10- Savaşma dans et

2.5K 291 157
                                    

Bebeklerim sizi bekletmemek için biraz acele yazdım. Hata varsa affola sonradan düzenleyeceğim. Çok çok sevdiğim bir bölüm oldu umarım sizde keyif alarak okursunuz, okurken ne düşündüğünüzü paylaşmayı unutmayın. Sizleri çok seviyorum <3


"Hangisi?!!" Elimde beş farklı elbiseyle giysi kabininden kendimi dışarı attığımda, küçücük puf'a popolarının %5'iyle sıkışarak oturmuş BBH bana döndü. Onlar ne söyleyeceklerini bilemeyerek birbirlerine bakarken, ben kriz geçirmenin eşiğine gelmiştim bile.

"Hangisi diyorum! Taha lütfen..." Kulaklıkları takılı, Demir'in kucağına oturmuş telefonuyla oynayan Taha kulaklığını çıkarma lütfunda bulunup bana baktı.

"Yeşil bunların hepsi iğrenç." Dedi omuzlarını silkip ellerini havada sallayarak. "Elli defa dedim sana özel tasarım çizeyim diye."

"İyi de vaktim yok ki." Kucağımda elbiselerle kendimi tabureye fırlattım ve dudaklarımı büzdüm. Lisemin son sınıfları yarın mezun olacaktı ve son anda baloya küçük sınıflarında katılabileceğine karar vermişlerdi. İstanbul'un en hoş otellerinden birisinde yapılacaktı balo. Okul baloları öyle eğlenceli geçerdi ki okula girdiğimiz ilk günden beri Yeliz'le hayallerini kuruyorduk.

Demir üzgün suratıma şöyle bir baktıktan sonra, kafasını sallayarak Taha'yı kucağından fırlattı ve ayağa kalktı. Yavaşça yanıma yürüyüp elbiseleri kucağımdan alırken kafamı kaldırıp sorgulayan gözlerle ona baktım. "Seçmene yardımcı olacağız. Hadi çocuklar." Diye mırıldandı hayır'a yer vermeyen bir ses tonuyla.

-

Beş kabinin de kapısı çat diye açıldığında, asla böyle bir şeye katılmayacağını birkaç küfürle birlikte belirtmiş Savaş'ın omzuna yaslanmış, hayatımı sorguluyordum. Kafamı kaldırıp karşımdaki manzaraya baktığım gibi bir kahkaha ağzımdan kaçtı.

En sondaki kabinde Karya, ilk seçtiğim uzun, prenses modelli mor elbiseyi giymiş, ellerini beline koymuş güzellik kraliçesi gibi gülümseyerek bize bakıyordu. Seçtiğim en kısa elbiselerden olan pembe, dekolteli elbiseyi giymiş Yağız, elini kabin duvarına yaslayıp tek bacağını kaldırmış, göz kırpıyordu. Elbise ona ve ince bedenine o kadar yakışmıştı ki bu görüntünün üstüne çıkamayacağım için kafamda elemiştim bile.

İkizi Ozzy hemen yan kabinden tüllü, kabarık elbiseyi giymeye çalışmış, becerememiş, elbisenin kolunu kafasına geçirmiş, kafası karışmış bir şekilde sağa sola bakınıyordu. Demir seçtiğim en kısa elbise olan siyah mini, dekolteli, yırtmaçlı elbiseyi giymeye çalışmıştı. Sadece çalışmıştı tabii, çünkü geniş omuzları yüzünden elbisenin arkası kapanmamış, kalıplı vücuduna sığdırmaya çalıştığı elbisenin kısalığı yüzündense sahip olduğu her şey gün yüzüne çıkmak üzereydi. Taha iplerle sarılı uzun elbiseyi mükemmel bir şekilde giymişti ve sürekli çıktığı runway lerden birine gitmeye hazır görünüyordu.

"Ulan." Diye bir anırtı geldi Savaş'ın tarafından, bir sonraki gördüğüm şey ise Savaş'ın kendini yere fırlatıp Demir'e uzattığı parmağı ile haykırışıydı.

"Yeni albüme aradığınız konsepti bulduk galiba." Dedim gülmekten karnım kasılırken.

Demir sahip olduğu en kötü bakışlardan birisini atarken paytak paytak kabinden çıktı. "Yeşil bu ne lan?" Tek eliyle elbiseyi aşağı çekiştirirken, kocaman açtığı siyah gözleri ateşle parıldayarak bana tip tip bakıyordu. "Bu elbisenin diğer yarısı nerede? Sen bunu giyip baloya gideceksin, birde orada utanmadan dans edeceksin, sonra minnoş bedenin yorulacak oturayım diyeceksin, bütün alet takımını da tüm dünyaya göstereceksin öyle mi?"

ŞANSIN KIZI -Bir Gençlik Komedisi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin