Uyandığımda yanımda Jimin yoktu bu defa. Başımdan ayaklarıma kadar her yerim ağırıyordu. Rahatsız edici bir pozisyonda uyumuştum.
Yarım saatlik bir uykunun üstüne elbette dinlenememiştim ve tekrar uyumayı dört gözle bekliyordum.
O sırada kapı açılmış ve elinde yemeklerle yanıma gelmişti.
"Hadi biraz yemek ye. Vücudun daha fazla dayanmaz."
Ona teşekkür etmiştim. Minnettardım. Benim için uykusunu bölmüş ve yemek bulmaya gitmişti.
Yemeklerin lezzeti konusunda yorum yapmamayı tercih ediyordum. Pek iyi olmasalar da idare ederlerdi. Böyle bir kıtlığın içindeyken özellikle.
Bir kaç dakika sürmüştü yemeğimi bitirmem. Sonra uykunun kollarına kendimi tekrar bıraktım.
Rüya görmek artık benim için kaçınılmazdı. O kaçınılmazdı.
Küçük bir yazlık evin önünde yanlız başıma oturuyordum.
Önümde geniş bir havuz vardı. İçinde ise o mavi kuyruğunu sallayarak dolaşıyordu. Gülümseyerek onu izliyordum.
Sonra büyüleyici güzelliğiyle suyun içinden çıktı. Kuyruğu kaybolmuş, yerine uzun, ince, pürüzsüz, esmer bacakları gelmişti.
Üzerinde onu örten tek parça kıyafet vardı. Bacaklarına kadar uzanan bir tişört.
Yanıma ulaşmış ve ellerini boynuma dolayıp dudaklarını dudaklarıma sarmıştı. Keyifli bir şekilde öpüşüyorduk.
Ellerimi beline atıp onu kucağıma çektim.
"Gözlerini kapattın ve işte yanındayım."
Kendimizi evin yatak odasına atmadan önce söylemişti son sözlerini.
Kendimi onda kaybederken benim oluşunun verdiği muazzam hissi tadıyordum.
Nefes almadan öpüşüyor ve aşk sarhoşu gibi sevişiyorduk.
"Nefesimsin. Yaşama sebebimsin."
Elleri beni buldu. Hızlı şekilde beni çekiyor ve kendini hazırlıyordu.
Parmaklarımı ağzıyla ıslatmasını istedim. O heyecanla beni kabul ederken dilinin tenimde bıraktığı izlere hayranlıkla baktım.
O güzeldi. Biz güzeldik. Uyumumuz harikaydı.
Ellerimi deliğine götürmüş ve dar deliğini genişletmiştim.
Acıyı hissetmesini istemiyordum bu yüzden olabildiğim kadar hızlı davranmıştım. Onu yatağa sabitlemiş ve hareket etmiştim.
İnlemeleri odayı dolduruyordu tıpkı ilahi bir ses gibi. Sonunda kendimi bırakmıştım.
Ölü spermlerim içindeydi, benimle birlikte.
Uyanışım da gördüğüm rüya kadar garipti.
Önümde koca bir şişlik ve beni büyümüş gözleriyle izleyen Jimin gibi.
