyordu. Fakat Taehyung kadar değil. O benim için en mükemmel varlıktı bu dünyada.

"Ben... bimiyorum. Neden kimse yok burada? Hastahanede olduğumu düşünüyordum."

"Bilmem. Sanırım ben gelmeden önce gitmişler."

Onu başımla onayladım. Sanki onu hatırlamak üzere gibi hissediyordum.

Arkadaşlık güzeldi. Yanında birinin olduğunu bilmek güzeldi. Ve Jimin benim ilk arkadaşımdı. Onu hatırlamıştım.

Küçükken içime kapanık bir çocuktum. Tek başıma ailemin kavgalarından sıkılıp parka gelmiştim. Yanlız bir salıncakta oturup ağlıyordum. Hayatımdan o zaman da nefret ediyordum. Derken o çıkagelmişti. Karşıma geçip beni sallamak istediğini söylemişti. Ona izin vermiştim.

Arkadaş oluşumuzu hatırlamak iyi gelmişti. Ona anlatmalıydım.

"Jimin? Seni hatırlıyorum. Sen benim ilk arkadaşımsın."

Şaşırmışa benziyordu. Sonuçta birileri ona her gün ilk arkadaşı olduğunu söyleyip kendini katırlatmıyordu.

"Jungkook. Sen o Jungkook'sun. Parkta sallamak istediğim çocuksun."

Onu onaladım. Kollarını boynuma dolayıp beni kendine çekti. Sıkı sarılmanın sonunda ikimizin de gözünden yaşlar akmaya başlamıştı. Bu kadar duygusal olmaya alışık değildim ben. Gözlerimi silip ondan ayrıldım.

"Ağlamalı mıydık?"

Kafasını iki yana salladı.

"Mutlu olmalıyız."

Uzun süredir bu kadar garip hissetmemiştim. Artık yanlız değildim. En azından şimdilik öyle düşünüyordum.

Ona güvenebileceğimi biliyordum. Hislerimde yanılmazdım. 6. hissim oldukça kuvvetliydi.

"Jungkook, sana ne oldu bilmiyorum ama hiç iyi görünmüyorsun. Bir şeyler yapmalıyız. Bayılacak gibi duruyorsun."

Söylediklerinde haklıydı. İlaçlar bağımlılık yaptığı için almadığım süre boyunca beni bitkisel hayata girmiş kadar berbat hale getiriyordu.

Her an Jimin'in kucağına düşebilirdim. Ki bu şuan istediğim son şeydi. Direnmek zorundaydım. Eğer en küçük sıkıntıda bırakırsam asla bu illetten kurtulamazdım.

"Jimin, düşersem beni tut. Kimse yok senden başka dayanabileceğim."

Gözleri tekrar dolmaya başladı. Telrar bir sarılmanın içine çekildiğimde o bana destek oluyordu.

"Sakin ol ve bana yaslan. Yanındayım."

Bilincim kapanıyordu. Gözlerim istemsizce kapandı ve rüya alemine dalmaya hazırlandım.

Bu defa aynı şeyleri yaşamadım.

Taehyung yoktu. Etrafımda su yoktu. O gelmiyordu.

Siyah bir katran köpürerek bana yaklaşıyordu. Beni içine almak için öyle hızlanmıştı ki kendime gelemedim. Kaçmak istiyordum ama ayaklarıma bağlanan zincirler engel oluyordu.

Sonra Jimin görünüyordu uzaktan.

"Seni kurtaracağım."

Bana o katrandan önce nasıl ulaştı bilmiyordum ama bir şekilde beni kurtardı.

Rüyalarım değişiyordu.

save me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin