Bölüm 3: Kurtuluyormuşum Gibi.

536 36 3
                                    

Jungkook

Gözlerim benden izinsiz kapanıyordu.

Direnmeme fırsat bırakmamışlardı. Ellerim ve ayaklarım sıkıca bağlanmış, kaçmamam için önlemlerini almışlardı. Henüz kaçacak mecalim yoktu zaten. Yorgun düşmüş bedenimi tek başına bir kadın zaptedebilirdi.

Zamana ihtiyacım vardı, bunu biliyordum. Gücümü toplamalıydım. Fakat nasıl yapacağımı bilemiyordum. Kurtulmak istiyordum ama hala bir ilaca yenik düşüyordum.

Gözlerimi açmaya bile gücüm yoktu. Kapalı kalmaları şimdilik beni hoşnut ediyordu aslında. O geliyordu.

Yine farklı bir yerdeydim. Engin, siyah kayalıkların üzerine oturmuş dalgalı denizi izliyordum. Koyu mavi suyun içinde parlak açık mavi bir şey beliriyordu. Hızlıca yüzüyor ve bana ulaşıyordu.

Bu defa suyun içinden çıkmadı. Suya yakın oturan beni izlemeye başladı. Kollarını kayalıkların üstüne bırakmış, kafasını eğerek bana gülümsemişti.

"Hadi yaklaş biraz bana."

Söylediğine karşı onun gibi gülümsemiş ve dediğini yapmıştım. Yanına ulaştığım anda beni ensemden tutmuş ve dudaklarımızı birleştirmişti. Özlediğim yumuşak dudaklarının tadını almıştım.

Ayrıldığımız an kızarmış dudaklarıyla beni büyülemesine izin verdim.

"Seni özledim. Gözlerini kapatmayı unutma. Yanında olmam için bunu yapmalısın."

"Biliyorum ama artık rüyalarım yetmiyor bana. Zehirlerden kurtulduğumda seni gerçekten bulacağım ve sonsuza kadar yanından ayrılmayacağım."

Kırmızı dudaklarının arasından beyaz dişleri göründü ve gülümsemeye devam etti.

"Adımı bile bilmiyorsun henüz. Beni nasıl bulacaksın?"

"Evet adını bilmiyorum ama yüzünü aklıma kazıdım, dudaklarının tadını biliyorum. Yanlızca bana nerede olduğunu söyle. Seni nasıl bulacağım?"

Gözlerini kapattı.

"Kalbinin götürdüğü tek denizde olacağım. Seni bekleyeceğim."

Son kez dudaklarını dudaklarımın üzerine kapattı.

Huzur verici öpücüğüne karşılık verdim.

Suyun içinde kaybolmadan önce belirsiz gülümsemesini izledim.

Uyanıyordum. Gerçekliğe dönmek hiç bu kadar zor olmamıştı bu güne kadar. Artık biliyordum.

Ona ulaşacaktım.

Gözlerimi araladığım anda yanlızlık beni karşıladı. Tek başıma kalınca yapacağım pek bir şey yoktu. Sadece uzanıyordum.

Gücümü toplamaya çalıştım. Ona ne kadar erken gidersem o kadar mutlu olacaktım.

Kolumdaki serum yolunu çekip çıkardım. Kan küçük delikten boşalırken bir süre sonra durdu.

Yaralarım yoktu belki ama vücudum çökmüştü. Yürürken bu kadar zorlanmam acı vericiydi. Yavaş adımlarım kapıyı buldu. Dışarı çıkmadan önce kimsenin olup olmadığını kontrol etmeliydim. Kapıdaki küçük pencereden görebildiğim kadar alanı tarayıp kimse olmadığına karar verdim.

Yavaş yürüdüğüm için buradan çıkmak zor olacaktı.

Kurtulmaya çalışıyordum.

Onları vücudumdan atamamak her şeye engel oluyordu. Zihnimi boşaltmam ve hareket yeteneğimi kazanmam gerekiyordu. Hızlanmalıydım.

Uzun koridor boyunca düşündüklerimi uygulamaya çalıştım. Merdivenlere ulaştığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Aşağıya inebilmek için duvara tutunarak yürüyordum.

Hastahane'nin kapısına vardığımda etrafta halâ kimsenin olmayışı beni tedirgin etmişti.

Özgürlüğe kavuşmama bir kaç adım kalmışken kolum biri tarafından çekildi.

"Hey! İyi görünmüyorsun. Yardım etmemi ister misin?"

save me | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin