Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yaklaşık üç ay Musul'da alıkonulduktan sonra dün Türkiye'ye getirilen Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, başkonsolosluk personeli ve ailelerini Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Kabulde konuşan, Birleşmiş Milletler (BM) 69'uncu Genel Kurulu görüşmelerine katılmak için New York'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın açıklamasından sonra soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu mesajları verdi:
KONUŞAMAYACAKLARIMIZ VAR: Süreci hassasiyet içerisinde sürdürmemiz gerekliydi. Konuştuklarımız, konuşacaklarımız bir de konuşamayacaklarımız var. Çünkü devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir. Bu faturalara da katlanmak öyle kolay bir iş değil. Tarihe mal olacak bir imtihan sürecinden geçtik ve bu imtihan başarılı bir şekilde neticelendi.
BAYRAM BULUŞMASI: Yaşanan buluşma adeta bir bayram buluşması gibi oldu. Metanetle kurtuluşu beklediniz. Hiçbir oyuna gelmediniz, tahriklere kapılmadınız. Bu sabrınız, metanetiniz her türlü takdirin üstündedir. Buradaki bu vakur duruş, aslında bu milletin vakur duruşunun da ayrı ifadesidir.
ET İLE TIRNAK GİBİYDİK: Süreç içerisinde MİT, Emniyet teşkilatımız, Silahlı Kuvvetlerimiz, hiçbirisi ayrı bir şey içerisinde olmadı. Bu çalışma birlikte yürüdü. Çünkü burada et tırnak gibiydik, ayıramazdık.
KOALİSYON TEKLİFLERİNE 'EVET' DİYEMEZDİK: Sizlerin can güvenliğini düşünmek bizim asli görevimizdi. Eğer biz, bazı koalisyon taleplerine, tekliflerine o anda hemen 'Ne demek tabii biz de varız' denilebilirdi. Dünyanın devleri bir arada. Ama biz hemen bu işe 'evet' diyemezdik. Çünkü bizim 49 canımız var. Personelimizin can güvenliğini, onların özgürlüğünü düşünerek yol haritamızı buna göre belirledik.
YENİ TÜRKİYE VURGUSU: Yeni Türkiye bu. Büyük bir devlet olarak birtakım risklerle karşılaşmamız, birtakım imtihanlara maruz kalmamız son derece doğaldır. Bakın şu anda 1 milyon 300 bin Suriyeli ve Iraklıyı eğer topraklarımızda biz ensar anlayışıyla misafir ediyorsak, bu, bu milletin büyüklüğünün ifadesidir. Bazıları bunu kavrayamayabilir. Biz bardağın dolu tarafına bakacağız.
ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİNİ GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ: Koalisyon ve koalisyon güçleriyle bundan sonraki yol haritasının geniş istişaresinin yapılması gerekiyor. 1 milyon 300 bin insan artık ülkemize gelmiştir. Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni tekrar gözden geçireceğiz.
OPERASYON MİT'İN MAHARETİ: Konsolosluk görevlilerimizin Türkiye'ye getirilmesi tamamen Milli İstihbarat Teşkilatımızın maharetidir. Bu operasyon tamamıyla bölgede Türkiye'nin dikkate alınmasını gerektiren bir hareket olmuştur. Türkiyesiz karar vermek bölgede şu anda gelinen neticenin de bana göre en önemli sebeplerinden birisidir.
MUHALEFET FARKINDA DEĞİLDİ: Hatırlayın 102 gündür Türkiye'deki bazı siyasilerin yaptıkları açıklamalar var. Neler söylemediler ki, tahrikler... Neler söylemediler ki. Eğer biz ağzımızdan çıkan kelimeleri o dönem içinde seçtiysek, orada hassas davrandıysak işte o dün içindi. Bundan sonraki sürece yönelik, 'Cidde'deki koalisyonda niçin böyle bir tavır takındık' deniliyorsa işte bu dün içindi, ama onlar bunun farkında değil. NATO Zirvesi'nde bunları yine konuştuk, orada da biz birçok şeyleri ikili görüşmelerde de genel görüşmede de ifade ettim. Ve dedim ki; 'Bizim önümüzde böyle bir durum var, böyle bir durum olduğu sürece biz bu çerçeve içerisinde ancak insani yardım konusunda lojistik destek veririz, ama bunun dışındaki işlerin içerisinde biz rol almayız' dedik.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇLE İLGİLİ TAVIR: Bundan sonraki süreçle ilgili mesele ayrı bir konu. Onu bu sabah Başbakanımızla da görüştüm, 'Sizler de çalışmalarınızı yapın, bizler de BM'de zaten görüşmeler yapacağız, döndükten sonra oturur değerlendiririz. Ne gibi bir tavır alacağız ki bu tavır daha çok Suriye'den, Irak'tan ülkemize gelen, komşu ülkedeki dost, kardeşlere karşı bir ortaya koymamız gereken tavırdır, bu tavrı da artık belirlememiz lazım.
KONSOLOSLUK GÖREVLİLERİNE 1 AY İZİN: Çok ayrı kaldınız. Diyorum ki bu ara, şöyle bir ay bir izin, inşallah yapalım. Yasal olarak bir ay izinli sayalım. Bir ay izin kullanmak suretiyle sizler ailece bir arada olun. Bu bir fırsattır.
'SİYASİ PAZARLIK DİPLOMATİK ZAFER'
MADDİ PAZARLIK YOK: Pazarlık iddialarını ileri sürenler neye dayanarak bunu ileri sürüyorlar, bunu bilemem. Pazarlıktan neyi kastediyorlar bunu da bilemem. Burada eğer maddi bir pazarlıktan bahsediyorlarsa böyle bir şey kesinlikle, katiyen söz konusu değil. Ama siyasi noktada, diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa burada tabii ki siyasi, diplomatik bir pazarlık kesinlikle söz konusu. Zaten siyasi bir pazarlığın neticesidir, diplomasi zaferidir. Burada takas oldu mu, olmadı mı vesaire gibi şeyler. Biz burada şuna bakacağız; takas oldu veya olmadı. Neticede bizim 49 vatandaşımız, görevlimiz Türkiye'ye geldi. 49 vatandaşımızı hiçbir şeyle değiştirmemiz mümkün değil. Bunun üzerinde durmamız lazım. Velev ki böyle bir takas dahi olmuş olsa, ben Cumhurbaşkanı olarak şuna bakarım; benim 49 vatandaşımın karşılığı hiçbir şeyle değişilmez. Onlar artık ülkeme geldi. İnşallah bundan sonraki süreç bizler için çok daha farklı olacaktır. Karar alma mekanizmalarımız çok daha rahat karar verecektir.
OPERASYON SADECE TOP, SİLAH DEĞİL: Operasyon denilince akla sadece uçakların vurması, tank, top, silah gibi unsurların olması anlamına gelmemeli. Operasyonun siyasi, diplomatik çeşidi de var. Şu andaki uygulama da siyasi operasyon çeşidine yönelik.
'TAMPON BÖLGE KONUSU ÖNEMLİ'
"Bizim Silahlı Kuvvetlerimizin diğer silahlı kuvvetlerle başta Amerika olmak üzere bölgede bir çalışması var. Bu çalışmalar detaylarıyla konuşulacak çalışmalar değil, ama tampon bölge konusu önemli. Bu da Suriye tarafında bizim sınırımıza yönelik bir tampon bölge oluşturulması benim NATO Zirvesi'nde zaten işlediğim bir konuydu, orada gündeme getirmiştim. Sayın Obama'la da detaylarını ayrıca konuşmuştuk. Görüşmelerde bunları konuşma fırsatımız oldu, görüştük ve bu konuda müşterek ne gibi adımlar atabiliriz onları gündeme getirdik."