what plan?

140 19 0
                                    

"Lütfen."

"Hayır."

"Yoongi?"

"Hayır."

"Ya namjoon!"

"Benim yapabileceğim bir şey yok maalesef ki. Onları ikna etmelisin."

"Lütfeeeen." 

Jimin yaklaşık yarım saattir hoseok ve yoongi'yi triple date için ikna etmeye çalışıyordu ama ikisi de bu fikri hiçbir şekilde kabul etmiyordu.

"Tamam triple date olmasın, seokjin de gelsin ve normal bir buluşma olsun!"

"Hayır, bizi orada rezil edeceğini biliyoruz."

"Ya! Her şeyden önce biz de onlarla arkadaşız. Pariste hep beraberdik unuttuysanız. Ben jeongguk kankamla tekrardan iletişime geçmek istiyorum."

"Geçebiliyorsan geç." diyip yapmacık bir şekilde gülmüştü yoongi.

Arkadaşlarının kendisiyle inatlaşıyor oluşu daha da çok yapmak istemesine yol açıyordu . Bunu yapmasının imkansız olduğunu düşünüyorlardı galiba fakat jimin için çok kolaydı. Tek yapması gereken yoongi telefonuyla uğraşmıyorken jeongguk'un numarasını kendine atmaktı, nasılsa şifresini biliyordu. Sonra da kanıtları silip asıl buluşmaya kadar hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranacaktı. 

Pariste takıldıkları birkaç gün içerisinde jeongguk'u tanıyabildiği kadarıyla jeongguk'un bu fikre bayılacağını düşünüyordu. Ayrıca triple date dışında da diğerleriyle görüşmek istiyordu çünkü oldukça sevmişti onları.

Küçük tartışmaları son bulduğunda yoongi ve hoseok içecek bir şeyler almak için ayaklanmışlardı, jimin'in planı için iyi bir başlangıçtı. Jimin bir şey almak istemediğini, masada kalacağını söylemişti. İkili bu sefer namjoon'a döndüğünde jimin masadaki yoongi'nin telefonuyla bakışıyor ve giderken yanında götürmemesi için dua ediyordu. 

Namjoon da onlarla gitme kararı aldığında jimin masada yalnız kalmıştı ve şansına yoongi son anda telefonunu yanına almıştı. Jimin hayal kırıklığıyla düşüncelerine dalmışken birinin telefonunu masada bıraktığını fark etmişti. Ekranını açıp baktığında hoseok'unki olduğunu fark etti. Eh taehyung'un numarasıyla da idare edebilirdi.

Hemen şifreyi girip taehyung'un numarasını kendine attıktan sonra hoseok'un telefonundan tüm kanıtları silip eski yerine koymuştu. Birkaç dakika sonra üçü içecekleriyle geri döndüğünde jimin gülümsüyordu.

"Ne o, gittiğimiz üç dakikalık arada ne oldu da bu kadar mutlusun?"

"Twice'ın haziranda geri dönüş yapacağını öğrendim." diyip gülümsemişti.

"İyi de bunu dün öğrenmiştin ya zaten aşkım."

"Haber baştan karşıma çıktı, baştan sevindim." diyip gözünü devirmişti namjoona'a. Tabii namjoon pek inanmamıştı buna.

Hepsi ayrılıp evlerine doğru yola çıktıklarında jimin hemen taehyung'un numarasını kaydedip mesaj atmıştı. Namjoon arabayı kullanırken yan gözle ne yaptığına bakmış ama pek görememişti.

"Neden telefonuna sırıtarak bakıyorsun? Yoksa... yoksa beni aldatıyor musun?"

Jimin gülerken namjoon'un koluna vurup konuşmuştu.

"Dramatikleşme hemen."

"Planını anlat o zaman."

"Ne planı?" demişti jimin bir şeyleri belli etmemeye çalışarak.

"Ah hadi ama, o triple date için her şeyi yapacağını biliyorum."

Namjoon'un bunu söylemesiyle jimin aşk dolu gözlerle onu izlemeye başlamıştı. Onu bu kadar iyi tanıyor olması hayret vericiydi. Halbuki çok inandırıcı bir şekilde bu plandan vazgeçmiş gibi yaptığını düşünmüştü. Galiba herkesi kandırırdı ama namjoon'u asla.

"Bu romantik anı pek bozmak istemem ama hoseok ve yoongi de bunu biliyordur. Hepimiz seni dokuzuncu sınıftan beri tanıyoruz."

"Keşke bozmasaydın, ne güzel senin hakkında hoş şeyler düşünüyordum."

"Hmm, hoş şeyler demek. Nasıl hoş şeyler acaba?"

"Sus şansını kaybettin." diye yüzünü asmıştı jimin.

"Bunu evde hallederiz, sen planını anlat hemen." demesiyle jimin tekrardan canlanmıştı.

"Siz içecek bir şeyler almaya gittiğinizde yoongi'nin telefonundan jeongguk'un numarasını kendime atmayı düşünmüştüm ama şansıma yoongi telefonunu  yanında götürdü amaa hoseok götürmemiş, sonradan fark ettim bunu. Öyle olunca ben de taehyung'un numarasını attım kendime. Az önce de onunla mesajlaşıyordum işte. Jeongguk'un numarasını istedim ve hoseok'ağ0, bö bu konuşmadan bahsetmemesi gerektiğini söyledim."

"Söylemeyeceğine emin misin peki? Sonuçta hoseok ile daha yakınlar."

"İyi bir şeye yardım ettiğini ve açıklayacağımı söyledim. Umuyorum ki söylemez."

"Ee jeongguk baktı mı peki mesajına?"

"Hayır, bekliyorum hala. Neyse planımın ikinci partı ise önce yedimizin olduğu bir buluşma ayarlamak sonra da o buluşmada triple date fikrini ortaya atmak."

"İyi de o zaman seokjin dışlanmış gibi olacak."

Jimin unuttuğu ayrıntıyla duraksamıştı, bunun için çözüm düşünse de bulamamıştı.

"O zaman triple date'i şimdilik askıya alalım. Yedimizin buluşmasını sağlayayım da sonrasını jeongguk ile konuşurum."

"Jeongguk'u bulman iyi oldu. İkizin gibi.Umarım onun için beni bırakıp gitmezsin." dramatik bir şekilde direksiyon üzerinde olmayan eliyle birkaç hareket yapan namjoon'a sadece kahkaha atarak cevap vermişti jimin. Sonra da yanağından öpüp bu konuyu evde bazı şeyler yaparken tartışabileceklerini söylemişti.












-


dün uyuyakaldığım için atamadım:((( özür dilerim

bu saatte de atmak istemezdim aslında ama neyse artık

belki akşam da bölüm atarım

her neyse diğer bölümde görüşürüüz

paris ⇢ vhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin