Bölüm 10: Sana Düştüm.

300 20 2
                                    

Mavilerin içinde Taehyung ile oturuyorduk. O ayaklarını uzatmış elindeki kitabı okuyordu. Ben ise kucağında ona sarılarak yüzünü izliyordum. Tamamen simetrik yüzü estetik bir görüntü oluşturuyordu. İzlemeye doyamadığım beden sonunda gözlerini elindeki kitaptan çekmiş ve gözlerime sabitlemişti.

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

Hareket eden dudakları dikkatimi çekmiş ve tüm ilgimi oraya toplamıştı. Dolayısıyla söylediklerini anlamam biraz zamanımı aldı.

"Bilmem, belki çok güzel olduğun içindir."

Gülümsemesi yüzüne yayılırken yanağıma öpüklerini sıralamıştı.

"Sen de, sen de çok güzelsin."

Güzel sözlerine karşın içimde bir huzursuzluk vardı. O çok fazla samimi davranıyordu ve ben kendimi garip hissediyordum.

Henüz sevgili sayılmazdık. Hadi ama! Teklif bile almamıştım ben. Her ne kadar rüyalarımızda tanışıp birbirimizin olsak da gerçekliğin içinde sözlerimiz ve düşüncelerimiz değişebilirdi.

"Taehyung?"

Parlayan gözlerini gözlerime çevirdi.

"Sana söylemem gereken bir şey var."

"Evet, güzelim?"

Dudaklarının kenarları kıvrılmış ve dikkatimi dağıtmıştı. Kendime geldiğimde ben de gülümsüyordum.

"Sen bana sevgilin olmam için teklifte bulunmadın."

Sözlerim karşısında minik kahkahası odayı doldurmuştu.

Şirin bir sinirle koluna vurup ondan uzaklaştım.

"Birbirimizi çok iyi tanıyoruz Jungkook. Teklif yapması gereken kişi sensin. Unuttun mu? Rüyamızda da bana sahip olan kişi sendin."

Utançla kafamı yere eğdim. Ben baskın olan taraftım. Ne bu şirin haller.

Ellerini ellerime kenetleyip onu ayağa kaldırdım. Yatak odası olduğunu tahmin ettiğim odanın içine girer girmez bulduğum ilk yatacak yere onu bıraktım. Onun için hava hoştu. Ayaklarını rahatça uzatmış bana bakıyordu.

Kendimi o kadar haşin hissediyordum ki tam şuan ona deliler gibi sahip olmak istiyordum.

Üzerine uzanıp ellerimi başının yanına sabitledim. Ukala yüz ifadesi yüzünden çıldırmak üzereydim.

Dudaklarımı dudaklarına bastırıp bekledim. Ani hareketim yüzünden gözlerini sonuna kadar açmıştı. Aradan geçen saniyelerin ardından ilk hamleyi o yapmıştı.

Dolgun dudaklarının arasına çektiği üst dudağımı yavaşça emmişti.

Kendimi tutamamaktan korksam da ona doyasıya karşılık verdim.

Nefes nefese ayrıldığımızda konuşmak için araladığı dudaklarının üstüne parmağımı koyup onu susturdum.

"Güzeller güzeli Taehyung, benim harikulade balık kuyruklu erkeğim; sevgilim olur musun? Bana kalbini bağlayabilir misin?"

Sözlerim beni de şaşırtmıştı. Taehyung ise tanımlayamayacağım güzellikteki bir gülümsemeyle önce başını sallamış sonra ise dudaklarıma minik bir öpücüğü layık görmüştü.

"Elbette sevgilin olurum, Jungkook-ah."

Yüzünü öpücüklerimle boğmadan önce sözleri kulaklarımı süslemişti.

Yatağın üstünde sarılarak kısa süreli bir uyku çekmiştik sonra. O saçlarını boynuma sürterek kendini sevdirmiş, bense ince beline sardığım ellerimle vücudunu sevmiştim.

Uyandığımda yanımda yoktu. Biraz üzülmüştüm. Çünkü onu hep yanımda istiyordum. Beni uykumun ortasında böyle bırakıp gitmemeliydi.

O sırada üzüntümü bir kenara atıp ne kadar kirli olduğumu farkettim. Odanın içinde bir banyo bulunuyordu ve orayı kullanabilirdim. Taehyung'un kıyafetlerinden de giysem sorun olmazdı sanırım.

Kendimi duşun içine attığımda dışarıdan gelen Taehyung'un sesini duydum. Eve gelmiş olmalıydı. Dış kapının kapanma sesi de geldiğinde emin olmuştum.

Suyu açıp vücudumun rahatlamasına izin verdim. Masaj etkisi oluşturan su damlaları yüzünden oldukça mayışmıştım.

"Jungkookie banyoda mısın?"

Taehyung'un hoş sesiyle kendime gelmiş ve cevap vermiştim.

"Evet, sevgilim buradayım."

Hızlıca kendimi köpüklemiş ve kötü kokudan arınmıştım.

Odaya girip üzerimdeki bornoza sıkıca sarılırken yatakta oturan Taehyung'u gördüm. Ellerini arkasına yaslamış beni seyrediyordu.

"Bana kıyafetlerinden verebilir misin?"

Başıyla beni hızlıca onaylamış, mavi dolabın içinden rahat bir tişört, baksır ve şort çıkarmıştı.

Üzerimi giyinirken beni izleyecek olması sebebiyle heyecanlanmıştım. Elime bıraktığı kıyafetleri yatakta oturduğu yerin yanına bırakmıştım. Bornozu omuzlarımdan aşağıya bırakmış ve tamamen çıplak kalmıştım.

Gözleriyle beni süzüyor oluşu yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu.

Baksırı bacaklarımdan geçirip hızlıca kalçalarıma oturtmuştum. Diğerlerini giyemeden Taehyung tek eliyle beni kendine çekmiş ve üzerine düşürmüştü.

"O kadar güzelsin ki aklımı kaçıracağım. Sana fena halde düşüyorum."

Kırmızının en koyu tonu olduğunu düşündüğüm yanaklarımı sergilemekten çekinmeden dudaklarını dudaklarımın arasına aldım.

"Ben çoktan sana düştüm."

Sözlerim karşısında gülümsemiş ve beni serbest bırakmıştı. Üzerinden kalkıp tişörtü ve şortu üzerime geçirdim.

Ellerimizi birleştirip tekrar salona geçtik. Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Taehyung, neden bana burayı gezdirmiyorsun?"

"Gezdireyim güzelim. Hemen şimdi çıkmak ister misin?"

Başımı salladım. Ayağına giydiği sandaletin aynısından bana verip giymemi bekledi. Hazır olunca evden çıkıp cennet bahçesinde mükemmel bir gezinti yaptık.

Günüm daha ne kadar güzelleşebilirdi ki?

save me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin