Taehyung, gözlerini yoğun dumanın esir aldığı mekanda gezdirmeye başladı. Onu diğerlerinden ayırt etmesini kolaylaştıran pembe saçlar görüş açısına bir türlü girmiyordu. Belki lavaboya uğramıştır diye düşündü ya da sadece Taehyung'un onu aradığı gibi o da bir yerlerde onu arıyordu oysa hyungu birkaç dakikalığına kapının önüne sigara içmeye çıkmıştı ve gitmeden önce de çocuğun karşısındaki masada oturup ilgili bir şekilde bir şeyler çizdiğine emindi.
Taehyung, adımlarını Jeongguk'un oturduğu masaya doğru yönlendirdiğinde her şeyin bıraktığı gibi olduğunu gördü. Hatta çocuğun içeceği çizimine odaklanmasından dolayı hiç dokunulmamıştı bile. Kalemleri de yerinde duruyordu. Kalem tıraşı da ve hatta Jeongguk'un geldiğinde kafasında gördüğü sevimli beresi de oradaydı. Bu yüzünde varla yok arasında bir gülümseme oluşmasına sebep oldu.
Endişelenmemeye çalıştı, Taehyung. Sonuçta ne olabilirdi ki, diye düşündü. Sadece birkaç dakikalığına çocuğu yalnız bırakmıştı ama geri geldiğinde yoktu işte. Oradaki diğer çalışanlarına da sormuştu hatta ondan biraz tarif etmesini istediklerinde tavşana benzeyen bir gülümsemesi olduğunu söylemekten birkaç saniye ile kurtulmuş ve sadece üzerindekiler hakkında kısaca bilgi vermişti.
Onu görmemişlerdi, hem de hiç kimse. Nasıl olabilir, diye düşündü. Gerçekten dediği kadar görünmez miydi ki? Hem de öylesine güzel, melekleri andıran bir yüzü ve pembenin en yumuşak tonunda olan ipeksi saçları varken. Yine de sakinliğini korumaya çalıştı, Taehyung. Derin bir nefes verdi ve adımlarını lavaboya yönlendirdi. Ama boştu, hem de her kabin boştu. Tüm bunları yaparken aynı anda Jeongguk'un numarasını tuşlamayı da ihmal etmiyor ama aramaları bir türlü düşmüyordu.
Aklına gelen düşünce ile dudaklarından bir küfür kaçmasına engel olamadı. İkisini görmek istemiyordu hatta bu en son görmek istediği şey bile değildi. Ona tüm bunlar ağır geliyordu, yine de ilk kez onu Jonbin'le bulmayı umdu aksi durumda nerede olduğu ile ilgili hiçbir düşüncesi yoktu çünkü. O yüzden onları sürekli gördüğü yere, mekanın arkasına doğru, ilerledi. Adımları küçük ama aceleciydi. Daha dün boynuna sıkıca dolanan kolları başkasının boynuna sarılmış olarak görmek istemiyordu sadece ve başkasının kollarının da onun ince belinde olmasını istemiyordu.
İstediği gibi de oldu çünkü orası da boştu tıpkı bundan sonra bakacağı diğer her yer gibi.
Ellerini sıkıntı ile saçlarından geçirdi, Taehyung. Sakin kalmaya çalışıyordu ama sadece çalışıyordu çünkü bulunduğu durumda pek de mümkün sayılmazdı. Küçük bir umutla bundan önce defalarca yaptığı gibi Jeongguk'un numarasını tuşladı, sonuç da defalarca olduğu gibi aynıydı. Kimse açmamıştı.
Şansını dışarıda deneyecekti. Dışarı çıkmak için hızlı adımlar atmaya başladığında ise öyle düşünceliydi ki bir bedene çarptığını dahi fark etmedi. O bedenin sahibi elbette Jonbin'di. Şimdi olmaz, diye düşündü. Şimdi Jeongguk'u arayıp eğer dışarıdaysa onu bulup sıkıca saracaktı çünkü yağmur yağıyordu ve üşümüş olmalıydı. Evet onu yok sayacak ve ne derse desin kulak asmayacaktı öyle de yapıyordu ta ki Jonbin'in sarhoş olduğuna emin olduğu bedeni onu kolundan tutup kendine çevirene kadar. Taehyung, ilk başta sadece "siktir git" demekle yetinip çocuğu itti. Sadece buradan çıkıp Jeongguk'u bulmak istiyordu ama sertçe ittirilişi Jonbin'i durdurmadı. Aksine bundan zevk alırmışcasına gülmesine sebep oldu.
"Jeongguk nerede, Taehyung-ah" diye yarım ağızı ile sordu. Çok yakından hissettiği alkol kokusu Taehyung'u fazlasıyla rahatsız ediyordu. Jonbin sınırlarını zorlamak istermişcesine devam etti.
"Yarım kalan bir işimiz vardı da..."
Bu kadardı çünkü Taehyung, cümlesine devam etmesine izin vermeden yakalarından tutmuştu Jonbin'i. Çocuğun sırtını duvara yaslayıp yüzünü yüzüne yaklaştırdı. Bu haliyle korktucu duruyordu.
Tükürürcesine, nefretle konuştu.
"Her şey bittiğinde seni bizzat kendim sikeceğim"
Jonbin'in yüzündeki sırıtış bir an olsun inmezdi ve o anda da inmedi aksine daha da büyüdü.
"Onu bu kadar arzuladığını bilseydim seninle paylaşabilirdim, hatta üçlü bile yapardık"
O sırıtışı ile son bir cümle daha kurabildi çünkü o andan sonra tek hatırlayacağı şey yüzüne inen yumruk ve patlamış dudağı olacaktı.
🍒🍒🍒🍒🍒🍒
umarim cok sever ve hic sıkilmazsiniz
ilyalll <33333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love cherry motion
Fanfictioni have fallen love cherry motion into a purple midsummer night's dream