hi

158 23 0
                                    

"Tamam, yazdım. Sadece yollaması kaldı. Yolluyorum... yolluyorum... yolluyorum... yollu-"

Jeongguk parmağını gönder butonuna bir yaklaştırıp bu uzaklaştırırken seokjin telefonu elinden alıp iki saniyede mesajı yollamıştı. Jeongguk yaptığı şeye inanamazken sitemle çıkışmıştı.

"Numarayı alıp kaydetmen on dakika, 'selam' yazman tamı tamına otuz üç dakika sürmüşken mesajı yollamanın ne kadar uzun süreceğini tahmin bile edemedim. Ve inan bekleyip görecek sabrım yok. Bak, oldu, bitti."

"Seokjin asla anlamıyorsun!"

"Büyüğüm ben senden!"

Taehyung, ikilinin atışmasını izlerken yerdeki telefon gözüne ilişmişti, eline alıp gelen bildirime baktığında gülümseyip araya girmişti.

"Jeongguk, telefonuna bakmak istersin belki." deyip telefonu uzatırken gülümsemeye devam ediyordu. Jeongguk ise dramatik bir şekilde kendini yere atıp hazır olmadığı hakkında bir şeyler saçmalarken arkadaşları bu haline gülüyordu. 

Bu sefer gülmelerine sinirlenip koltuğa oturmuş ve dudak büzmüştü. Sonra aklına tekrardan yoongi'nin mesajı gelmişti.

"Ne demiş?" diye heyecanla sormuştu.

"Selam demiş, ne desin başka?"

"Al işte, bitti burada konuşma. Ne diye mesaj attım ki, ne konuşacağız ki bundan sonra? Çok pişmanım." ve daha bir sürü mızmızlanma cümlesi kurarken ağlıyormuş gibi yapıyordu.

"Nasılsın demeye ne dersin?"

Bir an aydınlanan jeongguk hemen oturduğu yerden kalkıp telefonunu arkadaşlarından almıştı. Mesaja tıklayıp nasılsın yazmış ama cesareti yollamaya yetmemişti.

"Yapamayacağım." diye mızmızlanmaya başlamıştı yine.

"Görüldü attın çocuğa, yolla hemen." diye uyarmıştı taehyung onu. Bunun üzerine yaptığı hatayı fark eden jeongguk bu sefer ikinci defa düşünmeden mesajı yollamıştı. Tabii bundan sonra yine kendini yere atıp mızmızlanmaya devam etmişti.

"İnanamıyorum pariste o kadar plan yapıp çocuğa yaklaşan ve bir 'selam' mesajını atıp şu hallere düşen çocuğun aynı kişi olduğuna."

"En azından o çocuk bir şey yapıyor, senin gibi hiçbir şey bilmeden hoşlandığı çocuğun hetero olduğuna kendini inandırmıyor."

"Hoşlandığım çocuk yok ki hetero olduğunu düşüneyim!"  

Seokjin ve taehyung'un kavgasını jeongguk çığlık atarak bölmüştü.

"Cevap verdi!"

Yarım saat kadar bu durum aynı şekilde devam etmişti, yoongi her mesajına cevap verdiğinde jeongguk dramatikleşip bağırıyordu. Ama gitgide özgüveni yerine gelmiş ve heyecanını sadece ekrana bakıp sırıtarak yansıtmaya başlamıştı. Ta ki yoongi ile tam flört etmeye başladığında yoongi'nin terslemesine kadar.

"Flört etmeye çalıştım ve, ve beni tersledi. İnanamıyorum, ilişkimiz buraya kadarmış." Jeongguk üzüldüğünü belli eden ekstra hareketlerde bulunurken taehyung ve seokjin kaşlarını çatmış onu izliyorlardı. İçlerinden biri telefonu alıp diğeri de duysun diye sesli okurken jeongguk daha da çok mızmızlanmaya başlamıştı. 

"Paristen bu zamana kadar neredeydin demiş."

"Ben de ciddi bir şekilde reddetmiş falan sandım. Durumu açıklasan anlayışla karşılar çocuk."

"Hangi durum?" diye sorarken başını taehyung'a doğru çevirmişti jeongguk.

"Aşk, zeka seviyeni düşürüyor galiba. " deyip oflamış ve devam etmişti. "Paristeki son günümüzde gezerken tüm eşyalarımızın olduğu çantayı çaldırdığın için yeni telefon aldığımız ve numaralarını bu sayede kaybettiğimiz durum."

"Evet bunu söyle ve sonra şey diye trip at: bu kadar istiyorsan sen neden atmadın?" 

"Bazen çok zeki oluyorsunuz ve sizi sevmeye başlıyorum."

Jeongguk hızlı hareketlerle telefonunu alıp arkadaşlarının dediklerini yazdı. Cevap hızlı gelmişti.

"Sen mesaj atmayınca senin için sadece gezi macerası olduğunu düşündüm ne demek? Benimle flört mü ediyor şu an?"

Seokjin onu düzeltmek adına parmağını kaldırırken konuştu: " Flört başlangıcı. H. o jeongguk, tamamdır bu iş."

Jeongguk sevinçle dans ederken seokjin bu sefer taehyung'a döndü: " Sen de mesaj at. Bak demek ki hoseok da böyle düşünüp mesaj atmamış sana."

"Ama o kızlaydı o gün."

"E yani? O kızla arasında bir şey olup olmadığını mesaj atmadan öğrenemezsin. Dene şansını."

"Ah tamam. Jeongguk, yoongi'den hoseok'un numarasını ister misin?"






-

bölümün tamamını medyaya koyduğum şarkıyı tekrar tekrar dinleyerek yazdım, çok güzel bir şarkı ve bence tam bu ficteki jeongguk'u anlatıyor

tamamlanmış bölümleri asla saklayamıyorum, atıyorum hemen ve şu anda dört tane mi ne hazır bölümüm var. bu demek oluyor ki birkaç gün ardı ardına bölüm atabilirim ama kendimi frenlemeye çalışacağım

kısmen aynı gün içerisinde de iki bölüm atmış oluyorum şu an, gurur duyuyor musunuz benimle :)

her neyse umarım beğenmişsinizdir, diğer bölümde görüşürüüz


paris ⇢ vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin