Kralın söylediği şeyle ağzımdaki çayı püskürterek öksürmeye başladım. Biraz öksürdükten sonra krala baktığımda yüzüne çay sıçramıştı ve onu silmeye çalışıyordu. Hemen cebimdeki mendilimi alıp kralın yüzünü silmeye başladım.
Silerken yüzümüz yakındı ve Kral'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ama endişem daha çok ön plandaydı çünkü koskoca kralın yüzüne ağzımdaki lanet çayı püskürtmüştüm. Kesin beni öldürecek gibi bakıyordur. O yüzden hiç gözlerine bakmadan yaptığım işe odaklandım.
Nihayet silmeyi bitirince gözlerine bakabildim. Hemen defalarca önünde eğilerek özür dilemeye başladım.
"Özür dilerim kralım. Latifenizi bir an gerçek sanınca şaşırdım. Ah çok aptalım tekrardan özür dilerim." nefes bile almadan hızlıca konuşmama şaşkınlıkla bakıyordu. Eini sorun yok dercesine salladı. "Ah, sorun değil Prens. Ve latife ettiğimi de nereden çıkardın?"
"Çünkü dediğiniz şey çok saçma."
"Sana saçma olduğunu düşündüren şey nedir?"
"Kral Jeon siz delirdiniz mi? İki erkeğin evlendiği nerede görülmüş?" Söylediği şeyleri ciddiye alamıyordum ve yüzümde alaycı bir sırıtış vardı.
"İki insan birbirini severse cinsiyetin ne önemi var? "
Sorunun ciddiyetini anlamamla yüzümdeki sırıtış silinmişti. "Ama biz birbirimizi sevmiyoruz. Hem diyelim biz evlendik halk bunu onaylar mı sanıyorsunuz? Kral olduğunuz için zorla kabul edebilirler ama içten içe sizin krallığınızı yıkmak için planlar yapacaklar."
Dediğim şeyle o da derin bir nefes aldı ve biraz düşüncelere daldı. Onun için de sorun oluşturan bir durum olduğu belliydi.
"Sen bunları düşünme sadece sana olan teklifimi düşün."
"Kabul etmeyeceğim, böyle bir şeyi asla kabul etmem." Onaylamazcasına kafamı salladım.
"Çok kesin konuşuyorsun. Krallığınız bu durumdayken böyle kesin konuşman cesaretinden mi yoksa aptallığından mı geliyor?"
Soru sorar gibi değilde iğneleyici bir biçimde söyledi. Kaşları çatıktı ve gözlerimin içine sert bir şekilde bakıyordu. Derin bir nefes verdi. "Neyse seni bunun için zorlayamam. Sadece iyice düşünüp karar ver."
Asla onun istediği cevabı vermeyeceğimi bildiğim halde başımla onayladım. Saygıyla eğilip arkamı döndüm kapıyı açacağım sırada Kral Jeon bana seslendi.
"Kim Taehyung!"
İlk defa 'Prens' demek yerine adımla seslenmişti. Bu korkudan olsa gerek kalbimin atış hızını arttırmıştı. Arkamı dönüp krala sorgular biçimde bakmaya başladım.
"Neredeyse akşam oldu ve hava kötü üstelik askerler yorgun. Tekrar yolculuk yapmanız pek mümkün gözükmüyor. Yani bu akşam Jeon Krallığının misafirisiniz."
"Kral Jeon..." Hemen itiraz etmek amaçlı konuşmaya başlayacaktım ki Kral Jeon'un "İtiraz kabul etmiyorum." demesiyle sustum.
"Kapıdaki görevlilerden birine söyle sana odam- odanı göstersin." bıyık altından gülüyordu. Ona 'Gerçekten mi?' dercesine bakıp sabır diledim ve odadan çıktım.
Kralın dediğine itiraz etmememin sebebi haklı olması yoksa karakterim gereği sonuna kadar itiraz ederdim.
Öndeki görevliyi takip ettim. Bir odanın önünde durdu. Yan tarafa baktığımda daha büyük kapısı olan ve önünde görevlilerin beklediği oda vardı. Kral Jeon'un odası olduğu her yerinden anlaşılıyordu. Ve bu koridorda sadece iki oda vardı. Kral Jeon ve benim bugünlük odam.
Ben orada düşüncelere dalmışken bana garip şekilde bakan görevliyi yeni fark ediyordum. Boğazımı temizleyip "Gidebilirsin." dememle gitti ve odaya girdim.
Duş alıp hazırlandıktan sonra yatmaya karar verdim. Uzun süredir yatakta bir sağa bir sola dönüyordum ama bir türlü uyku tutmuyordu. Bu yüzden hava almaya karar verdim. Bu odanın balkonu yoktu. Gelirken baktığım kadarıyla koridorun sonunda bir balkon vardı. Oraya doğru yol aldım.
Kapıyı sessizce açtım. Kralın odası tam yanımdaydı ve önünde görevliler yoktu. Gece yarısı olduğunu anladım. O yüzden olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum.
Sonunda balkona vardığımda temiz havayı derince soludum. Rahatlamış hissediyordum. Beynimi düşüncelerden arındırdığım sırada bu amansız düşüncelerimin sebebi olan kişi geldi.
Tam yanımdaki boşluğa geçmişti. Ona bakmadan karşıya bakıyordum. O da derin bir nefes verip bakışlarını üstümden çekip benim gibi karşıya bakmaya başladı.
"Prens, seni de mi uyku tutmadı?"
Konuşmak istemiyordum bu yüzden sadece başımı sallayarak onaylamayla yetindim.
Dakikalarca balkonda birbirimize bakmadan sessizce durmuştuk. Onunda benim gibi düşüncelerinde boğulduğunu anlayabiliyordum. En sonunda dayanamayıp ona döndüm ve aklıma takılan sorulardan sadece bir tanesini sordum.
"Neden ben Jeon? Neden onca prenses varken beni seçtin?"
___
uFf bunlar niye hala birbirini sevmiyor ya😤
Kral Jeon Jungkook'un Prens
Kim Taehyung'a laf anlatmaya çalışırken yüz ifadesi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kingdom Come, Taekook
FanficKral Jeon kaybettiği eşinden sonra kendine yeni bir eş arıyordu.