22 ✘

3.5K 375 204
                                    

🍁

Donggyu daha fazla gördüklerine katlanamadı. Elindeki sivri uçlu silahını arkası dönük bedene fırlattı.

"Öylece gitmene izin vermem, insanoğlu."

Ardından Taehyung'un çığlığı duyuldu.

. .

Sivri uçlu mızrak genç olanın göğsünü deldi. Taehyung'un çığlığı etrafı sararken hiç düşünmedi. İki parmak hareketiyle müstakbel nişanlısının boynunu kırdı. Donggyu'nun cansız bedeni en dibe doğru batarken Taehyung, genç olanı kucakladığı gibi hızla yüzdü. Soğukkanlılıkla su yüzeyine çıktığında Jungkook'u yavaşça kumlara çekti. Karaya çıktıkları gibi kaybolan kuyrukları ikisini de çıplak bırakırken Taehyung'un gözleri sadece Jungkook'un kapalı gözlerindeydi.

Büyük bir hızla rengini kaybeden dudaklara öylece bakarken ifadesiz suratına karşılık gözlerinden yaşlar dökülüyordu.

Ellerini çıplak göğüse koyup baskı uygulamazken çekip çıkardı mızrağı.
Mızrağın yerini hızlıca elleri alırken sadece yaratıcısına yalvarıyordu. Ellerinin altındaki beden buz gibiydi ve açık yaradan kumlara doğru süzülen kan pıhtılaşmıştı.

"Onu benden alma, lütfen."

Tanrı onu duymuştu. Jungkook'un nefes almaya başlayan ciğerleriyle ellerini kana bulanmış tenden çekti.

Büyük bir umutla yerde yatan çocuğa bakarken Jungkook'un ağzı aralanmış siyah bir şekilde kusmaya başlamıştı. Taehyung, onun bedenini yan çevirerek zehri rahatça vücudundan atmasını sağladı. Mızraktaki zehir, hiçbir deniz erkeğinin yapmaya cüret edemeyeceği türden bir kara büyü idi. Jungkook'un da bunu tamamen vücudundan atması uzun sürecekti. Taehyung yeniden baygın düşen Jungkook'u büyüsüyle yerden kaldırırken evlerine doğru ilerlemeye başladı.

∆ ∆

Baygın bedeni sessizce yatağına yatırdıktan sonra Taehyung, Jungkook'un onu buraya getirdikten sonra üstüne giymesi için bir şeyler çıkarttığı dolaba ilerledi.

Bakışları kontrol etmek ister gibi bir anlık arkasındaki uyumaya devam eden çıplak bedeni buldu. Dolabın kapağını açıp, çekmeceleri karıştırdı. Bulduğu kıyafetleri yatağın üstüne koyarken tek tek giydirdi Jungkook'a. Kendisi de üzerine bir şeyler giyerken Jungkook'un yanına yattı.

Tamamen iyileştirdiği yarasından dolayı huzurla uyuyordu. Yine de az da olsa ağrısını hissedebiliyordu. Bu yüzden parmaklarını hafif dokunuşlarla uyuyan bedenin yanaklarına değdirdi. Okşadığı yanaklardan boynuna, oradan da yeni iyileşmiş göğsüne ilerletti.

"Taehyung?"

Taehyung duyduğu kısık sesle bakışlarını kaslı göğüsten çekip adını söyleyen çocuğun karanlıkta bile kocaman görünen bambi gözlerine çevirdi.

"Jungkook," dedi sevinçle.

Kendine hakim olamadan çocuğun bedenine sarıldı. Jungkook ise ona bir anda sarılan Taehyung'la ne olduğunu şaşırsa da onun da kolları Taehyung'un belini buldu.

"Bu kadar çabuk uyanmanı beklemiyordum. Senin için çok endişelendim." dedi beyaz saçlı rahat bir nefes alırken.

"Beni sen mi kurtardın?" Jungkook kısık sesiyle yeniden konuşunca Taehyung bedenini ondan ayırmış ve biraz geriye giderek yatak başlığına yaslanmıştı. Ondan bir cevap bekleyen çocuğun birkaç dakika öncesine nazaran daha dinç duran surat ifadesine baktı. Sorusunu başıyla onaylayıp gece mavisi gözlerini, büyük bambi gözlere çevirdi.

Submarine | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin