13 - ********* bile

1.4K 145 32
                                    

Taha'nın Ağzından 

"Savaş planı yapmamız gerek ." dedi Demir hepimizi masanın etrafına oturturken. Saat sabahın 7'siydi ve görünüşe göre hiç uyumamıştı. Zaten bende uyuyamamıştım, tüm gece sıkıntılanmış, en sonunda uyumaktan vazgeçmiş ve sabaha kadar kağıtları parçalayarak kıyafet tasarlamıştım. Ömrümde çizdiğim en kötü kıyafetlerdi hepsi. 

Karya yanında oturan Savaş'ı kendisine çekip onu göstererek "Savaş planı." diye mırıldandı, istemsizce gülümsedik.

"Yeşil'i almamaları için ne yapabileceğimizi düşünüp durdum ama-" dedi Demir kafasını elleri arasına alarak. 

"Ama?" diye atıldı Yağız. Yağız Brown asla, hiçbir şart altında, asla kötü görünmezdi. Beşikte olduğu günden beri ne bir tel saçının bozulduğunu görmüştüm, ne kıyafetinin buruştuğunu ne de cildinin kötü göründüğünü. Yağız'ın göz altları bugün mor halkalarla bezenmişti. 

"Bir şey bulamadım." diye itiraf etti Demir öfleyerek arkasına yaslanırken. İçime kalbimi sıkan bir his yerleşti. Demir bir sigara yaktı, normalde içmememe rağmen elimi uzatıp benden paketten bir tane aldım.

"Sen bile bir şey bulamadıysan..." diye mırıldandı Ozan gözleri uzaklara dalarak. Tahmin edilmesi zor olmayarak kendimizi her türlü rezalete sokmuştuk bugüne dek, oysa Demir'in verecek bir cevabı ya da oynayacak bir kozu olmadığı hiç görülmemişti. 

"Görevli ne zaman gelecek?" dedi Yağız öfledikten sonra masada öne eğilerek. "İsmi ne kadının?"

"Ceylan Sanrı." dedi Demir. 

"Ben bir araştırayım." diye mırıldanıp telefonuna gömüldü Yağız. Yağız herkesi tanırdı, herkeste Yağız'ı tanırdı. Birisi hakkında bir şey bilinecekse onu Yağız bilir, genelde de o bilgiyle hiçbir şey yapmazdı. Şimdi ise zeki gözlerinde dolaşan planları görebiliyordum. 

"Kadını çok iyi ağırlamamız gerek." dedim. Kuzenlerimin hepsi kafalarını sallayarak onay verdi. 

"Savaş catering'le ilgilen. Ozan organizatörü ara, bulduğu ve bildiği en iyi çalışanları getirsin. Ne bileyim, çocuk için özel ilgilenen animatörler falan ayarlasın." 

"Tamam." deyip masadan kalktı Ozan ve Savaş. 

"Belki ona Yeşil'e ne kadar iyi baktığımızı gösterirsek bir şansımız olur?" diye mırıldandım. Kimsenin pek bir umudu yok gibiydi, baktığım her gözde çaresizlik görüyordum. 

"2012'de alkollü kaza yapmış." dedi Yağız telefonundan kafasını kaldırarak. "Eski sevgilisi de çocuk yeğenini darp etmiş, hapiste. Belki bunları ortaya çıkarırsak gündem değiş-"

"Hayır Yağız." Demir kafasını iki yana sallayarak reddetti. "Bu işi düzgünce yapmamız gerek. Düzgünce ve usülüne uygunca." 

Kadını resimden çıkarmak bize bir kaç günlük vakit kazandırabilirdi ama en nihayetinde başka bir çalışanla tekrar geleceklerdi. Yeşil'in suratı tüm gazetelere manşet olmuştu. Özellikle Demir'in eski sevgilisi Yasemin'le ne hikmetse benzedikleri için herkes kızın Demir ve Yasemin'in gizli çocuğu olduğunu konuşuyordu. Sözde kız Yasemin'indi, Demir ile birlikte bakıyorlardı... Hayranların ne kadar 'şanslı bir kız' olduğuyla ilgili yazdığı makaleleri ve çekemeyen bazı insanların nefret yorumlarını görmüştüm internetin her köşesinde. Konu birkaç haylaz numarayla halledilemeyecek kadar raydan çıkmıştı artık.

"Merhaba." diye minik bir ses geldi kapıdan, hepimizin kasları taş kesildi. 

"Merhaba Yeşil, gel birtanem." diye seslendim kızı yanıma çağırarak. Yanıma oturan kızı elimden kayıp gitmesinden korkarcasına sıkıca sarıldım. 

ŞANSIN KIZI -Bir Gençlik Komedisi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin