Normal bir gün gibiydi. En azından öyle başlamıştı Jeongguk için. Yarım saattir başını dahi kaldırmadan üzerinde çalıştığı çizimi her geçen saniye gözünde daha da kötü görünmeye başlamıştı. Kafasını dakikalar sonunda derin bir iç çekiş ile kaldırdığında ise gözlerinin kesişmesini beklediği hyungu ortalarda gözükmüyordu. Aynı şekilde Jonbin de ortalarda yoktu. Tekrardan iç geçirmesine engel olamadı. Çok sıkılmıştı. Evet, Jonbin'in onu yok saymasına belki bir yerde alışmıştı ama gözleri Taehyung'u arıyordu. "O da mı?" diye düşündü. O da mı ondan sıkılmıştı? Hem de bu kadar kısa sürede.
Bir süre kendini tüm bunları düşünmekten alıkoyamadı. Herkesi sıktığını, herkesin ona zorla katlandığını ve hatta herkese ayak bağı olduğu gibi şeyleri ve hatta belki daha da beterlerini düşündü.
En sonunda kendi kendine "Dayanamayacağım." diye mırıldandı. Hava alması gerekiyordu ve biraz rahatlaması. O yüzden ayaklarının gittiği yolu izleyip çarpışan bedenler arasından geçmeye çalıştı. Bu onun için zorlu bir yolculuk gibiydi çünkü alkol kokusu midesini çok daha zorluyor, ter kokan vücutlar arasında sıkışıp kalıyordu. Asla alışamayacağım, diye kendi kendine söylenip adımlarını biraz daha hızlandırdı. Bir an önce terasa ulaşmak istiyordu çünkü temiz hava alıp rahatlayacaktı. En azından o, öyle düşünmüştü.
Terasa yaklaştıkça içeriden yükselen şarkı sesi yerini herhangi bir ad koyamadığı tuhaf seslere bırakıyordu.
Jeongguk, birini dövüyor olmalılar, diye düşündü çünkü kulağına gelen sızlanma seslerine o an için başka bir anlam yükleyemedi. Normalde olsa oradan kaçardı belki, hem de arkasına dahi bakmadan ama bugün sanki bakması gerekiyormuş gibiydi. O da baktı.
Gözüne çarpan iki beden birer karartı gibiydi ilk başta. Biraz daha yaklaştı. Sesler attığı her adımda biraz daha artıyordu şimdi. Hava karanlıktı ve bu görüş açısını biraz daha netleştirmesi için onu gözlerini kısmak zorunda bırakıyordu.
Vücudu sadece bir adım daha atmasına izin verdi çünkü gördüğü şey olduğu yerde kalmasına sebep olmuştu. Elinde sıkıca tuttuğu defterinin yere düşmesi ve eliyle ağzını kapatıp hıçkırığını engellemesi arasında ise birkaç saniyeden fazla bir süre yoktu.
Jonbin ve Jeongguk'un "sarışın" diye isim taktığı çocuğun öpüşmesiydi tüm gördüğü şey. Geri geri adımlamaya başladı. Onu duymuş gibi değillerdi ki kendi seslerinden duyma ihtimalleri de yoktu. İkisi birbirlerine öyle odaklanmışlardı ki Jeongguk'un hıçkırığı ve yere düşen defterinin sesi dahi onları ayıramamıştı.
Kapıya sırtı çarpana kadar da gözlerini onlardan ayırmayıp geri geri adımladı. Bu kadar, diye düşündü. Bundan daha fazla üzülüp, kalbi kırılamazdı herhalde. Bundan daha fazla ne mahvedebilirdi ki onu? Temiz hava almak için çıktığı terasta dahi nefes alamıyordu, bundan daha fazla ona ne zor gelebilirdi ki?
Çığlık atmak istedi, bağırmak ve belki her ikisine de hesap sormak. Sonra belki Jonbin onun peşinden gelir ve "açıklayabilirim" derdi. Yağmur da yağıyordu ve yağmurun altında öpüşüp her şeyi geride bırakırlardı ama bu ne Jeongguk'un izlediği pembe dizilerden biriydi ne de o, o dizilerden birinde baş karakterdi.
Jeongguk, bunlardan hiçbirini yapamadı. Sırtı kapıya çarptığında sadece o ikisine yanaklarından süzülen göz yaşını silip son bir bakış atabildi.
Sonrası onun için buğuluydu. Göz yaşları o kadar artmıştı ki bir yandan "hayır" dermişcesine kafasını iki yanına sallıyorken bir yandan da elinin tersi ile onları silmeye çalışıyordu.
Sadece gitmek istiyordu ve hep olduğu gibi sonunda midesinin de dayanamayıp içindeki her şeyi çıkaracağı zaman gelene kadar ağlamayı, öyle de yaptı. Arkasına dahi bakmadan her şeyi geride bıraktığını düşünerek koştu.
Gerçekten öyle olmuştu. "Her şeyini" geride bırakmıştı ve herkesten, bazen kendinden bile, sakladığı çizim defteri de "her şeyi" ile birlikte geri de kalmıştı.
🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒
dun 4k olmus cok mutlus oldum diyordum simdi 5k olmus<3333 cok tesekkur edeermmmm <33333umarim cokca yorum yapip seversiniz ve sıkilmazsiniz <333
ve bugun bi bolum daha atarsam onu da seversiniz!!!
🍒🍒🍒🍒🍒🍒🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love cherry motion
Fanfictioni have fallen love cherry motion into a purple midsummer night's dream