Solte, sınır içindekiler hariç kimsenin bilmediği küçük bir adaydı.
Koca okyanusun tam ortasında küçük bir nokta gibi duruyordu.
Asırlardır yerleşim yeri olarak kullanılan bu ada, Kral Sonet tarafından altmış dokuz yıldır yönetilmekteydi.
Jeon Jungkook ise o gün yirmi ikinci yaşını kutluyordu. Kutluyor denemezdi. Daha çok, işinden vakit ayırabilen biri olarak ailesi ile uzun süreden sonra ilk defa vakit geçiriyordu. Yanında babası olmasa da annesi vardı. Babası yoktu çünkü yıllar önce hırsızlık ile suçlanarak idam edilmişti.
Annesinin o güzel kokulu boynuna sarılacağı sırada evin kapısı gürültü ile açılmış, Jungkook'u annesinden ayırmıştı.
Genç kadının elleri beyaz bir iple hareket edilemez hale getirilince Jungkook karşısında annesini esir alan resmi elbiseli iki askere doğru atılmıştı.
"Durun! Onu götürmeyin! En yakın zamanda borcumu ödeyeceğim. Söz veriyorum!"
Asker koluna asılan çocuğu ittirmiş ve kapıya doğru ilerlemişti.
"Kralımızın kesin emridir. Karşı çıkılamaz. Borcunu getiridiğin en kısa zamanda onu geri alırsın."
Ve askerler gitmişti.
Jungkook bir anda sessizleşen evde gözlerini gezdirdi. Ardından bıkmış bir ifadeyle yere çökmüştü. Gözleri dolarken sessiz evde sadece onun iç çekişleri kalmıştı.
• • •
Submarine halkı uzun bir süreden sonra koylarına dönen prenslerini karşılamak için büyük taştan tapınağın önünde dizilmişlerdi.
Prensler uzun süreli bir ava çıkmışlardı çünkü kral hamileydi. Onu ve çocuklarını doyurmak için bayağı yiyecek gerekiyordu.
"Prenslerimiz göründü!"
Sevinçle bağıran küçük deniz erkeği ile herkes onun baktığı tarafa doğru döndü. Karşıdan hızla onlara doğru yüzen dört kuyruklu geliyordu.
Halk büyük bir heyecanla onları beklerken Kral Kim Namjoon uzun siyah saçlarını arkaya doğru atarak aynı kendisi gibi uzun siyah saçlarını örmeye çalışan hamile eşi Kral Kim Seokjin'in yanına ilerledi. İlk önce eşinin hamilelikten dolayı büyüyen beyaz pullu kuyruğuna kendi gri kuyruğunu sürttü.
"Ah."
Seokjin'den gelen inleme Namjoon'un hoşuna giderken Seokjin bağlamakta olduğu saçını bırakarak sinirle kocasına döndü.
"Herkesin içinde yapma demiyor muyum sana?"
Sinirle sorduğunda Namjoon onun yanaklarından tutarak kendine çekmiş ve kırmızı dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.
"Oğullarımız geliyor."
Seokjin heyecanla parlayan gözleri ile hızla kocasından ayrılıp tapınağın oraya doğru yüzmeye başladı. Onları neredeyse altı aydır görmüyordu ve çok özlemişti.
Yanlarına varan çocukları ile 'tam zamanında' diye düşündü.
Önden sağ kolları, lila saçları ve uzun turkuaz renkli kuyruğu ile Yoongi, kolundaki eşi güzelliği ve büyüleyici kırmızı saçları, saçları gibi kırmızı kuyruğu ile Jimin girmişti. Jimin'in bu güzelliğinin sebebi sadece onda olan, kuyruğunun ve saçlarının aynı renk olmasıydı.
Seokjin kollarını oğluna sarmıştı. Ellerini uzun saçlarında gezdirmişti.
"Dönebilmenize sevindim çocuklar."
Jimin büyük gülümsemesi ile babasına gülümserken Yoongi eli ile Kralın karnını göstermişti.
"Yokluğumuzdan faydalanıp yeni kardeşler mi yaptınız?"
Jimin eliyle Yoongi'nin omzuna vururken çemkirdi.
"Yoongi!"
"Ne var?"
Seokjin onların bu hallerini özlediğini fark etti. Namjoon'da onların yanına gelip elini eşinin beline attı.
"Biraz öyle oldu."
Namjoon eşinin yerine konuştuğunda arkadan başka bir ses duydular.
"Bizi özlemediniz herhalde."
"Hoseok-ie!"
Hoseok gür turuncu saçları ve beyaz kuyruğu ile karşısındaki iki adama sarılmıştı. Bu neşe saçan deniz erkeği, iki kralın da gözdesiydi. Üstelik oğullarına çok iyi bir arkadaştı.
"Sen bizim neşe kaynağımızsın. Özlemez olur muyuz?"
Hoseok duyduğu ses ile sevgili krallarından ayrılıp sesin geldiği yöne baktı. Heyecanla parlayan gözleri ile karşısında ona kucağını açan çocuğa yöneldi.
"Yugyeom!"
Onlar sarılırken arkadan beyaz uzun saçları ve mavi, parlak kuyruğu ile Taehyung girmişti.
"Hepinize merhaba!"
Neşeyle cırlamış ve elinde tuttuklarını yandaki gardiyana vermişti.
"Benim küçük prensim gelmiş."
Seokjin karşındaki oğluna sarıldıktan sonra tüm halk, prensler ve krallar tapınağa doğru ilerlemişlerdi.
Kral Kim Namjoon ve Kral Kim Seokjin, oğulları sapasağlam döndükleri için mutlu hissediyorlardı.
Duydukları sese kadar.
• • •
Selam, beğendiniz mi?
Bu arada yaşadıkları zaman eski zamanda değil şimdiki zaman.
Çok kaoslu ve soft bir kitap olacak. Bu ikisini nasıl bir arada yürüteceğimi bilmiyorum ama planım bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Submarine | Taekook
Fanfic❝ Deniz erkeklerinin saçları bir elmas kadar değerliydi. Jeon Jungkook'un ise paraya ihtiyacı vardı ama bir şeyi unutuyordu. ❞ ~~ Vkook fanfic 🧜🏻♂ Yazım Tarihi: 25.05.2019 Bitiş Tarihi: 17.12.2020 Mermaid #1 kookv #1 Fantastik #28 Fanfiction #15