Jungkook
Ellerim benden izinsiz karnımı buldu. Mide bulantısıyla birlikte gelen baş ağrısına katlanmaya çalıştım. Her zaman olduğu gibi odanın içinde yanlızdım. Dışarıda bir hareketlilik vardı ama sebebini anlayamamıştım.
O sırada büyük bir patlama sesi duydum. Alt katların birinden geliyor olmalıydı. Hemşirelerden biri kapımı açıp bağırmaya başladı.
"Kaç ve kurtar kendini!"
Kendime geldiğimde kolumdaki tüm cihazları söküp kapıya koştum. Koridorun içinde büyük bir kalabalık merdivenlere ilerliyordu. Aralarına karışıp kendimi binadan attım.
Kısa süre sonra büyük bina yerle bir oldu. Uzaktan beton yığınının yıkılışı izlemek büyük bir zevk vermişti bana.
Yanlız başıma daldığımı düşündüğüm ormanın içinde birisi koluma girdi ve beni kendine yasladı.
Kokusunu hayalen hatırladığım kişiye döndüm. Jimin'di.
"Yeniden karşılaştık ha?"
Gülümsedim ve bunu cevap olarak kabul edeceğini umdum. Birlikte küçük bir kasabaya attık kendimizi. Boş bir kaç ev ve küçük dükkanlar vardı.
Boş evlerden birine girip kendimize uzanacak bir yer aradık. Yorulmuştuk ve ilaç bağımlısı benim için bu kadar süre ilaç almamak kendimi berbat hissetmeme neden olmuştu.
Küçük odanın içinde bir yatak bulduğumuzda bir tarafına ben, diğer tarafına Jimin yatmıştı.
Sabah olana kadar güzel bir uyku çekecektim. Sabah olduğunda ise hayatta kalmanın yöntemlerini bulacaktım.
Bir süre sonra uyumuştum. Rüya alemine dalmak kolay olmuştu.
Karanlık bir hücrenin içindeydim. Üstüm başım dağılmış ve kirlenmişti. Demir parmaklıkların arasından bir damla su için bağırıyordum. Fakat ne gelen vardı ne giden.
Kimse yoktu yine. Diğer bütün hücreler boştu. Sesler duymaya başladığımda ilk başta gerçek olmadığını ve beynimin bana oyunu olduğunu düşünmüştüm. Daha sonra gerçekliği kavramıştım fakat bunları farelerin çıkardığına yormuştum.
Demir parmaklıklar kırılmış ve Jimin elini uzatmıştı. Beni tekrar kurtarıyordu. Benim için artık kurtarıcı oydu.
Taehyung beni denize çekip boğuyordu. Jimin ise siyahların için beni alıp kurtarıyordu.
Ben kendimi tanıyamıyordum artık. Taehyung'a aşık ruhuma ne olmuştu? Neden artık onu göremiyordum? Neden o değilde Jimin vardı?
Sorular kafamı bulandırdıkça kendimi yiyip bitiriyordum.
Jimin'in elini tuttum sonra beni çekmesi için. O an rüyam değişti.
Yüksek bir uçurumun kenarındaydım. Aşağıda derin sular vardı. Sonra dev bir mavilik çöktü denizin içine. Oldukça büyük mavi bir kuyruk farkettim.Güzelliğiyle büyülendiğim Taehyung -balık kuyruklu erkek- çıktı suyun içinden. Dev vücuduyla uçurumun kenarına geldi ve yanına yaklaşmamı istedi benden.
"Gel hadi. Gözlerini kapattığında yanında olacağım."
Tereddütsüz koşarak gittim yanına.
Böyle bir güzelliğin dev hali daha çok büyülemişti beni.
Daha sonra küçük bedenimi eline alıp suya dalmıştı. Boğuluyordum. Nefes alamıyordum ve farkına varmıyordu. Sadece yüzmeye devam ediyordu.
Bana zarar veriyordu.
Beklemediğim bir şey oldu. Dev boyutta bir Jimin çıkageldi. Minik bedenimle aralarında kalmıştım.
Devlerin kavgasını izliyordum. Jimin ısrarla beni almak isterken, Taehyung ısrarla beni bırakmıyordu.
Kazananın kim olduğunu göremeden uyandım.
Jimin ile soğuk sebebiyle birbirimize sıkıca sarılmış bir şekilde uyandım.