"Hoseok, yoongi uyanın artık!" diye bağırarak kapılarını tıklatan jimin'in yaptığı gürültülere uyanan kişi yoongi olmuştu, hoseok ise hala rüyalar aleminde geziniyordu. Yoongi önce yatakta bir şeyler homurdanmış sonra çok sinir bozucu bir şekilde uyandırılmanın verdiği sinirle üstündeki yorganı tekmeleyerek yere atmıştı. Ayaklarını yerde sürte sürte kapıya doğru ilerleyip kapıyı açmıştı. Bununla birlikte jimin başarısının verdiği mutlulukla hemen hazırlanmalarını söylemişti ama hoseok'un hala uyuduğunu fark etmesiyle sinirle odanın içine girmiş ve hoseok'un üstüne atlamıştı. Neye uğradığını şaşıran hoseok birkaç saniye paniklemiş sonra da jimin'i üstünden itmişti. Hepsi tamamıyla uyandığında ise otelin restoranına kahvaltı yapmak üzere inmişlerdi.
Kahvaltılarını bitirdikten sonra listelerinde olan ilk şeyi yapmak için yola çıkmışlardı. Bu ilk şey ise eyfel kulesini ziyaret etmekti, sonuçta paris'i paris yapan en büyük şeylerden birisiydi bu, onunla başlamak en mantıklısıydı. Ayrıca eyfel kulesini akşam da görmek istedikleri için günlerini yine eyfel kulesini ziyaret ederek bitirmeyi planlamışlardı.
Eyfel kulesine vardıklarında asansörle mi merdivenlerle mi çıkmaları gerektiğine bir türlü karar verememişlerdi.
"Merdivenlerle çıkıp manzaranın tadını her dakika çıkarmalıyız."
"Saçmalama hoseok, o kadar merdiveni bu sıcakta asla çıkamam. Asansörle çıkalım işte."
"Sıcak olmasa kesin çıkardın zaten."
"Bir karara varmamız gerekiyor artık."
"Asansör diyorum."
"Merdiven, hem zaten sadece ikinci kata kadar çıkacağız. Üçüncü kata her türlü asansörle çıkıyoruz "
"Aslına bakarsanız hoseok'un dediği mantıklı. Her ikisi de oluyor ve manzaranın tadını çıkartıyoruz."
"O zaman karar verildi, ikinci kata kadar merdiven sonrası asansör olan bileti alıyoruz." jimin'in son sözü söylemesiyle namjoon oflamış, hoseok ve yoongi birbirlerine beşlik çakmışlardı.
Biletleri alıp merdivenleri çıkmaya başladıklarında hepsi bu kararlarından pişman olmuşlardı. Hoseok pişman olup namjoon'u haklı çıkartmak istemediğinden dolayı belli etmemeye çalışıyordu fakat birazdan yere yığılabilirdi, onun dışında gerçekten de manzaranın tadını doyasıya çıkartıyordu. İkinci kata sonunda ulaştıklarında dört arkadaş da bayılmamış olmalarına şaşırıyorlardı.
Asansöre binip üçüncü kata ulaşmışlardı ve gördükleri harika manzara ile hepsinin dili tutulmuştu. Hoseok telefonunu çıkartıp önce sadece manzarayı çekmiş sonra jimin'in eline telefonunu tutuşturup manzaraya kendisini de eklemişti. Jimin, hoseok'un fotoğrafını çekmeyi bitirdiğinde ise sıranın kendisinde olduğunu söyleyip hoseok'a telefonunu vermişti. İlk tek başına birkaç poz vermiş sonra namjoon'u da yanına çekmişti. İkili öpüşürek poz verirken hoseok'un yanındaki yoongi parmağını ağzına sokup kusuyormuş gibi yapıyordu, bu tarz şeyler yoongi'ye çok tersti.
Herkes fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi bıraktığında sadece manzaranın tadını çıkartma kararı almışlardı. Tabii namjoon bunu bozmuştu.
"Fun fact: eyfel kulesi 26 Ocak 1887 - 31 Mart 1889 tarihleri arasında inşa edilmiştir. Yapımında üç bini aşkın işçi çalışmış ve New York'taki Chrysler Building yapılana kadar tarihteki en yüksek yapı sayılıyordu. Yapımında 7.300 ton çelik ve 18.038 metal parça kullanılan bu kule tamı tamına 300-" namjoon'un sözünü kesen şey yoongi'nin ağzıyla çıkarttığı osuruk sesi olmuştu.
"Bunların hiçbiri fun fact değil namjoon. Sus artık."
"Özür dilerim bir tanem ama yoongi haklı." Namjoon arkadaşlarının söylediklerine yüzünü asmıştı, bunu fark eden jimin ise gülerek yanına gidip ona kocaman sarılmıştı.
Eyfel kulesinden indikten sonra çimlerde piknik yapmışlar sonra aynı dokuzuncu sınıfta planladıkları gibi louvre müzesine gidip akşama kadar oradaki eserleri incelemişlerdi. Mona lisa'yı görmek içinse çok uzun bir sırada beklemek zorunda kalmışlardı.
Hava karardıktan sonra eyfel kulesinin oraya geri dönmüşler ve eyfel kulesinin tadını bir de karanlıkta çıkarmışlardı. Tekrardan fotoğraflar çekilmiş, jimin ve namjoon romantik dakikalar yaşamış, yoongi bu anlarda kusuyormuş gibi yapmış ve hoseok bunları gülerek izlemişti.
Böylece paristeki ikinci günlerini bitirmişlerdi, hayallerinin bir kısmı bugün gerçekleşmişti. Çok yorgun oldukları için otel odalarına çıkar çıkmaz uyumuşlardı ve yarına kendilerini hazırlamışlardı.
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ŞU İKİSİNİN TİPİNE BAKIN BU NE BÖYLEEE, JEONGGUK BİR TANEM O SAÇ NE HDMDHDKSND FEELS YAAAA MEDYAYA KOYDUM, BURAYA KOYDUM, TWITTERA KOYDUM, ALNIMA ASACAĞIM AZ KALDI
Bir de şey var ya ben aslında azıcık çok minnacık yoonkooktan çok taekook shipliyorum ve bu yüzden şey demek istiyorum TAEKOOK SİZ DE SELCA ATIN ARTIK YETER YETER YETEEER CİĞERİM ÇÜRÜDÜ BURADA BENİM YOONKOOK BİLE ATTI YA
Shipi yoonkook olan kitapta taekook konuştuğum için çok özür dilerim ama tutamadım kendimi
Öhm öhm
Yoonkook'un onca zaman sonra selca atması şerefine yeni bölüm yazdım yeey. Bu iki yakışıklı, tatlı, mal insancıklar bin bilmem kaç gün sonra selca atmayı başarmışlar, tebrik ediyorum onları. Bu selcanın atılmasının sebebi kesinlikle benim kiabımda yoonkook olması ve onların yeni bölüm atmamı istemeleriydi. Bilmiyorsanız eğer onlar benim kitabımın #1 fanları.
Çok saçmaladım of cmdhdns
Onca zamandan sonra yine kitabı okuyanlar olacak mı merak ediyorum, olmazsa çok üzülürüm :(
Sanırım yoonkook selca atmasaydı yaza kadar falan bölüm gelmezdi. Özür dilerim bunun için, gerçekten aşırı kötü bir yazarım(!) asla ama asla düzgün aralıklarla bölüm atamıyorum.
Yarın sınav haftam başlıyor, üç hafta sürecek falan filan. Yani bir diğer bölüm anca bayram tatilinde gelir eğer bugün bir bölüm daha yazmazsam. Yazarsam hafta içi bir tane daha gelir ama işte bilmiyorum yazabilir miyim.
