Gözlerimi zar zor açarken saatin çoktan 07:40 olduğunu gördüm. Lanet olsun bugün 4 tane hastam vardı. İşimin daha birinci haftasında geç kalamazdım, Haneul'un amcası sayesinde bulduğum bir işti. Kimseyi mahçup edemezdim. Hemen ayağa kalkıp rutin işlerimi hallettikten sonra elimdeki iki kıyafetten birini seçmeye çalışıyordum ki arkamdan bir ses "Bence sağdaki." dedi. Bu Defne'ydi .
"Defne sen benim kurtarıcımsın." deyip sarılınca kıkırdadığını duydum sağ sola koştururken hastane bize yakın olduğu için dualar ediyordum, 20 dakika içinde hastanede olmam lazımdı, ilk hastama tam 08:00'de randevu vermiştim.
İşlerimi hallettikten sonra arabaya atlayıp hastaneye doğru sürmeye başladım, 15 dakikam kalmıştı. Hastaneye vardığımda hastamın beni beklediğini gördüm hemen onu içeriye çağırmıştım.
Kapıdan içeriye girerken " benimle gel "diye seslendim. Masama oturup karşımdaki hastamı tanımaya çalıştım.
"İstersen kendini tanıtmakla başlayabilirsin" deyip gülümsedim.
Benim için farketmez deyip konuşmaya başladı. "Ben Mi Cha 23 yaşındayım, babam Güney Kore'nin en önemli adamlarından biri bir çok şirketimiz var, villa da oturuyoruz, çok gösterişli bir hayatımız var
Mi cha'ya anlamsız bir şekilde bakarken "Bunun nesi kötü peki" diye sorduğumda tebessüm edip anlatmaya başladı.
"Kulağa çok saçma geliyor değil mi ? Aslında dediğim gibi para içinde yüzüyorum en marka kıyafetleri ben alıyorum hatta modayı bile ben belirlerim kendime ait 3 tane dublex evim 5 tane arabam var herşeyi anında satın alabilirim hatta paramla insanları bile satın alabilirim ama benim şikayetçi olduğum konu bu değil tabiki. Ben tüm bu zenginliğe rağmen mutlu olamıyorum emin ol Min Sung'un kızı olmak kolay değil. Hafta içi ders buna evimize gelen özel öğretmenler ve ders çalışma süremin uzaması dahil, hafta sonları piyano dersi, dans ve resim kursu ha bir de annemin beni zorlamasıyla dün keman kursuna da kayıt oldum anne babamın mükemmel kız kalıbına girebilmek için bana uyguladığı baskıyı söylemiyorum bile ve herşeyi elde ederim bizim aile de çocuklara ilk önce "Parayla herşeyi satın alabilirsin çünkü para güçtür" diye öğretilir. Anne babamı seviyorum onların da beni sevdiğini biliyorum ama bu baskı altında yaşamanın ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin ben bu durumu onlar için idare etmeye çalışsam da onları memnun edemiyorum en kötüsü de benim de onlardan ayrı bir hayatım olduğunu, benim de kendime has arkadaşlarım olduğunu kabul etmiyorlar sadece onların uygun gördüğü insanlarla arkadaş olabiliyorum anne babamın zengin arkadaşlarının düzenlediği saçma partilerine sürekli o boğucu kıyafetlerle gitmenin benim için ne denli zor olduğunu anlamıyorlar hadi ama ben daha 23 yaşındayım annemin bana en son ne zaman sevgi gösterdiğini hatırlamıyorum bile o bana sürekli " Her zaman mükemmel olmalısın ve gözükmelisin sen Sung ailesinin tek varisisin" der ve en kötüsü bana bu şekilde iyilik yaptıklarını sanıyorlar üzerimde uyguladıkları bu psikolojinin bir kaç yıl önce ben de takıntı gibi etkileri oldu ve tam da bu sebepten annem ve babam bu yüzden benim buraya gelmemi istedi söylediklerine göre bu durum hastalıklı derecedeymiş asıl hasta olanların kendileri olduğunun farkında bile değiller. Bazıları beni kötü etkilese de bazıları çok güzel. Aslına bakarsan bugüne kadar isteyipte elde edemediğim tek birşey oldu ama onu da eninde sonunda elde edeceğim.
Nedir o elde edemediğin şey mi cha?
Bizim okulda biri var onu ilk dönem farkettim aslına bakarsan tüm kızların gözdesi ben de ilk başlarda ondan sadece diğer kızlar gibi hoşlandığımı sanmıştım fakat zamanla onu gözlemledikçe ona aşık olduğumu farkettim diğer kızlara da pas vermiyordu ama ben diğer kızlardan farklıydım bu yüzden acele etmedim hatta ilk dönem birşey söylemedim ikinci dönem okulun ilk haftası ona olan duygularımdan bahsettim ama oralı bile olmadı ben de bir daha ısrar etmedim ama öyle veya böyle onu bir gün elde edeceğim ve beni tanıdığı zaman onunda bana aşık olacağını biliyorum. Herhalde ailemin rızası olmadan birisine aşık olduğumu bilseler beni öldürürler.
Aşık olduğun kişiden biraz bahseder misin?
Adı Park Jimin BTS grubunun üyesi mutlaka duymuşsundur açıkçası ben önceden duymuştum ama babamın okulunda kaydı olduğu aklıma bile gelmezdi öyle yakışıklı ki bu kadar kızın ona tapmaması tuhaf olurdu zaten ama nederler bilirsin "Bir kişiyi bin kişi ister bir kişi alır."
Mi cha bunu söyleyince şok olmuştum ama sakin kalmaya çalışarak dinlemeye devam ettim. Fakat bu konuşmanın sonu iyi biticekmiş gibi hissetmiyordum.
Ama o sırada Mi cha "benim anlatıcaklarım bu kadar. Buraya gelmemin saçmalık olduğunu düşünsemde şuan kendimi daha iyi hissediyorum ama bunun için teşekkür etmeyeceğim zaten senin görevin bu aslında bir tedavi uygulamayı düşündüysen boşver gitsin ben anne babamın aksine kendimi çok sağlıklı hissediyorum yinede merak etme parası neyse veririm" dedi. Ben ne olduğunu anlamamış ona şaşkın şaşkın bakarken kalkmış üzerini düzeltiyordu kapıdan tam çıkmak üzereyken Mi Cha'nın gözü bileğime takılmıştı. Lanet olsun bilekliğimi görmüştü, bilekliğimin üzerinde JİMİN'in resmi vardı. Türkiye'deyken Defne'yle birlikte ikimize de aynısından almıştık.
"Seni pis sürtük! Seni geberteceğim, sen ne hakla o bilekliği takarsın, üstelik Jimin'in resmi var." diye bağırırken bir anda üzerime atladı. Yaşadığım şokla onu zaptetmeye çalışırken görevliler sesleri duymuş olacak ki içeriye girip Mi Cha'yı dışarı çıkardılar. "Seninle işim bitmedi tekrar görüşeceğiz, doktor!!!" Koridordan sesini hala duyuyordum. Üzerimdeki şoku atlatmaya çalışırken anlattığı şeylere anlam vermeye çalışıyordum bir yandan da ruh hastası, zengin züppesi, sürtük gibi Türkçe küfürler savuruyordum. Diğer hastamın gelmesine yarım saat varken mi cha'nın anlattığı şeyleri düşündüm. Bu gerçekten şimdiye kadar geçirdiğim en enteresan seanstı mi cha'nın bir daha geleceğini düşünmüyordum ama yaşadıkları zor olsa gerek diye düşündüm. Paraları olsa bile aile içinde sevgi kavramına dair hiç birşey konuşulmamış mi cha'yı sürekli kendi kararları doğrultusunda yönlendirmişlerdi ona hiç söz hakkı verilmemiş hayata ve hayallerine dair hiç fikri sorulmamıştı ve mi cha sevginin ne demek olduğunu bilmiyordu takıntılı olduğu konusunda anne babası haklıydı yaşadığı psikolojik baskı bazı duygularını olumsuz yönde etkilemiş olmalıydı mesela kendi isteğiyle hiç birşey elde edememiş olması gibi ama aklımı en kurcalayan şey de Jimin'e aşık olduğunu söylemesiydi umarım bu rahatsızlığı onun başını belaya sokmazdı. Daha fazla mi cha'yı düşünmenin anlamsız olacağına kanaat getirince ne gündü ama diye geçirdim içimden. Kendime kahve almak için masamdan kalktım ve diğer hastalarımı beklemeye başladım.
5 SAAT SONRA
Gün sonunda kafam kazan gibi olsa da bugün işim erken bittiği için seviniyordum zaten akşama kafemde kızlarla toplanıp felekten bir gece çalacaktık. Bir diğer hayalim olan Kore'de cafe açmayı Haneul'un amcası sayesinde başarmıştım gerçekten onlara çok şey borçluydum bana o kadar çok yardım etmişlerdi ki ben haftaiçi hastanede çalışırken onlar cafe de çoğu işi bitirmişlerdi ben sadece cafe'nin dekorasyonuyla ilgilenmiştim. Ben bunları anımsarken yüzümdeki gülümsemeyi silip hazırlanmaya başladım ve gecenin sonunda beni bekleyen sürprizden habersiz eve doğru gitmeye başlamıştım bile.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mo chuisle
Fanfiction"Seninle uyanma hissini ne denli özlediğimi bilemezsin. Ellerin şafağın rengi, ellerin güneşin sıcaklığı ve bir bebek kadar merhametli gülüşün. Seni kaybetme korkumun ölüm korkusunu yok ettiği gün anladım, sen benim ruhumun uzanmak istediği o yeşil...