Duygusal dakikalardan sonra prensle dışarıda beklerken konuşup eğleniyorduk. İçeride olan kardeşimi bile unutmuştum. Tüm endişelerim uçup gitmişti. Son zamanlarda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. Şu ana kadar bu çocuk bana iyi gelen tek şey olabilir.
Biz o kadar dalmıştık ki kapının açıldığını bile duymamıştık. Yerde oturup gülerken karşımızda bize değişik bir duyguyla bakan Kral Jeon'u görmüştük. İkimizinde gülüşü yüzümüzde donmuştu hemen ayağa kalktık. Prense "Umarım bir daha görüşürüz her zaman kalbini hisset." diyerek vedalaştım. Kral Jeon'un önünde eğilip içeride Eunji'yi arama başladım.
Eunji'yi bir kenarda beklerken buldum "Ah sonunda buldum seni!" İlk geldiğimizde olan heyecanı yoktu. Yüzü düşmüş gibiydi. "Abi lütfen buradan çıkabilir miyiz?" kafamı salladım ve oradan çıktık.
Ne olduğunu merak ediyordum ama sormaya da cesaretim yoktu. Tam saraydan çıkarken Eunji dolu gözleri bana döndü "Annemiz niye bizi bırakıp gitti?Niye,niye, niye..?" bana sorar gibi değilde kendiyle bir savaş içinde gibiydi.
"Ne oldu sana böyle? Sana bir şey mi yaptılar?" eğer onu üzecek bir şey yaptılarsa içeride ki herkesi öldürmemem için bir sebep yoktu.
"Herkesin yanında annesi vardı benim yanımda ise sen vardın. Sen de dışarı çıkınca yalnız kaldım ve benimle annesiz olduğum için sanki ben de onlar gibi prenses değilmişim gibi imalarda bulundular. Kral Jeon onları susturdu ama tüm konuşma boyunca onların iğneleyeci bakışlarını hissettim." iç çekerek devam etti " Çok zordu. Orada güçlüymüşüm gibi davranmak çok zordu."
Delirmiş gibi hissediyordum resmen gözüm dönmüştü. Hızlı adımlarla oraya geri döndüm. Eunji arkadan gitmemem için bağırıyordu ama onu dinleyecek durumda değildim.
Herkes masada elindeki şaraplarla gülüşerek konuşuyordu. Kapıyı hızlı bir şekilde açınca herkesin bakışları bana döndü.
Sinirle bağırdım "Prenses Eunji'yi üzen hadsizler siz misiniz?" herkesin gözünün içine sinirle bakıyordum. Korkmuş gibi görünüyorlardı. Korkmalılardı.
Sinirli bir şekilde konuşmaya başladım "Yanında annesi olmadığı diye biriyle dalga geçen kişilerin birinin annesi olmak için burada olması ne kadar saçma bir hadise. Yanınızda duran annelerinizin sizi nasıl yetiştirdiği belli oldu.Sizin gibi annesi olacağına olmasın daha iyi."
Derin bir nefes aldım "Eğer bir daha prensesimle veya Kim Krallığıyla ilgili bir şey dediğinizi duyarsam hepinizi tek tek öldürürüm!" son kısımı bastıra bastıra söylerken hepsinin gözlerinin içine baktım. Anladıklarını umarak gitmek için hareketlendim. Dönerken saçımı sinirle arkaya attım. Arkamı dönüp gidecektim ama kapının önünde bana bakan kralı görünce bir an duraksadım.
Kralla olan garip bakışmamızdan sonra yanına gidip "Kral Jeon sizin karşınızda böyle şeyler yaşandığı için üzgünüm, efendim" eğildim kral sırtıma dokunup kaldırdı "Üzgün olma doğru olanı yaptın Prens."
"Kralım size tavsiye vermek gibi olmasın zaten Prens Jeon için en iyisini yapacağınızı biliyorum ama seçiminizi yaparken iyi düşünün" gözlerinin içine bakarken yalvarıyor gibiydim az önce olan sinirimden eser yoktu.
Kral Jeon beni şaşırtarak tebessüm etti.
"Ben zaten seçimimi yaptım Prensim."_
Tae çok haşin sevdim bunu
Ama sinirlendiği bölüm çok komik geldi bana sorry
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom Come, Taekook
FanfictionKral Jeon kaybettiği eşinden sonra kendine yeni bir eş arıyordu.