Nikah merasiminden sonra papaz artık evli olduğumuzu söylediğinde o beklenen bölüm gelmişti. Jeongguk'la birbirimize dönük duruyorduk. Sanki sadece ikimiz varmışcasına gözlerimizin içine bakıyorduk. Ondan sonra Jeongguk bana yaklaşmaya başladı. Dudağımdan öpeceğini sanmıştım ama beni yanıltıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Bu beni sevindirmişti. Dudağımdan öpmesini istemezdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir anlık mutluluktan olsa gerek Jeongguk'un bir yanağına elimi koydum. Sonrasında diğer yanağını çevirip bir öpücükte ben kondurdum. Ondan sonra salondakiler alkışlamaya başladı. Jeongguk benim öpücüğümden dolayı hâlâ şaşkın duruyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kendine geldiğinde Jeongguk elimden tuttu ve birlikte kürsüden indik. Yanlarından geçerken herkes mutluymuş gibi gözüküyordu ve bizi tebrik ediyorlardı. Ama hepsi sahteydi. Biz kürsüden indikten sonra sarayda hoş bir müzik duyulmaya başladı. Müziğin yanında salondaki misafirlerin sesi duyuluyordu. Herkes bir şeyler konuşuyordu. Soylu kişiler için böyle kutlamalar diğer soylularla iş birliklerini konuşmak için bir şanstı ve herkes o şansı değerlendiriyor gibiydi.
Törenin başından beri heyecanla bizi izleyen Yeosang koşarak yanımıza geldi. Bu düğünün olmasından mutlu olan tek kişiydi. "Artık hep burada kalacaksın değil mi?" Eğilip onun boyuna geldim. "Evet artık hep buradayım." bunu söylerken Jeongguk'a göz ucuyla bakıp tekrardan Yeosang'a döndüm. Sevinçle ellerini çırpınca onun bu hallerine tebessüm ettim.
Hizmetli gelip onu odasına götürene kadar onunla ilgilendim. O sırada Jeongguk birilerinin yanına gitmişti. Gözlerimle etrafta onu aradım. Gözlerimiz buluşunca yanına gitmemi işaret etti. Salonun en köşesinde bulunan masaya giderken o sırada selam verenlere karşılık vermeyi de ihmal etmiyordum. Yanlarına gittiğimde Jeongguk beni masada bulunan kişilerle tanıştırdı.
Salondaki misafirlerin çoğuyla sohbet ederek geçirdiğimiz dakikalar sonrası kürsüye çıktık. Misafirlere son kez veda ettikten sonra odamıza çekildik.
Jeongguk yatağın bir tarafına geçip üstünü çıkarmaya başladı.
Şaşkınlıkla ona baktım. "Sakin ol Taehyung. Sadece üstümü değiştiriyorum." derken gözleri ile yataktaki kıyafetleri işaret etti. Omuz silkip yatağın diğer tarafında bulunan benim için hazırlanmış olan kıyafetleri alıp banyoya gittim.
Banyodan çıktığımda Jeongguk'a baktım yatmaya hazırlanıyordu. Yatağa doğru ilerlerken kapının tıklatılmasıyla ikimizde o tarafa doğru döndük. Jeongguk'un "Gir." demesiyle bir hizmetli içeriye girdi. "Kralım bazı misafirleriniz sizi salonda bekliyor."
Hizmetlinin dediğiyle Jeongguk kaşlarını çattı ve üstüne bir şeyler alıp gitti. O sırada bende peşinden ilerliyordum. Kapı açılıp odaya girdiğimizde ailemi içeride gördüm. Hızla onlara doğru ilerledim. "Burada ne yapıyors-" sözlerimi kesen şey babamın tokadıydı.
Aldığım darbeden dolayı kafam bir yana düşmüştü. Gözümden akan yaşa engel olamadım. "Bir daha seni Kim Krallığının yakınında dahi görmek istemiyorum." her dediği söz bir mermi gibi kalbime saplanıyordu. Başım eğik bir şekilde durdum. "Bu yaptığın asla kabul edilemez. Seni evlatlıktan red ediyorum." Son dediği şeyle gözlerimi kocaman açıp ona baktım. "Baba bunu yapma." Buz gibi yüzüyle bana baktı. Babamın peşinden giderken yalvarıyordum.
Hiç bir şey demeden kapıya doğru yürüdü. Yanında olan kardeşlerimde peşinden gidiyordu. Tek tek gidiyorlardı ve hiç biri yüzüme bakmıyordu. Yerim yanımdan geçtikten sonra arkasına dönüp belime sarıldı. Bende ona sıkı sıkı sarıldım beni bırakmasını istemiyordum. Younghoon'un onu çekmesiyle Yerim'de ilerlemeye devam etti. Yürürken arkası dönük bir şekilde bana bakıyordu. Sonrasında el sallayınca bende ağlarken ona el salladım.
O sırada Eunji yanımdan geçerken kolundan tuttum. Yüzüme bakmıyordu. "Eunj-" kolunu çekti hızlıca. Adeta yüzüme nefretle bakıyordu. "Artık seninle konuşacak hiç bir şeyim yok. Beni rahat bırak. Yaptıkların yetmedi mi? Artık ailemize zarar vermeyi bırak." Bana olan tüm öfkesini kusup o da gitmişti.
Hepsi gittikten sonra yere çöktüm. Dakikakarca ağlamama rağmen göğsümdeki o acı biraz olsun geçmiyordu.
Sesli bir şekilde ağlarken başından beri her şeye şahit olan Jeongguk tek elini kafama koydu ve beni göğsüne çekti. Kollarımı onun beline sarıp ağlamaya devam ettim. Ağlamam iç çekişlere dönene kadar o pozisyonda kalmaya devam ettik.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ağlamamın durduğunu ağlayan Jeongguk kafamı kaldırdı ve yüzüme baktı. Yüzümde kalan göz yaşlarını silerken ona bakıyordum. Özenle göz yaşlarımı sildikten sonra ayağa kalktı. "Hadi gel odamıza gidelim." Elimden tutup kaldırmıştı ama adım atacak hâlim yoktu. Yorgun gözlerle ona baktığımda. Ellerimi tutup boynuna doladı. Ondan sonrada bacaklarımı tuttu ve beni kucağına aldı. Şu an hiç inkar edecek hâlim olmadığından kafamı boynuna gömüp orada soluklandım.
Odaya geldiğimizde. Beni yatağa yatırdı. Ondan sonrada kendisi yatağın diğer yanına uzandı. Çok yorgun hissettiğimden gözlerim kapanıyordu. Jeongguk'un benden gözlerini ayırmadığını farkettim. Bir kolumu onun beline atıp kafımı göğsüne koydum. Ben kolumu attığım anda elleriyle beni sarmıştı.
Sonrasında birlikte uykuya daldık. _
taehyung aileni surundurmen gereken durumlar var acil
taslaklarda 28378292 tane ficim var ama hic birine yb atmayacagimdan yayinlamiyorum✌🏻✌🏻✌🏻
