"Bana Selim Saruhan emretti. Ama nolur bana bir şey yapmayın. O beni tehdit etti."
Ne yani bu kağıdı bu dosyaların arasına koyduran Selim mi? Bunun bizimle derdi ne hâlâ anlamış değilim. Abime baktığımda o da benim kadar sinirlenmişe benziyordu. Sonra Deniz'in çıkışını hemen yaptım. Holdingimiz de bir hain barındıracak değildim dimi. O Selim'in de hesabını elbet keseceğim nasıl olsa. Kendini çok bir akıllı sanıyor.
Aklıma Eren gelince abime de söyleyip hemen hastaneye sürmeye başladım arabamı. Eren'in odasına girdiğimde hemşire bir kız vardı. Lan bu ne yapıyor yaa. Eren'in serumunu mu değiştiriyor yoksa ona mı asılıyor. Ama neyse ki benim sevgilim onun yüzüne bile bakmıyor. Hatta onun niyetini anlamış ve sinirlenmeye başlıyor gibi bir hali de var. Zaten ben Eren'e güveniyorum. Ama o sürtük kız. Ben şimdi o kızı- Eren beni farkedince düşüncelerimden sıyrıldım.
"Güzelim gelsene, neden orada dikiliyorsun?"
İçeri girerken aynı zamanda da Eren'in sorusunu cevaplıyordum. Hemen imalı imalı, "siz biraz meşgul gibiydiniz de, ben rahatsız etmek istemedim." Dedim.
Eren'de benim bu imamdan rahatsız oldu sanki. Yüzünde benim yanlış anladığımdan korkuyormuş gibi bir ifade belirdi.
"Hayır güzelim. Sen beni rahatsız etmezsin. Zaten ben de seni bekliyordum. Neredeyse bir kere daha arayacaktım seni. Ben seni çok özledim sevgilim." sevgilim kelimesini bastırarak söyledi. Hemşireye baktığımda sinirlenmiş gibi bir hali vardı. Ve bir hışımla çıktı odadan. Oh olsun sana. Sen kimin sevgilisine asılıyorsun. Eren benim. Benim.
Eren'in sesini duyunca dikkatimi ona verdim. "gelsene bir yanıma." diyince ben de ona doğru ilerledim. Tam yanına gittiğimde tek kolunu açıp beni belimden tuttu ve başımı göğsüne bastırdı, ardından da saçımdan öpüp durdu. Muzip bir ifadeyle;
"Benim güzeller güzeli sevgilim beni kıskanmış mıı.?." der demez hemen başımı onun göğsünden uzaklaştırıp yüzüne bakmaya başladım. Bir de gülüyor yaa.
"Sevgilimi kıskanmış olamaz mıyım? Sanki sen beni hiç kıskanmıyorsun."
Çünkü Eren'in kıskanç tarafı gerçekten de çok ters. Beni fena kıskanır kendisi. O da kolunu benim belime dolayıp kendisine doğru çekti ve konuşmaya başladı.
"Tamam güzelim. Doğru, ben de seni kıskanıyorum. Sen de beni kıskanabilirsin tabi. Bu çok normal."
Ben gülümsedim. Eren'in gözü de benim gülümsememe takıldı. Ve dudaklarıma bakmaya başladı. Refleks olarak benim de gözüm onun dudaklarına takıldı. Ve Eren yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Yaklaşıyor, yaklaşıyor. Tam beni öpecekken birden odanın kapısı açılınca, ben de hemen panik yapıp birden Eren'in kucağında kalktım. Eren'de beni öpemeden geldiler diye olacak ki küfürler etmeye başladı. Ben ise onun bu haline gülüyordum.
Kapıya baktığımda bizim çocuklardı. Ama bize olan bakışlarından anlaşılacağı üzere çoktan bizim o pozisyonumuzu görmüşler bile. Umut çarpık bir gülüşle;
"Ooo, kusura bakmayın yaa. Biz yanlış bir zaman da geldik sanırım." Ben daha bir şey söyleyemeden Eren sinirli bir sesle, "evet kardeşim gelmek için yanlış bir zaman oldu." dedi ve ardından sitem eder gibi, "yaa ne olurdu sanki bir kaç dakika geç gelseydiniz." diyerek devam ettirdi sözlerini. Bizimkiler onun bu söylenmesine gülerken, ben ise Eren'e uyarıcı bakışlarımdan atıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZİĞİN İNTİKAMI (TAMAMLANDI)
ChickLit20.03.2023 #ezik 3. sırada Zengin, şişko, gözlüklü, sivilceli ve dişlerinde tel olan çirkin bir kız: Hazal. Okulda Hazal'a yapılmayan eziyet kalmamıştır. Başta okulun sürtüğü Arzu ve onun yandaşları, ve aşık olduğu çocuk Aras olmak üzere bütün oku...