EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI)

6- ŞAŞIRMAK

Aras'tan Devam

Arzu en son Hazal'a yine laf sokmaktan geri kalmadı. Ama o lafın altında da kalmayıp Arzu'ya laf soktu. Arzu da çok sinirlendi ve sınıf daha ne olduğunu anlamadan ayağa kalkıp Hazal'a doğru yürümesi ve ona vurmak için elini kaldırması bir oldu. Ama Hazal hemen refleks sonucu o eli yakaladı ve yine yapacağını yaptı. Sürtük Arzu yerde acı içinde kıvranırken Hazal, Arzu'nun arkadaşlarından Deniz'in üstüne doğru yürümeye başladı. Deniz korksa da korktuğunu belli etmemeye çalıştı. Kesin şimdi de intikam sırası Deniz'e geldi. Evet, geçen sene Deniz, Hazal'a tokat atmıştı tüm sınıfın önünde. Ve şimdi de Hazal'da ona aynısını yaparsa şaşırmam. Deniz'e bizim duyacağımız şekilde bir şeyler söyledikten sonra çok sert bir tokat attı. Tahminlerim de yanılmadım yani. Ama tokat öyle böyle değildi. Resmen Deniz'in yanağında Hazal'ın parmak izleri çıktı. Osmanlı tokadıydı mübarek. Ondan sonra da Hazal bütün sınıfa bağırarak herkesle aynen böyle ödeşeceğini söyledi. Ben ise hâlâ ona hayran ve şaşkın bir şekilde bakıyordum. Bu kıza ne olmuş böyle. Yüzünde tek bir gülümseme bile yok. Sadece kendi arkadaşlarına gülüyor. Deminki o iki piçe bile güldü ne güzel, ama geçen sene aşık olduğu bana ifadesizce baktı her seferinde. Acaba hâlâ beni seviyor mudur? Bu bakışlardan anlaşıldığı kadarıyla da artık beni sevmiyor bile. Hatta bana saf nefretle bakıyor. Ben neler yapmışım bu kıza. Neredeyse pişman olmak üzereyim. Hatta oldum galiba pişman.

Ders zili çalınca öğretmen de sınıfa girdi. Ardından müdür o iki piçle girdi. Ama nasıl yaaa, bunlar şimdi bizim sınıfta mı? Ama nasıl olur? Onlar müdüre gerçekten de Hazal'ın ismini verince mi buraya gelebildiler acaba. Ama yok yaa, ben de iyice saçmaladım. Öğretmen de onlara kendilerini tanıtmalarını söyleyince tanıttılar. Ama ikisinin de son söylediği cümle canımı sıkmaya fazlasıyla yetti. Onlar da Hazal için gelmişler. Bugün de yeni gelen herkes Hazal için geliyor. Neden ki. Eren ve Umut sınıfta oturacak yer arayınca yine sınıfın sürtüklerinden Arzu, Eren'e "benim yanıma oturabilirsin" dedi. Ama o Hazal'a bakarak "benim kiminle oturacağım belli" dedi. Resmen Hazal'la oturmak istediğini belirtti. Hazal'a baktığımda Eren'in söylediği onu mutlu etmiş olmalı ki gülümseyerek ona bakmaya başladı. Bu kız bir tek bana mı ifadesizce bakıyor yaaa. O piç boş olan bir sıraya oturduktan sonra Hazal'ı da çağırdı. O da hemen oturdu tabii. Offf yine çok sinirlendim yaa. Arzu yine Hazal'a laf atınca Hazal daha konuşmadan yanında ki piç Eren Arzu'ya lafını soktu. Bir de sonunda Hazal'a göz kırpıyor. Lan sen kimsin de... Neyse sakinim. Yaaa bunlar niye bu kadar yakınlar lan. Sonra hoca Arzu'yla Deniz'in hallerini görünce ne olduğunu sordu onlara. Ama onlardan önce Hazal kendi yaptığını söyledi korkusuzca. Öğretmen önce şaşırdı. Tabi neden şaşırmasın ki, sonuçta geçen sene ki Hazal'dan eser kalmamış. Ama sonra kendini toparlayıp müdürü çağırmaya gitti. Arzu ve Deniz'de Hazal'a 'sen şimdi görürsün' bakışları atıyorlardı. Tabi Hazal da onlara aynı bakıştan. Ama tek o da değil. Onun arkadaşları da aynı bakıştan onlara atıyordu. Ne oluyor lan. Müdür sınıfa girdiğinde o da öğretmenin sorduğu sorunun aynısından Arzu ve Deniz'e sordu. Arzu Hazal'ın yaptığını söyledi pis pis sırıtarak, ama Hazal oldukça rahattı. Deniz'de onun okuldan atılması gerektiğini söyledi. Ama inşallah atılmaz. Nedenini bilmediğim bir şekilde onun okuldan atılmasını istemiyorum. Fakat müdür birden gülmeye başladı. Komik olan ne ki şimdi. Arzu müdüre bu soruyu sorduğunda müdürün cevabı benim bir kez daha şok yaşamama sebep oldu. Ne yani doğru muymuş? Okul gerçekten de Hazal'a aitmiş. Tek ben de değil Hazal'ın bugün yeni gelen arkadaşları hariç bütün sınıf çok şaşırdı. Sonra müdürün Hazal'a söyledikleriyle ben yine şaşırdım. Lan reemen müdür Hazal'ı savundu. Müdür Hazal'a onları attırıp attırmak istemediğini sorunca, Hazal attırmamayı tercih etti. Acaba bu kızın aklında neler var çok merak ediyorum. Ama şunu biliyorum ki, karne günü de dediği gibi onlardan intikam alacak. Müdür sınıftan çıkınca Hazal'ın bana bakarak söylediği laftan sonra, yalan yok resmen yerin dibine girmek istedim. "demek ki neymiş, ben kendi okuluma, istediğim sınıfa istediğim kişiyi alabilirmişim."