tequila shot

164 19 0
                                    

"Anlayacağınız aşırı mükemmel bir gündü. Ne kadar değişik bir şeyler olmasa da, hatta aşırı klişe olsa da çok güzeldi işte."

"Birileri aşık mı oluyor ne?"

"İnkar edemeyeceğim, oluyorum galiba. Bu hepsinden daha farklı, bunu anlayabiliyorum. Umarım her şey düzgünce ilerler."

"Çok mutluyum senin adına taehyung. Hep sevgililerimizin yakın arkadaş olmasını istemiştim ve şuna bak, gerçekleşti. Çifte düğün hayallerime gitgide yaklaşıyorum!"

"Wow wow wow. Ağırdan al biraz aşk çocuğu. On dokuz yaşındasınız daha."

"Gelecek hakkında hayal kurmak da suç olmuş!"

"Jeongguk, hadi sen anlat. Nasıl gidiyor yoongi ile? Normalde ilişkilerinde hakkında yedi yirmi dört konuşursun ama bu sefer biz sormasak hiç söyleyeceğin yok."

Jeongguk bir saniye durup şu son bir haftada yoongi ile yaptıkları şeyleri düşündü. Onun için tam bir rüya gibiydi tüm yaşananlar. O her zaman gerçek aşkı bulmak adına birilerinin peşinden koşmuş, her karşısına çıkanın ilk seferde doğru olan olduğunu düşünmüş ama şu ana kadar hep yanılmıştı.

Ama yoongi, aralarındaki ilişki ve ona karşı olan hisleri şu ana kadar olanlardan epey farklıydı. Jeongguk bu sefer gerçekten doğru kişinin o olduğunu düşünüyordu.

Tamam, belki de beğendiği çoğu kişinin öyle olduğunu düşünmüştü bu zamana kadar, belki de yine yanılıyor diye düşünüyordunuz ama hayır, jeongguk ne kadar itiraf etmek istemese de hiçbirinden tam olarak emin olmamıştı.

Sadece doğru olanı bir an önce bulma hayali yüzünden insanların 'doğru olan' olduğuna kendini inandırmaya çalışmıştı, sonuçta inanırsa bir gün gerçekten doğru kişi olurlardı, değil mi? Böyle düşünerek yanılmıştı, ne zaman fazlasıyla uğraşsa işler istediğinin tam tersi yönünde gitmişti.

Bu sefer öyle olmasına izin vermeyecekti, dersini almıştı. Ne fazla ne az, olması gerektiği kadar, olması gerektiğini düşündüğü zamanda. Ne kendini ne hislerini ne de karşısındakini zorlayacaktı. Her şeyi akışına bırakıyordu anlayacağınız. Onca kalp kırıklığı ve üzüntüden sonra anlamıştı bunu.

Bir haftadır aralıksız her gün konuşuyorlardı. İlk iki gün sadece mesajlaşmış, üçüncü gün görüntülü konuşmuş, dört ve sonraki günlerde buluşmaya da başlamışlardı.

İlk buluşmaları taehyung ve hoseok sayesinde olmuştu. Hoseok, yoongi'yi odadan kovduğunda yoongi hazırlanıp kendini sokağa atmıştı. İlk namjoonlarda kalmayı düşünmüş ve onları aramıştı.

İki araması da cevapsız kaldığında yapacak bir şey yok diye düşünüp otobüs durağına doğru yürümeye başlamıştı. Tek umudu oraya vardığında çifti uygunsuz bir şekilde yakalamamak ya da onları bölmemekti.

Otobüs durağına vardığında telefonu çalmaya başlamıştı, jeongguk arıyordu. Aramayı cevaplar cevaplamaz nasıl yurttan kovulduğu hakkında mızmızlanmaya başlamıştı. Sonra da olayı tam anlatıp jiminlere gittiğini eklemişti.

"Vay taeseok çiftine bak, ne kadar hızlı ilerliyorlar." deyip gülmüştü jeongguk. Sonra da yoongi'ye kendine gelmesini önermişti.

"Bize gelirsen süt içeriz." diye de rüşvette bulunmuştu. Yoongi hala teklifini kabul etmemekte diretirken jeongguk ona artık arabaya bindiğini, birazdan orada olacağını söylemişti.

"Ayrıca sevgilileri rahat bıraksana, yedi yirmi dört sizlerle birlikteler. Biraz kendi başlarına vakit geçirsinler, anlarsın ya." diye de ekleyip gülmüştü. Yoongi ikna olmuşa benziyordu. Zaten başka şansı da yokmuş gibi duruyordu, jeongguk çoktan yoldaydı.

Birkaç dakika içerisinde ikisi de arabadaydılar. Eve gidince ne yapabilecekleri hakkında fikir yürütüyorlardı.

"Açıkçası sende çok içki severmiş gibi bir tip var. Yanlış mıyım?" Yoongi gummy smileını ortaya sererek gülümserken haklısın diye yanıt verdi. Bunun üzerine jeongguk devam etti.

"O zaman en sevdiğin içkiyi tahmin edeyim. Umm... Vodka ananas?"

"Vodka vişne! Yaklaştın."

"Tüh be. Vodka vişne benim ikinci favorim. Birincisini tahmin etmeye çalışmak ister misin?"

"Düşüneyim... Şarap?"

""Dııt. Tekila shot. Aşığım diyebilirim."

Alkol konusunda biraz daha zevklerinden bahsettikten sonra jeongguk bir yerlere gidip içmeyi teklif etti. Son karar olarak da sahile gitmeyi seçtiler.

Sahilde ayı ışığı altında oturmuş içip sohbet ederlerken içkinin verdiği mayışma hissi vardı ikisinin de üzerinde. Tam ayık oldukları söylenemezdi ama kendilerini kaybetmemişlerdi de.

Dakikalar geçtikçe birbirlerine yakınlaşmışlar, en sonunda da kucak kucağa oturmaya başlamışlardı. Bu yakınlık ikisini deli gibi heyecanlandırırken aynı zamanda da huzur veriyordu.

Saat gece yarısını biraz geçmişken birbirlerinin çekime dayanamayıp dudaklarını buluşturmuşlardı. Uzun ve de ateşli bir öpüşme değildi, hatta öpüşme bile değildi. Sakin ama sevgi dolu bir öpücüktü.

Bir yarım saat daha orada oturup denizi izleyip sohbet ettikten sonra eve geçmenin en iyisi olduğunu düşünmüşler ve gider gitmez yatağa geçip birbirlerine sarılarak uyumuşlardı.








-

bu tarz şeyleri bilmiyorum hiç... ne sevgilim oldu ne biri ile date'e çıktım ne de öpüştüm. o yüzden bu ve bundan önceki bölümdeki bilgisizliğimden kaynaklı olan eksikliği görmezden gelin lütfen

ayrıca hayatımın ilk double updateini yaptım!!! bu son taslağımdı, bütün hafta taslağım var nasılsa diye düşünerek hiç yazmadım. kendimi bu rahatlıktan çıkarmak için de bugün atayım tüm hepsini dedim

her neeeyse umarım beğenmişsinizdir, diğer bölümde görüşürüüz

paris ⇢ vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin